Attila Gökçe

Attila Gökçe

agokce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Göztepe Süper Lig’in ikinci yarısında başına onca iş açtıktan sonra sanki kötü bir rüyadan uyanmış gibiydi. Başakşehir önünde hem aksiyoner (etkili), hem de reaksiyoner (tepkili) bir oyun tutturdular. Lider’e karşı çok iyi hazırlanarak geldikleri belliydi. Yedinci dakikada Titi asistiyle Jerome’un attığı gol, haftalardır bekledikleri bir galibiyetin işareti olabilir miydi? Golün üstüne yatmadılar, kendi kalelerine yaslanmadılar… Sahanın her yerinde olabildiğince savunma yapıp kazandıklarıyla da kontralara çıkmak istediler. Serdar Gürler ve Halil’le kanatlardan yüklenmeye çalıştılar. Bu arayışlar Başakşehir savunması önünde pek etkili olmadı. Ama Castro ve Jerome’un yakaladıkları toplarla depara kalkıp kaçırdıkları öyle goller vardı ki, parmak ısırtırdı.
Peki Başakşehir nasıl oynadı?
Abdullah Avcı Hocamız’ın elbet bir bildiği vardır ama, Robinho’nun santrfor göreviyle oyuna sürülmesi bence verimli olmadı. Göztepe savunması için, özellikle Titi ve Reis için Robinho hiç de zor bir rakip değildi. Dahası pas trafiğinde topla buluşmasını da önleyerek adeta durdurdular Brezilyalı’yı.. Adebayor kenarda beklerken, Robinho’nun dün taşıyamadığı santrfor yükü, kendi takımının sırtındaki ağır yük oldu.
Yine de oyun ilkelerinden kopmadan, yedikleri golle paniğe kapılmadan arayışlarını sürdürdüler. Elia soldan, Visca sağdan sarsıcı hamlelerle pozisyonlara girdiler. Gol heyecanı da yaşadı ikisi… Elia hakeme, Visca da VAR’a yakalandılar: ofsayt!
Abdullah Hoca ikinci yarıda Adebayor’dan başlayarak üç oyuncusunu hamle niyetine sahaya sürdü. Bajiç ve Napoleoni de katıldılar gol arayışına... Dakikalar ilerledikçe Göztepe’nin savunma direnci artarken, Başakşehir’in tecrübeli (ve yaş ortalaması yüksek) oyuncuları yorulmaya başladılar. Bu arada Başakşehir’in en skorer oyuncusu Edin Visca da Göztepe’nin beki tarafından adeta mühürlendi.
Göztepe’nin kontralarda topu kazanıp boş alanda girdiği pozisyonlar, yakaladığı gol fırsatları maçı heyecana boğdu. Bu arada Deniz’in ortadan yakaladığı topu Başakşehir kalesine taşıyıp takımının ikinci golünü atması da son derece dramatik bir tablo oluşturdu. Deniz o atağı yaparken kendisini Başakşehir’in en kıdemli (39 yaş) oyuncusu kovalıyordu. Genç arkadaşları neredeydi acaba?
Tamer Tuna’yı kutlamak gerekiyor. Başakşehir’i çok iyi analiz etmiş. Kanatlarda orta alanda nasıl kontrol edeceğini iyi çözmüş. Orta alanda baskılı oyunuyla rakibin alan ve zaman kaybetmesini planlamış. Bu planlar dün işe yaradı.
Ama…
Göztepe’nin bu maçta kendi kaderini değiştirip değiştiremeyeceğini bilmiyoruz. Kendi sahasında kaybettiği önemli puanlarla Süper Lig’de kalması çok zor. Bekleyip göreceğiz.
Başakşehir’e gelince…
Bir tür Sisyphos efsanesi yaşıyor Abdullah Hoca ve takımı… Dev kayayı tepeye kadar kan-ter içinde taşıyorlar… Sonra kaya üstlerine yuvarlanıyor… Haydi yeniden uğraş. Efsanedeki Sisyphos hilebazın tekiydi. Abdullah Hoca ise bu ligin en çalışkan, en dürüst hocalarından biri… Yine de çekecek çilesi varmış.
Macerayı merakla izliyoruz. Sonunu bilmiyoruz.