İyi bir maç izledik. İki taraf da kazandıklarında ya da kaybettiklerinde neler olacağını biliyordu. O nedenle zaman zaman beraberliğe razı - statükoyu koruyan - bir oyuna kaptırdılar kendilerini. Tıpkı satranç gibi hamlelerle etkili olmaya çalıştılar. Elbette Medipol Başakşehir hem ev sahibi, hem de oturmuş bir takım olarak maçın daha baskın tarafıydı. Set oyununu başarıyla oynadılar. Galatasaray ise cezası biten oyuncular ve Porto maçındaki reaksiyoner mücadeleci tavrıyla zaman zaman çabuk ataklar geliştirdi, bilinen sorunları nedeniyle beklenen etkiyi yaratamadı.
En çok merak edileni en baştan söyleyelim: Ümit Öztürk, yılbaşından itibaren FIFA kokartı takacak. O nedenle kendisini listeye alanları mahcup etmemek adına yerinde kararlarla otoritesini koruyan bir yönetim sergiledi. Penaltıda ve kartlarda kuralların gereğini yaptı.
Başakşehir’in en fenomen oyuncusu Edin Visca... Hem sağda, hem de sol kanatta pozisyonu hazırlayan, oyunu çok çabuk karşı kaleye yıkan pasları ve şutlarıyla çok istikrarlı bir takım oyuncusu o. Dün de İrfan Can Kahveci’ye yaptığı asist, verimli oyununun bir örneği.
Galatasaray, mücadeleci ve reaksiyoner oyunuyla 13 dakika içinde beraberliği penaltıyla yakaladı. Ndiaye-Mert Günok temasındaki penaltı kararı doğruydu. Eren Derdiyok penaltıyı iyi kullandı ama malum Gomis sonrası sendromu dolayısıyla girdiği pozisyonları değerlendiremedi. Yine de sakatlanmasına rağmen samimi gayretler gösterdi, olmadı.
Fatih Terim, Galatasaray’ın sezon planlamasını yaparken Belhanda ve Emre Akbaba’ya belirleyici - majör- roller biçmişti. Ne var ki iki futbolcunun ağır sakatlıkları bütün hesapları alt üst etti. Terim’in zaman zaman maç sonuçlarının yorumunu yaparken, devre arasında futbolculardan önemli bir bölümünün gönderileceğini açıklaması: temmuzda kadronun yenileneceğine dair sinyaller vermesi sahadaki oyuncular üzerinde olumsuz etkiler yaratmıştı. Sanki mevcut kadro ile arasındaki bağlar zayıflamış gibiydi. O nedenle Feghouli, Onyekuru, Eren, Rodrigues, sonradan yerine giren Selçuk topu kazandıklarında hücum aksiyonları oluşturamadıkları gibi, top rakipteyken hiçbir direnç ortaya koyamadılar. Bu yüzden ikinci yarının büyük bölümünde Başakşehir oyuna çok egemen oldu. Ama Adebayor ve Elia hamlesine rağmen gol becerisini gösteremediler. Bu arada Terim’in uzun süre gözden çıkardığı Feghouli’deki canlanma ve çabalar da gözden kaçmamalı. Galatasaray açısından önceki -Trabzon ve Akhisar- maçlarına göre çarçabuk dağılıveren takım bu defa belli bir direnç ortaya koydu, en azından statükoyu korumak becerisini gösterdi.