Güneş balçıkla sıvanmaz. Beşiktaş’ın fabrika ayarları bozulmuş. Alanyaspor karşısındaki oyunuyla anladık ki şampiyonluğu üçlemeye niyeti olsa da morali yok. Tempo düşük, o hayran olduğumuz hızlı ve seri pas rallisi yok. Uzaktan atılan bir-iki Babel şutu var, o kadar.
Oysa güzel başlamıştı. Oğuzhan’ın derin pasını alan Cenk, sağ-sol ayak değiştirerek kaleci Haydar’ı yatırdı. Sonra da soluyla akıllıca golünü attı.
Beşiktaş’ın hemen her maçta attığı golden sonra uğradığı rehavet hali, dikkat dağınıklığı ve organizasyon bozukluğu durumu 1-1’e taşıyan Welinton golüyle sonuçlandı.
Saffet Susiç, beraberliği bulduktan sonra Beşiktaş’ın geride verdiği açıklara insafsızca (!) yüklendi. Emre Akbaba, Fernandez, Vagner Love, Pepe ve arkadaşlarına meydanı dar etti. Beşiktaş’ta Talisca yine et mi balık mı (yoksa tavuk mu) olduğu anlaşılamayan oyuncuydu. Ne Cenk’in ardındaki 9,5 numara (ikinci santrfor) ne de bildiğimiz 10 numara fonksiyonu... İşsiz ve alakasız bir portre çizdi. Daha da derinden bakarsak... Talisca’nın gelişiyle Beşiktaş’ın beyni Oğuzhan’ın formu da verimliliği de düştü. Sanki Oğuzhan’ın rolü çalınmış gibi. Ama o da tartışmalı.. Talisca rol çalmış olsa bari, hiç değilse bir şeyler yapmış olurdu...
Atiba da eski Atiba değil... İkili mücadele, top kazanma ve isabetli pasta örnek sayılan istatistikleri, öyle sanıyorum ki büyük bir düşüşe geçti.
Şenol Güneş’in kenar yönetimine gelirsek... Oğuzhan’ı 65’te değil, ikinci yarının hemen başında geri çekmeliydi Şenol Hoca... Hatta maça Tolgay’la başlaması bile yerinde olurdu. Bir de Negredo var. Dünkü galibiyetin golcüsü, 79’da Talisca’nın yerine oyuna giriyor. Talisca’ya bu kadar süre vermek de çok doğru değil.
Skor tabelasına bakmak bizi yanıltabilir. Gerçekleri görmek gerekir. Başiktaş, kadro derinliğini kullanamayan bir takım. Bu takımla şampiyonluk yarışında koşmak zor.
Peki Şampiyonlar Ligi’nde niye rüzgar gibiler? Onu da esen rüzgarlara sorun.
Bu arada...Yaşar Kemal Uğurlu, 41. dakikada Welinton’un baldırıyla Quaresma’ya yaptığı müdahaleye penaltı verebilirdi. Atladı. Sarı ve kırmızı kartlarda da hem ölçüyü, hem de pusulayı şaşırdı.