Rezerv Lig’le ilgili TFF kararı, anlaşılan o ki futbolun en üst yönetim kademesinde bile “tereddütle” (ikirciklikle) karşılandı. Süper Lig fikstür çekilişinde konuya ilişkin görüşlerini açıklayan Hamit Altıntop “Bu ligin olumlu tarafları da olabilir. Olumsuzlukları da. Uygulamayla göreceğiz.” diyor.
Milli Takımlardan Sorumlu Yönetici’nin konuşması “kitap” gibi… Orada doğru bilgiler var da hangi doğruyu tercih ediyor yöneticimiz, belli olmuyor. Hamit Altıntop’un üyesi olduğu kurul kararını daha sıcak biçimde sahiplenmesini beklerdim.Uygulamanın aktörlerinden Gaziantep FK’nın teknik direktörü Erol Bulut hocamız da kararı “erken” buluyor. Bazı konularda kadro belirlemenin, teknik kurul oluşturmanın zorluklarını sıralıyor. Organizasyonun, yeterli hazırlıklar yapıldıktan sonra başlaması gerektiğini söylüyor. Ona göre ligin gelecek sezon başlaması, sanki daha uygun olacak.Tamam, haklı itirazlar ve kuşkular olabilir. Ancak alınacak her kararı tereddütle karşılamak futbolun gelişmesindeki en büyük engeldir. İtirazların yoğunlaşacağını sanıyorum.En önemli itirazlar da Süper Lig kulüplerinin çim saha sorumluları ve (yetkili) yöneticilerinden gelecektir.. Bunu biliyorum. Geçmiş yıllarda B Ligi, Gençler Ligi gibi uygulamalar, özerkliğin bilinmediği, statların devlet kontrolünde olduğu dönemlerde bürokratik engellerle sonlandırıldı. Öyle ki İstanbul İnönü Stadı’nda önce gençleri, sonra da A takımlarını izleyen futbolseverler, maçtan büyük keyif alırken; başka şehirlerde stat zemini bozulmasın diye genç takımlar uzakta bilinmeyen sahalara gitmek zorunda kaldılar. Sabahın 09.00’unda seyircisiz oynanan maçları bazı görevliler bile izlemiyordu.TFF Rezerv Lig maçlarının A takımının maçlarıyla aynı gün oynanmasını öngörüyor. Bu kararda bir eksik var. Aynı gün tamam da…
Aynı sahada, aynı statta koşulu da getirilmeli.Rezerv kadrolarla oynanacak maçlarda, seyirciler skoru değil, oyunu önemseyeceğinden daha keyifli, daha anlayışlı, daha ılıman ortamlar oluşabilir. Taraftarlar (ya da seyirciler) üst üste iki maç seyrederek eksiksiz “temaşa zevki” alabilirler. Gözleri skor tabelalarında değil, topta ve oyuncuların ayaklarında olur.Çim sahalar üst üste iki maçla bozulmaz mı?Bu soruyu uzmanlara sordum. Hibrit (karışık yapay ve doğal çim) sahalarda fazla sorun yaratmayacağını söylediler.Ege Üniversitesi Bayındır Meslek Yüksek Okulu “Çim Uygulama ve Araştırma Merkezi” Müdürü Dr.Ali Salman, “ Üst üste iki maç çim sahalarda yıpranmalara neden olabilir. Buralarda daha dikkatli ve bilimsel onarım uygulamaları yararlı olacaktır. 15 günde bir gelecek üst üste çifte maçlarda, iyi bakım ve onarımla sahalar bozulmadan sezon sonuna kadar dayanacaktır. Biz Türkiye genelinde tüm bölgelerin karakterine uygun çim ekim ve bakımı yapıyoruz. Sektörde de uzman firmalara tekniker yetiştiriyoruz. Rezerv Lig’de kimse sahalar için endişe etmesin.” diyor. Rezerv Lig’le ilgili başka itirazlar da var. Teknik ekiplerin rezerv kadroları yönetecek yeni hocalarla güçlendirilmesi, hakem ihtiyacı ve atamalar ilk haftalarda sorun yaratabilir. Ama bunların hiç biri Rezerv Lig’in oynanmasını engellememeli. Sorunların hepsi çözülür. Son söz: Rezerv Lig sahipsiz kalmamalı!
Rıdvan Yılmaz neden döndü?
İki hafta önce başlıktaki soruyu sordum. Beşiktaş’ın Sayın Başkanı Ahmet Nur Çebi ve Sportif Direktör Ceyhun Kazancı’dan açıklama bekledim. Her zaman, her aradığımda nezaketle yanıt veren dostlarım, bu defa suskun kaldılar.Rıdvan’ın imza fotoğrafı gecikti. Eintracht Frankfurt yöneticileriyle pazarlığın sürdüğü açıklandı. Sonra baktık Rıdvan dönmüş. Nasıl olmuş? Hiçbir açıklama yok.Eintracht Frankfurt yöneticileri ne diyor? Bilen yok.Herkes bir şeyler söylüyor, fısıltıyla… Beşiktaş yönetiminin hataları olabilir mi? Bu kadar suskun kalmak ayıp olmuyor mu? Açıklama bekliyoruz.
Deniz, deniz Akdeniz
Bu yazıyı yazarken, ne olur ne olmaz, madalya tablomuz her an değişebilir diye, sayılara dokunmamayı tercih ettim.Akdeniz Oyunları sayesinde “Olimpik Yaz” yaşadık. Genç sporcularımızın heyecanları, acemilikleri, tatlı telaşları, masum ve çocuksu halleri hepimizi duygulandırdı. Yenildiklerinde bile alkışı hak ettiler. Kazandıkları madalyalar da yaşları dikkate alındığında Paris 1924 Oyunları için umut verdiler. Ramil ve Ekaterina Guliyev çiftinin altın madalyalarıyla kürsüye çıkması güzeldi.100 metrede Jack Ali Harwey ile Ramil Guliyev, Kadınlar 800 metre yüzmede Merve Tuncel ile Deniz Ertan, birincilik için en önde koşan/kulaç atan sporcularımızdı. Özlediğimiz sahnelere (altın gümüş bir arada) tanık olduk. Hepsine bravo, hepsine alkış. Darısı Olimpiyatlara!