Attila Gökçe

Attila Gökçe

agokce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Galatasaray Başkanı Mustafa Cengiz, önemli bir enerji anlaşmasına imza attı. Her anlaşmanın tanıtım toplantısında, imza töreninde olduğu gibi dünkü toplantıda da sorular “gündeme” saptı. Başkan, bozuk zeminle ilgili eleştirileri yanıtlarken, kar yağışından sonra uyarılar ve talepler konusunda teknik heyetin de hata yaptığını (!) söyledi. Hayır bir suçlama havasıyla değil. Kulüp içi özeleştiri anlamında.Hemen sonrasında dile getirdiği gerçekler daha da önemliydi: “Bozuk zeminde oynayamadık ve Sivasspor’u yenemedik ama, Ankara’da da pırıl pırıl bir sahada yenildik!”

Ankaragücü (2-1) yenilgisinden sonra Teknik Direktör Fatih Terim, Kaptan Arda Turan ve Galatasaray İkinci Başkanı Abdurrahim Albayrak’ın yüksek sesle dile getirdikleri öfkeli açıklamaları ve hakem eleştirilerini anımsarsınız. O gün de bugün de ortada bir boşluk var.Süper Lig tarihimizin en başarılı teknik direktörü Fatih Terim, son iki maçı yorumlarken gösterilmeyen kartlardan, verilmeyen kararlardan, atılmayan oyunculardan, kısa kesilen uzatmalardan söz etti uzun uzun.Ortadaki boşluğu dolduracak söz söylemedi. Hakem yanlışları, hakem atamaları ve hakem konusundaki eleştirilerin tamamına yakın bir haklılığı vardı…

Ama önce kendi sorumluluk alanının yanıtlarını vermeliydi. Ortadaki boşluk, o maçların teknik ve taktik analizleriydi.Fatih Terim Hocamız, en yetkin, en sorumlu olduğu alanda boşluk bıraktı.Ankaragücü maçının ikinci yarısına üç oyuncuyu birden değiştirerek başladı. Devre arasında Fatih Hocamız, yeni bir kurguyu, taktik değişiklikleri anlatmadan, oyuncularından istediklerini sıralamadan doğrudan adam değiştirme yoluyla neyi amaçladı, anlaşılamadı.Telekom’daki maçta da Sivasspor’a karşı, bir önceki maçın 6 oyuncusunu birden değiştirdi Fatih Hoca. Rotasyon mu, yeni bir oyun düzeni mi, anlayamadık.Bu ülkede spor psikolojisini en iyi bilen Hoca da Fatih Terim…

Gelin görün ki en as oyuncularından birinin (Onyekuru), ancak rakip oyuncunun atılmasıyla (Ziya) 38 dakikada bir şeyler yapacağından medet umuyor ve bunun hesabını hakemden soruyordu. Böyle bir yorum futbolcusunda nasıl bir etki yaratır? Hocamız bunu hesapladı mı?Haydi, ben de hakem tartısına gireyim. Ankaragücü  Galatasaray maçının hakemi Halil Umut Meler de hatalı. Ali Şansalan da Sivasspor maçını gerçekten kötü yönetti.Ama yetmez… Puan kayıplarının nedeni, teknik ve taktik hesaplarda da saklı.Ve Fatih Hoca, işin bu yanını saklı tutuyor. Özeleştirisini yapmıyor. Kim bilir, belki de Ankara’da söylediği gibi: Bu durum kimseyi ilgilendirmiyor!

Yerli Hakem-Yabancı Hakem

Bir süre önce Beşiktaş Başkanı Ahmet Nur Çebi: “Bazı maçları yabancı hakemler yönetsin.”Bir süre sonra Kulüpler Birliği Başkanı Ahmet Nur Çebi: “Hakemlerimize güveniyoruz.”Dün, G.Saray Başkanı Mustafa Cengiz: “Hakem sayımız az ve yetersiz. O nedenle, gerekirse, ihtiyaç halinde yabancı hakem çağırılsın demiştik.”Bakalım, gelecek hafta ne diyecekler? 
Futbolu sevdi, yaşadı, yazdı
2002’de yazdığı kitap, bugünün gerçeklerini de söylüyordu: “Maçı Kaybettik. Ama Zemin Futbol Oynamaya Müsait Değildi” Ya da “O Gol Kaçmazdı”… Bir de “Mahallenin En Şık Abileri” var… Hakan Dilek, futbol aşkını büyük bir coşku, mutluluk ve ıstırapla yaşadı. Çarşambaspor’da oynadığı yılları “Tanju’dan daha büyük golcüydü” diye anlatıyorlar. Fibula kemiğindeki kırılma, futbol aşkını değil, oyunculuk kariyerini noktaladı. Üniversiteyi ressam ve heykel sanatçısı olarak bitirdi. Gazetecilik, yazarlık, radyo-tv sunuculuğu, araştırmacılık yaptı. Çok değerli eserler verdi. Necil Ülgen dostumuz, Fanatik’e çağırdı. O da Uğur Meleke’yi getirdi. Milliyet Taktik eklerinde çok iyi işlere imza attılar. Hakan Dilek koşa koşa yaşadı. Zaman zaman kendini de kırarak, hastalıkla boğuşarak 59 yılda ömrünü tamamladı. Kızdık, darıldık, üzüldük. Ama hep sevdik onu. Artık özleyeceğiz. Işıklarda uyusun dostumuz.  

Büyük şans: Yüzde 1

Beşiktaş Teknik Direktörü Sergen Yalçın, Başakşehir ve Fenerbahçe maçlarının, Süper Lig’in en zor bölümünü oluşturduğunu söylüyor. Takımını ve taraftarları, zor günlere hazırlıyor.Gerçekten iki önemli maç.Peki neler olur?
1 Beşiktaş, iki önemli maça da kayıp puan hesabıyla Galatasaray ve Fenerbahçe’den 5 puan önde çıkacak. Bu bir kredidir.
2 Beşiktaş, iki maçı da kazanırsa hem liderliğini sürdürür, hem de şampiyonluk için büyük avantaj sağlar.
3 Vodafone Stadı’ndaki maçı Erol Bulut’un ekibi kazanırsa, Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş’ın şansları eşitlenir.Yüzdeye vuralım: Üçüne de yüzde 33 şans payı düşüyor. Peki artan yüzde 1 ne olacak?Kapanın elinde kalacak. Yüzde 1 daha alan, şampiyon olacak!