Ankara’daki Spor Çalıştayı’nın ikinci gününde federasyon ve kulüp başkanları, Gençlik ve Spor Bakanı Dr.Mehmet Muharrem Kasapoğlu’nun öncülüğünde devletin en yüksek kapısına Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne gittiler dün. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı ziyaret ettiler.
Beştepe’deki Külliye ziyareti hem spor kulüpleri hem de devlet açısından son derece önemli... Devlet, Cumhuriyet’in en yaramaz, en sevimli, en şımarık çocuğu olan spora kol kanat germiş. Onları kendi hallerine bırakmamış, hep desteklemiş. Hiçbir vatandaşa veya şirkete tanımadığı ayrıcalıkları sporculara, spor kulüplerine tanımış.
Hakça ve açıkça söyleyelim: Onlar da bu ayrıcalıklardan yararlanıp sürekli olarak hep daha fazlasını istemişler. Daha fazla para, daha fazla vergi iadesi, daha fazla borç affı, vergi affı, daha az vergi, daha çok tahsisat, daha çok arazi, daha çok tesis, daha çok teşvik...
Ver Baba ver!
Dünkü ziyarette de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın halden anlar eski sporcu kimliğine sığınacaklarını öğrendim.
Bu defa da vergi yükünün en az bir yıl süreyle ertelenmesini talep ediyorlar. Bu isteklerini hangi gerekçe ve önerilerle dile getirdiler, bilmiyoruz. Ama şurası kesin: Özellikle Süper Lig kulüpleri, harcamalarının önemli bölümünü oluşturan futbolcu bonservis ücretleri, yıllık maaşlar, primler ve diğer giderlerle bağlantılı olarak harcadıklarının yüzde 67’si oranında stopaj ve vergi yüküyle karşı karşıya.
Bu zamanda bu ağır yükü kaldıracak halleri yok. Borç bunalımından çıkamıyorlar. Salt bu nedenle hırlaşıyorlar, kavga ediyorlar. Enerjilerinin büyük bölümünü kavgaya ayırıyorlar. Projeye, üretmeye, masraf kısmaya değil, popülist hamlelerle inisiyatif almaya bakıyorlar.
Her neyse...
Dün devletin en yüksek kapısına başvuranlar, yeni bir anlayış, yeni bir destek istiyorlar. Bir yıllık ertelemeyle Devlet’in hoşgörüsüne sığınıyorlar. Haklı-haksız, olsun- olmasın ayrımı yapmadan durum tespiti yapıyorum.
Sorunlar külliyen (tümüyle) Külliye’de. Umut Külliye’de, gözler Külliye’de!
GG=2F
Hayır, bilmece ya da şifre değil. Sadece Göksel Gümüşdağ’ın yeni yol haritası. GG’nin yol haritasında siyaset biraz geride kalacak. Yerini 2F alacak. Futbol ve Fabrika.
2004’den beri İstanbul Belediye Başkan Vekilliği, İBB Meclis Başkan Vekilliği gibi önemli siyasi görevler üstlenen Başakşehir Spor Kulübü Başkanı Göksel Gümüşdağ, artık sadece üye olarak Belediye Meclisi oturumlarına katılacak. Yönetici pozisyonunu terk ediyor. Pazartesi günü İBB Meclisi’nde veda etti. Tüm partilerinin alkışlarıyla kürsüden indi. Gümüşdağ yıllardır zirve mücadelesi yapan takımının bu yıl şampiyon olacağına inanıyor. Eksik gedik varsa, transfer dahil, her türlü hamleyi yapmaya hazır olduklarını söylüyor. Gümüşdağ’ın bir de mesajı var: Futbol Federasyonu bu yıl çok önemli kararlar alıyor, onları desteklemeliyiz.
İkinci F’ye, fabrikaya gelince... Gümüşdağ ailesi, yarım asırdan beri hemen hepimizin evlerinde, mutfaklarında çok tanınmış markalarla yer alan elektrikli küçük ev aletleri üretiyor. Göksel Başkan, yeni teknoloji ve yeni üretim konseptleriyle piyasada ses getirecek hamlelere hazırlanıyor. Başarılar diliyoruz!
Kayıkçı kavgaları
Fenerbahçe Başkanı Ali Koç’la Galatasaray Başkanı Mustafa Cengiz, medya aracılığıyla verip veriştiriyorlar birbirlerine. Ortak sıkıntılarına birlikte çözüm bulma yerine, durumdan vazife çıkarıp avantaj sağlama peşindeler. Hiç de inandırıcı değiller. Bıraksınlar bu kavgaları, polemikleri. İçine düştükleri (ya da düşürüldükleri) koşullarla mücadele etsinler. Bize güllük gülistanlık masallar da anlatmasınlar. Çalı çırpıyı söküp bahçeyi temizlesinler, yeter!
Sultanların mantosu
24 Aralık 2019 Salı. Gillette Milliyet Yılın Sporcusu ödülünün jüri toplantısında Türkiye Voleybol Federasyonu Başkanı Akif Üstündağ ile sohbet ediyoruz. Konu Kadın Voleybol Milli Takımımızın Hollanda’daki Avrupa Olimpiyat elemeleri. Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yıldırım Demirören de çok heyecanlı. Kızlarımızın mutlaka Tokyo’ya gitmeleri gerektiğini söylüyor.
Başkan Üstündağ rahat... Bizi yarı finale davet ediyor: “Gruptan çıkarız. Sonrasında Hollanda’yı ya da Almanya’yı yener bileti alarak İstanbul’a döneriz. Cumartesi Pazar bizimle olun, birlikte kutlayalım!”
Şunca yıllık spor gazeteciliğimde böylesine kendinden emin, sonucu garanti vererek açıklayan çok az spor yöneticisi gördüm. Akif Üstündağ onların şampiyonu bence. Sanki vestiyere bırakılmış mantoları almaya giden davet sahibi gibi. O kadar rahat yani. Dedikleri aynen oldu. Sultanlar mantolarını, Tokyo biletlerini aldılar. Polonya maçının dördüncü seti (33-31) vardı ki bizim için yaşaması da zor, anlatması da. Finali en rahat, en huzurlu, en güçlü halleriyle “şıkıdım şıkıdım” oynayarak kazandılar. Yüzleri gülerek, zinhar yorgunluk göstermeden.
O takım Tokyo’da daha da büyük başarılara imza atacak, buna inanıyorum. Öncelikle 2012 Londra’dan anılar paylaştığımız kıdemli yıldızlarımız Kaptan Eda Erdem ve Naz Akyol’la tüm evlatlarımıza sevgilerimi sunuyorum. Bu kızlar, Cumhuriyet’in kızları. Ne kadınlıklarından vaz geçiyorlar, ne analıklarından… Ne kariyerlerinden ne de güzelliklerinden.
Bu kızlar “Filenin Sultanları”... Bu kadar yani!