Neresinden başlasak bilemiyorum. Elbette sporcuydu. Yıldız futbolcu, yıldız basketbolcuydu.
Ama her şeyden önce beyefendiydi. Ağırbaşlı, onurundan asla ödün vermeyen, geri adım atmayan bir beyefendi.
Çok çok iyi bir profesyoneldi. O nedenle İtalya’da bugün Serie A diye bildiğimiz büyük ligde, 7 yıl top koşturdu, 3 takımda; Fiorentina, Lazio, Venezia...
Futboldan kazandığı para o dönemin değerleriyle 500 bin lirayı geçmez. Can Bartu parayı değil, oyunu seviyordu. Özellikle yuvarlak topun santrada olduğu oyunları.
Futbol ve basketbol mesela. Dalyan’daki geleneksel turnuvalarda daha 15-16 yaşındayken 25-30’luk ağabeyleri tarafından evine gelip annesinden yalvar yakar izin alınarak hüner gösteren bir yeni yetmeydi. Aslında basketbolu seviyordu. Öyle bir gün geldi ki, hem futbolda hem basketbolda Fenerbahçe’nin ve milli takımın vazgeçilmez oyuncusu olarak forma giydi. Günün birinde İnönü’de Beşiktaş’a karşı oynayıp 2 gol attıktan birkaç saat sonra Spor ve Sergi Sarayı’na geçip, özel olarak getirilen masörün masajıyla ayakkabı değiştirip kolsuz basketbol forması giyerek Galatasaray’a da 32 sayı attı.
NBA basketbol maçlarını en baba basketbol otoriteleri bile bilmezken o internetsiz dünyada İtalya’dan getirttiği gazete, Amerika’dan gönderilen dergilerle NBA’i takip ederdi. Katıksız bir Magic Johnson hayranıydı. Karl Malone ve Wilt Chambarlain da her basketbol sohbetine kattığı keyif soslarıydı onun.
Can Bartu benim yeri dolmaz ağabeyim. Millliyet’ten, Tercüman’a transfer ettim onu. Hiçbir ayrıcalık istemedi. Yıllarca birlikte çalıştık. Sonra NTV’de birlikte haftalık televizyon programı yaptık. Ona her zaman saygı duydum. 80’li yaşlarına girdiği zaman sağlığı bozulmaya başladı.
Sevgili Can abim... Artık dolu dolu yaşamında maçın son dakikalarına girerken yoruluyordu. Son 3 yılı sık sık hastanelerde geçti. Burada Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım’ı saygı ve minnetle anarım. Bütün hastane masraflarını Aziz Yıldırım ödedi. Son döneminde duydum ki Can Ağabey’in hastane masraflarına yüzde 20 indirim yapılmış, yüzde 80’ini aile ve saygıdeğer eşi ödemiş.
Eh, ne yapalım... O indirime de teşekkürler.
Can Ağabey hiç kimseye borçlu kalmadan bizim kalbimizde gönlümüzde zihnimizde ve tarihimizde en büyük alacaklı olarak bugün toprağa veriliyor. Üzerinde çıplak ayakla top koşturduğu toprağa.
İyi uykular Can abi.