Süper Ligimiz üç yıldan beri büyük bir maceranın içinde. Önce epidemi sonraki evrensel tanımıyla pandemi… Ara verilen maçlar. Seyircisiz oynanan müsabakalar… Bazen ısınamayan, çoklukla fazla hararetten tekleyen rekabet motoru… Küme düşmenin kaldırılması, takım sayısının bir türlü normale (18’e) dönüşememesi…
Ve büyük deprem felaketi…
Böylesine uzun süreli, kararsız bir ortamda şampiyonluk yarışı da kümede kalma mücadelesi de değerinden çok şey kaybeder. Bu kayıpların yaşanmaması için skor tabelasına değil sahada oynanan oyuna bakmamız hakem kararlarına takılmadan toplu ve topsuz alanları izlememiz gerekiyor. Yapamıyoruz. Sadece futbol iklimi değil biz de kaybettik normal hallerimizi. O yüzden tartılarımız, değer ölçülerimiz yorumlarımız da zik-zaklarla dolu.
Süper Ligimizin 64 yıllık tarihinde şampiyonluk tacı giyen 6 takımımız var. Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş, Trabzonspor, (Bursaspor/halen TFF 2.Lig’de) ve Başakşehirspor…
Puan cetveline baktığımızda ilk dörtte dört şampiyon takımın yer aldığını görüyoruz. Lider Galatasaray’la (54) takipçisi Fenerbahçe’nin (48) puan farkı 6… Beşiktaş ve Başakşehir (40) bu yıl “başaltı takımları” statüsünde. Böyle hedef kaybetmiş takımların özellikle yeni ve genç futbolcuları keşfedip piyasaya sürmesi en verimli anlayıştır. Son şampiyon Trabzonspor (38), Adana Demirspor’dan (39) 1 puan geride, altıncı sırada… Onlar da yeniden yapılanıyor zorunlu olarak.
Ligimize renk ve derinlik katan ilk takım Adana Demirspor… Onlar zirvedekilerle yarışı inat ve ısrarla sürdürüyorlar. Balotelli gibi bir fenomenin ayrılmasına, transferde yerli futbolcu kayıplarına rağmen oynadıkları her maç kaliteli. İtalyan hoca Montella’yı da kutlamak gerekir. Kapalı tahta ve bilinen finansal sıkıntılara rağmen oyun seviyesini Çağdaş Atan’la daha da yukarı taşıyan Kayserispor’a, Andrea Pirlo yönetimindeki Karagümrük takımına da oynadıkları futbol için saygı duymalıyız.
Yeniden zirveye bakarsak... Aradaki puan farkına rağmen şampiyonluğun ayakta kalacak son iki adayının Galatasaray ve Fenerbahçe olduğunu düşünüyorum. Galatasaray’ın, çoğu kişiye “çılgınca” gelen transfer hamlelerinin, şampiyonluğa odaklanmış, Şampiyonlar Ligi’nin zor eleme turlarına yatırım yapan stratejik hamlelere dayandığını sanıyorum. Fenerbahçe de oyun dışı farklı nedenlere bağladığı puan kayıplarını unutur ve kaliteli kadrosuyla yeni bir konsept geliştirirse elbet hedefi yakalayabilir. Süper Lig’de, dokuz puanlık farklar da kapanmıştır. Unutmayın.
Kırık Kalpler’e dilekçe
Hepimizin kalbinin kırıldığı, hüzün ve kederin siteme, çaresizliğe, bazen de öfkeye dönüştüğü bir sürecin içindeyiz.
Hayatın şiddetli sarsıntıları ve dalgalanmalarına karşı ulusça dayanışmanın en güzel örneklerini sergilerken, arada esen karşılıklı sert rüzgarlardan sakınmalıyız. Doğa şiddetle kalbimizi kırdı. Bir de birbirimizin kalbiyle uğraşmasak… Sevginin, anlayışın, saygının ılıman iklimini seçip öfkeli ve yaralayıcı hallerimizden uzaklaşsak… Barışı seçsek yani… çok iyi olur!
Tuğçe Hoca 8 ameliyattan sağlam çıktı
Gençlik ve Spor Bakanlığı, felaket bölgesinde atletik performansla adeta koşarak depremzedelere yetişmeye çalıştı. Bakan Dr. M.Muharrem Kasapoğlu’nun ziyaretlerinin yanı sıra Genel Müdür Mehmet Baykan da 11 gün aralıksız bölgede kalarak yardımları yönlendirdi. Çok duygulu anılar var: “Genç bir anneye iki kutu bebek maması verdik. Birini iade etti, (Sıradakilere verin. Bununla idare edebilirim.) dedi. Kadınlar yardım paketleri dağıtımında ihtiyaçlarını söyleyemiyorlar, utanıyorlar uzak duruyorlar. Bu durumu kadın antrenörler hemen anlamışlar. Sormuşlar öğrenmişler. Böylece her yardım paketinin içine kadınlar istesin ya da istemesin, mutlaka çamaşır ve sağlık pedleri de konuyor artık.
Hatay Amatör Spor Kulüpleri Federasyonu Başkanı Mehmet Öztürk, eşi ve çocukları, ailece hayatlarını kaybetmişler. Federas-yonlarımızın ve kulüplerimizin kaybettiği canlar da var. Ölenlere rahmet, yaralılara sağlık diliyorum. Yüzme Federasyonu Başkanı Erkan Yalçın’la konuştum. Urfa il temsilcisi Mustafa Abak’ı kaybetmişler.
Şu sevindiren notu da okuyalım: Adıyaman’da enkazdan çıkarılan 24 yaşındaki yüzme antrenörü Tuğçe Tunç üst üste 8. ameliyatından sonra nihayet normal bakım sürecine girdi. Genç enerjisiyle yeni şampiyonlar yetiştirmenin planlarını yapıyor şimdi.
El kırdı, kalp kırmadı
Fenerbahçe’nin efsane kaptanlarından Ziya Şengül’ü de sonsuzluğa uğurladık. Çok yakın arkadaşımdı. Hem keyifli sohbetlerimiz, hem de inatçı kavgalarımız oldu. Çelik mengene gibi güçlü parmakları vardı. Bazı arkadaşlarımızla tokalaştığında (Mazlum Göknel gibi) ellerini kırdığına da tanık olduk. Hiçbir kavgada kalp kırmaz, küslük çıkarmazdı. Rahmetle anıyorum… İyi uykular Kaptan!