Attila Gökçe

Attila Gökçe

agokce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Üç spor adamından etkilendiğini anlatıyor, “Süleyman Seba’nın ilkelerini, Faruk Süren’in vizyonunu ve liderliğini, Özhan Canaydın’ın nezaketini rehber edindim” diyor. Ardından vurgulu bir cümle: “Yine de kimse eklektik bir kişi olduğumu sanmasın, ben kendimim!”

Eklektik, mimaride hemen her üsluptan yararlanarak karma bir anlayışla eser yaratma çabası olarak tanımlanabiliyor. Daha da ötesi, felsefenin önemli konularından biri... Seçmeciliğe denk gelen tanımlarla tartışılıyor.

Mustafa Cengiz, 69 yaşında, Mülkiyeli. Hayır, mimar değil, enerji ve hizmet sektöründe bireysel ve kurumsal çabalarıyla başarı gösteren bir iş adamı. 68 kuşağının tipik duruşlarını gözlüyorum onda: Hiç karşılık beklemeden adanmak!

Haberin Devamı

Cumartesi günü Dursun Özbek’le Galatasaray başkanlığı için sandığa giden adamla tanıştım.

Divan Kurulu’nda, farklı toplantı ve etkinliklerde bugüne kadar Dursun Özbek’i desteklediğini, onunla dostluğunun hiç sarsılmadan sürdüğünü özellikle belirtiyor. Doğal olarak rahatsız olduğu şeyler de var; “Galatasaray Başkanı’nın aday olmaktan vazgeçen üyeler için kullandığı (tüydüler) sözcüğünü yakıştıramıyorum” diyor. (Cengiz’in listesindeki emekli büyükelçi Ünal Çeviköz, bu tür sözcüklerin kamu önünde kullanılmaması gerektiğini ifade ediyor.)

Mustafa Cengiz, aday olurken temel bir ilke ile yola çıkmış: “Ben olağanüstü kongre ile işbaşına gelirsem, Mayıs’ta yine olağan kongreyi toplayıp hukuken olması gerekeni yapacağım. Sayın Özbek’in üç yıl daha devam edebileceğini, çalışma dönemlerinin böylece otomatikman 3,5 yıla uzayacağını ortaya koyan tutumunu doğru bulmuyorum.”

Dursun Özbek’in Galatasaray ekonomisini kurtarmak için çalıştığını, sürekli arazi anlaşmalarını anlattığını hatırlatıyorum. En büyük itirazı buradan geliyor:

“Galatasaray Spor Kulübü, sahip olduğu kıymetli varlıkları, maalesef dikkatsiz ve yanlış anlaşmalarla yeterince değerlendirememiş, zarara uğramıştır.”

Eski - yeni, Özbek ve öncekiler ayrımı yapmadan konuşuyor: “Galatasaray adasından başlayalım. İşletmeci Mehmet Koçarslan orada peşpeşe yapılaşmayla kazancını artırmak istedi. O büyümeyle daha çok para kazanırken, bizimkiler kirayı artırmayı düşünmüyor. Sonradan yıkım ve yangın gelince Koçarslan 20 milyon TL tazminat istiyor. Yanlış hesap, yanlış talep!”

Haberin Devamı

Daha önemli eleştirileri de var: “Sayın Başkan Özbek, TOKİ ile yapılan Riva anlaşmasıyla Galatasaray’ın 500 milyon dolar kazanacağını açıkladı. Sonradan Riva ve Florya arazimizin, birlikte 500 milyon dolar getireceğini söyledi. Bu durumda Florya bedavadan verilmiş olmuyor mu? Şimdi de kongreye sunduğu kitapçıkta 1 milyar TL’lık gelirden söz ediliyor. Önce dolar, sonra TL. Bu açıklamalar hayal kırıklığı yaratıyor. TOKİ yönetimiyle oturup konuşacağız. Yanlış hesaplar her iki tarafın kazanacağı biçimde düzeltilebilir.”

Mustafa Cengiz’in Ali Sami Yen’in devrinde 300 dönümlük arazinin imar düzenlemeleriyle 200 dönüme düştüğü konusunda tespitleri var. Öte yandan Likör Fabrikası’nın göz göre göre elden kaçırıldığını da hatırlatıyor. Galatasaray’da tüm sorunların çözülmesi için çalışma grupları, yetkin komiteler oluşturacağını söylüyor.

Haberin Devamı

Listesindeki değerli isimlerden en az üçünü tanıyorum. Ayrım yapmadan söyleyim, kaliteli bir ekip üyelerin huzuruna çıkıyor.

Galatasaray kongresi, tarihi kararların eşiğinde bekliyor. Kimin kazanacağı önemli değil... Önce Galatasaray kazanmalı!

Beşiktaş’ın transferi: MEVLANA

Tam da bizim genç kuşağın anladığı karma dilden başlık atmış arkadaşlar: Ne olursan ol, come to Beşiktaş”

Beşiktaş’ın peş peşe yaptığı iletişim hamlelerini izliyorum. Taraftarın “feda”sından global Beşiktaş sevdasına kadar hemen her yüreğe dokunmayı amaçlıyor. Şimdi de evrensel bir açılımla tarihimizin, felsefemizin ve kültürümüzün en önemli değerlerinden birini, Mevlana’yı transfer ediyor. Gülmeyin, 100 milyon Beşiktaş taraftarı bekliyor Başkan.

“Kim olursan ol, gel... Yine gel!” Mevlana’nın çağrısı, aslında olimpizmin tarihine de geçmeli. Irk, din,dil ve cinsiyet ayrımı yapmadan insanlığa kucak açıyor Beşiktaş.

İyi bir kampanya... Şampiyonlar Ligi’ndeki Beşiktaş’ı fazlasıyla tamlayan, tamamlayan bir çağrı. Mutlaka başarılı olmalı. Orman ve arkadaşlarını kutlarım.

SORU İŞARETLERİ

1) Barcelona kulübü, Arda Turan’ın Türkiye’deki davranışlarından ve açıklamalarından etkilenip onu dışlamış olabilir mi?

2) Yoksa soruyu daha da büyütüp Ernesto Valverde’nin Arda’ya bir tür mobbing uyguladığını mı söylemeliyiz?

3) Arda’nın Başakşehir’e gelmesi, başarısız bir projenin revize edilmesi mi, yoksa yeni bir proje mi?

4) Başakşehir’le Barcelona arasındaki anlaşma kamuoyuna tam olarak açıklanmış oldu mu?

5) Bu kiralamada bilinen sponsorların dışında kamunun da desteği alındı mı?

6) O sponsorların arasında oturan Çinli kim ? Başakşehir’e sponsor mu oluyor, yoksa Arda’yı Çin’e götürmenin planlarını mı yapıyor?

Bu sorulara yanıt için ilgilileri aradım, ulaşamadım.

...Ve özel soru:
Özür dileyecek misin Arda?