Bu bir sistem kargaşası mı, hoca futbolcu anlaşmazlığı mı? Henüz belli değil. Ama dün Abdullah Avcı’nın geriden oyun kurarak bol pasla rakip ceza alanına çok adamla inip gol(ler) atma stratejisi oyunun ilk 40 dakikasında gerçekleşmedi. Sivas’tan ezilerek dönen Beşiktaş, taraftarıyla ilk buluşmasında aradığı coşkuyu da bulamadı. Yerli yerine oturmayan, paylaşılamayan, eğreti duran bir oyun sergiliyordu Beşiktaş. Güven Yalçın ve Oğuzhan’ın üst direği öpen vuruşları da “kısmet” ölçeğinde öfke yaratıyordu.
Bazen olmayan çözümleri hiç beklemediğiniz oyuncular gerçekleştirir. İlk yarının uzatmalarında Beşiktaş tribünlerinde homurdanmalar giderek yoğunlaşırken, hesapta olmayan bir adam, Caner Erkin çıktı sahneye. Hiç yapmadığı bir şeyi yaptı. Soldan havaya şişirerek ( genellikle stoperlere gönderdiği) topu bu defa bel hizasından, alçaktan attı arka direğe. Orada da Güven Yalçın vardı.
Ve taraftar her şeyi unutup coşkuyu yakaladı. Devre arasında sabırsızlıkla beklediler ikinci yarıyı.
Sanırım ikinci yarıda takımla Abdullah Hoca’nın istek-destek hattı da çalışmaya başladı. Umulmayan kahraman Caner, Vida’ya pas atayım derken Beto’nun dibinden, ummadığı biçimde golü atıverdi. Coşku tavana vurdu. Sonra Lens’in attığı topla buluşan Ljajiç, kendisinden beklenen incelikle Beto’yu avlayıverdi.
Üç gollü galibiyet, Beşiktaş’ın Sivas acısını elbette unutturabilir. Bunlar, telafisi mümkün kayıplar. Ama puan kayıplarından daha önemli olan takımda oyuncu kazanmaktır. O anlamda dünkü maç, skordan daha kıymetli bir kazanım sergiledi. Hiç umut vermeyen ve futbolu unutmuş görünen Oğuzhan Özyakup’un bir zamanlar oynadığı büyüleyici oyunu hediye paketi gibi açıp seyirciye sunması, Vida-Ruiz ikilisinin uyumu, Lens’in iyi niyetli gayretleri… Oynadıkça daha verimli bir grafik sergilemesi… Gary Medel’in kötü başlayıp iyiye dönen performansı… Bunlar, Burak’ın sakatlığını az hasarla geçiştirmek isteyen Beşiktaş için olumlu tablolar. Tottenham’dan gelen Nkoudou ise dinamit gibi patlayıcı bir oyuncu. Her an patlamaya hazır, heyecan verici.
Kanımca Abdullah Avcı ve Beşiktaşlı futbolcular nihayet istek ve anlayış noktasında birbirlerine daha yaklaştılar, belki de buluştular.
O zaman Caner’e, Oğuzhan’a, Ljajiç’e ve takımın tamamına alkışlar.
Göztepe mi? Süper Lig’de kadro klasıyla skor tabelası arasında bir türlü senkron tutturamayan bir takım. Tamer Tuna’nın iyi niyetine ve emeğine rağmen futbolcuların ritm tutturması zaman alacak gibi görünüyor.