Attila Gökçe

Attila Gökçe

agokce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bu bir maç… Ama aynı zamanda ders… Sergen Hoca, UEFA’nın artık standart hale getirdiği pro lisans seminerlerinde “oyun stoperlerle kurulur” ilkesini öylesine içselleştirmiş ki, Beşiktaş’ın iki stoperi Vida ile Wellinton, artık kendi ceza alanları içinde, kalecinin hemen önünde çakılı beklemiyorlar…
Hırvat ve Brezilyalı stoperler, oyunun merkezini orta yuvarlağın içine taşıyorlar. Bu anlayış ve uygulama, takımın öteki oyuncularını da birden fazla rolle oynatıyor. Alın işte Rosier ve N’Sakala… Onlar sadece klasik bek değil, aynı zamanda kanat oyuncuları. Şu farkla ki birçok takımda görülebilen “atağa çıkan bek”, Beşiktaş bekleri gibi kanat oyuncusu kimliğine bürünmüş değil. Beşiktaş’a böyle bakınca, karşı cepheye baskın yapan, orada çoğalarak oyunun tümünü rakip yarı alanda kendi kontrolüne, alan bir takım izliyorsunuz.
Beşiktaş’ın ilk yarıda attığı üç golde de bu temel oyun anlayışının yansıması var.
Şunu da unutmayalım: Rakip ataklara karşı, top Beşiktaş yarı alanına döndüğü zaman “hazır kuvvet” Josef anında müdahale ediyor.
Bu oyun aklı ve oyun alışkanlığı, Beşiktaş’ı ST Süper Lig’in en renkli, en heyecanlı, en coşkulu ve en kaliteli takımı haline dönüştürüyor.
Beşiktaş, kendi hücumuyla daralttığı ve kısalttığı oyun alanında, geriye koşmak zorunda kalmadığı için, tempoya da ihtiyaç duymadı dün. Üç farkla öne geçmelerinden sonra Denizlispor’un da topu kullanmasına izin verdi siyah-beyazlılar.. Doğrusu, Sagal’la Rodallega’nın ısrar ve inatla oynama isteğine de saygı duyduk. Girdikleri pozisyonlarda Beşiktaş savunmasını aşamadılar.
Larin’in dar açıdan attığı gol, önemli bir klas gösterisiydi. Bu ilk golde Mustafa’nın, Aboubakar’ın attığı ikinci golde Diskerud’un ayağından dönen topları çok hızlı davranarak ağlara göndermek akıllı fırsatçılık örnekleriydi. Ljajic’in attığı golde “Baba” Aboubakar’ın asistini de unutmamak gerekiyor. Bunlar, bütüncül oynayan bir takımın kalite özelliklerini yansıtan goller.
Maçın ikinci yarısı daha dengeli, karşılıklı ataklarla süslenen bir oyuna dönüştü. Hemen söyleyelim, iki takım da yaptıkları değişikliklerle oyunu hızlandırdılar. Beşiktaş’ta N’Koudou- Gökhan, Ljajic-Necip, Vida-Oğuzhan, Atiba-Dorukhan, Aboubakar-Hasic değişiklikleri hücum oyununu ve gol pozisyonlarını zenginleştirdi. Oyuna katılanların da aynı biçimde oynayıp en az beş gol pozisyonuna girdiklerini de belirtelim. Denizlispor puan cetvelindeki yerine isyan edercesine futbol oynamaya çalışan bir ekip. Hele Sagal ve onun pasıyla dönerek müthiş bir şut çıkaran Rodallega takımın en iyileri, en gayretlileriydi.
Beşiktaş dünkü skorla averajını zenginleştirdi, G.Saray’la averaj farkı 1’e indi. Kaçırdıkları gollerle, liderlik fırsatını da harcadıklarının farkındalar mıydı, bilmiyoruz. Beşiktaş, bu ligin en uyumlu ekibi. O nedenle senfoni orkestrasına benzetmek abartı olmaz. Bu ligde havalar bahardan önce ısınacak. Onu söyleyelim. Vivaldi’nin Dört Mevsim’indeki gibi güzel bir bahar dileyelim.