Neresinden bakıp, nesini yazalım? Süper Lig’de şampiyonluk hesapları yeniden yapılır, üçlü finiş senaryoları tartışılırken, en avantajlı takım olarak gösterilen Galatasaray, Konyaspor deplasmanında alışılmadık, hayal kırıklığı yaratan bir oyun ve sonuçla şok yarattı.
Konyaspor zaten 10 maçtır kazanamayan bir ekip... Aykut Kocaman ve futbolcuları, haftayı yenilmeden kapamayı kâr sayıyorlar. Öte yandan kontrollü oyun ve savunma futbolu da tam Aykut Kocaman’a göre “biçilmiş” kaftan.
Terim’in ekibi, her şeyden önce yavaştı, ağırdı, etkisizdi. Önceki maçlarda fırtına gibi esip rakibinin üzerinde hızlı hücum ve önde baskıyla etkinlik sağlayan Feghouli, Belhanda ve Onyekuru, yakışıklı (!) golcü Diagne ile birlikte Konya’da geziye çıkmış gibiydiler. Günün tartışılan adamı golcü Diagne’nin hâlâ ilk on birde maça başlamasıydı. Kendisinde bir ayrıcalık ve öncelik hissederek, hemen her ikili mücadelede faul alma gayretiyle oynadığı algısı, taraftarları da etkilemiş görünüyordu.
Galatasaray savunmasında da bir gariplik var. Marcao’nun yokluğunda Fatih Hoca’dan stoper emanetini alan Donk hem soğukkanlı, hem de gamsız. Ama asıl şaşılacak durum Fernando, Ndiaye dahil hemen hemen tüm savunmanın kaleci Muslera’ya en az 10 kez “pas” yapması. Muslera ayaklarını kullanamayan biri olsa, Konyaspor ağır bir fatura kesebilirdi.
Futbolsuz ilk yarıdan sonra maç biraz daha içerik ve derinlik kazandı. Her şeyden önce Konyaspor da oyuna ortak olarak topu en azından rakip yarı alana taşıma ve zaman geçirme olanağı yarattı. Galatasaray’ın ağır aksak oyununa tepki gösteren Terim, Belhanda’dan daha geniş alanda koşarak oyun kuran Emre Akbaba’yı sürdü oyuna. Onyekuru da Mitroglou ile değişti. Biraz canlandı Galatasaray... Dakikalar ilerledikçe neleri kaybedeceklerini bildikleri için, ihtirasla gol arayışına giriştiler. Diagne’nin de kaleci Serkan’la karşı karşıya kaldığı pozisyonda sağıyla yaptığı zor vuruş gole yetmedi. Bu bir talihsizlikti.
Konyaspor’un Yatabare-Jahoviç, Ömer Ali-Ahmetoviç, Fofana-Hurtado değişiklikleri eldekilerle yapılacak en iyi hamlelerdi. Kocaman’ın ekibi maçın son dakikalarını ve uzatmaları Galatasaray kalesini baskı altına alarak geçirdi. Uzatmalarda Uğur Demirok’un Diagne’ye müdahalesi kanımca fauldü. Bunun için de Kalkavan’ı eleştirecek değilim. Galatasaraylılar bu maçtan hakem eleştirileri çıkartırsa çok çok ayıp olur!
Maçın özeti: Galatasaray acaba büyük bir fırsat mı tepti? Ligin kördüğümü nasıl çözülecek? Bilen varsa beri gelsin!