Haydi artık, yiğidin hakkı yiğide… Beğenmeyip burun kıvıranlara, ısrarla korkaklık edebiyatı yapanlara selam olsun!. Milli Takım’a da helal olsun. Her anıyla, her yanıyla saygı duyulacak bir oyun ve sonuç. Şimdi dış seslere susmak ve alkışlamak düşüyor. Yine de kendileri bilir ama, ben ayağa kalkarak alkışlıyorum.
***
Köpürtülmüş yorumlarla başlıyor maç… Norveç Milli Takımı’nın en büyük kozları öndeki ikili, golcüler: Sörloth ve Haaland. Sörloth’u biliyoruz. Türkiye’de kral oldu ama Bundesliga’da Leipzig’in kadrosunda sürekli yer edinemedi... 20 yaşındaki Haaland ise Borussia Dortmund’un gözdesi… Önümüzdeki sezon Real Madrid’de oynayacağı yazılıyor. 20 milyon euroluk değerini 120 milyona çıkarmış… Gelin görün ki ikisinde de etkili bir vuruş, şut ya da çalım göremiyorsunuz… Çok kızıyormuş Norveçliler, kendilerini saklıyorlar, milli takımda oynamıyorlar, diye…
Her neyse önümüzdeki gerçeğe bakalım. Milli Takım, hastalık ve sakatlık yüzünden “denkleştirilmiş” onbirle başlıyor maça… O nedenle çok dikkatli oynuyorlar, yardımlaşıyorlar… Norveç top kullanırken alan daraltıyorlar. Topu kazandıktan sonra çok çabuk koşarak açılıyorlar.
Bu uzun girişle çabucak attığımız golleri unutmayalım… İşte o açılışlardan birinde… Daha dördüncü dakika dolarken… Yusuf’un soldan ortaladığı top Kristoffer Ajer’den sekip arka direkte bekleyen Ozan Tufan’ın ayağına geliverdi. Hiç bekletmeden soluyla vurdu… Güzel başlangıç, keyfimiz bozulmasın.Bu uzun girişle çabucak attığımız golleri unutmayalım… İşte o açılışlardan birinde… Daha dördüncü dakika dolarken… Yusuf’un soldan ortaladığı top Kristoffer Ajer’den sekip arka direkte bekleyen Ozan Tufan’ın ayağına geliverdi. Hiç bekletmeden soluyla vurdu… Güzel başlangıç, keyfimiz bozulmasın.Norveç’e bakıyoruz… En basitinden yan ortalarla iki golcüye top atmaları bekleniyor ama, yapamıyorlar… Haaland da Sörloth da istedikleri toplarla buluşamıyorlar. Tipik Baltık profili: Norveçliler fizik güçleriyle sağlam bir takım oluşturuyorlar. Ama Bizim Çocuklar kadar yaratıcı değiller. Böylece Akdeniz’in Baltık’tan daha sıcak, daha üretken bir kültür oluşturduğunu söyleyebiliyoruz. Yusuf ve Hakan örneğin… İkisi de dünkü maçı sahiplenerek oynadılar. Lille ve Milan’daki heyecanlarını ve başarılarını bayrak forma altında da yinelemek çabasını sergilediler.
Ozan Kabak’ın hastalığı yüzünden savunmanın kimyası da değişmişti. Çağlar Söyüncü ile Kaan Ayhan stoperde eşleşirken Mert Müldür’e sağbek vekaleti verilmişti. İyi taşıdılar maçı. Hollanda maçının iki yıldızı Okay Yokuşlu ve Kenan Karaman, sade, gösterişsiz ve sağlam oynuyorlar.
İlk yarım saat dolmadan avantajı pekiştiren Çağlar Söyüncü golü geliyor. Yusuf Yazıcı’nın kornerine arka direkte harika bir kafa vuruşu… Rahatlıyor çocuklar. Norveçliler şokta, elleri-ayakları dolaşıyor adeta.
İkinci yarıda daha hızlı, daha hareketli. Çata-çat karşılıklı ataklar, orta alanda top kapma savaşıyla ısınıyor maç… İşte o alengirli dakikalarda Hakan Çalhanoğlu, ceza alanında pas alışverişleriyle başını döndürüyor rakip savunmanın… Derken yine günün yıldızı Ozan… Önüne gelen topu bu defa sağıyla gönderiyor ağlara.
***
Şimdi iki adım geri çekilip daha geniş açıdan bakalım çocuklara… Bu ülkeden yetişmiş, endüstriyel liglere transfer olmuş yıldızlarımız var… Almanya’da yetişenlerle birlikte bir bütün oluşturmuşlar… Süper Ligimizden delikanlılarla takım tamamlanıyor…
Okay’dan Caner’e, Uğurcan’dan Ozan’a, Enes’ten Taylan’a kadar hepsi de bizim evlatlar.
Skor tabelasına filan bakmadan yazıyorum: Bu çocuklar ne yaptıklarını biliyorlar. Neyi nasıl yapacaklarını da... Onları motive etmeye gerek yok. Özgüvenleri, bilgi ve becerileri var. Tarihimizin en iyi Milli Takımı bunlar.
Korkmuyorlar, korkutuyorlar… Şaşırmayın. Büyük hedeflere koşuyorlar!