Attila Gökçe

Attila Gökçe

agokce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

İki futbolcunun yaşadıklarını duyarlı bir tanık olarak izliyorum. İkisi de çok değerli oyuncular. Futbol dünyamızda değerleri, yetenekleri ve gelecekte vaadettikleriyle genç yaşta iyi yerlere gelmişler.

Ozan Tufan ve Oğuzhan Özyakup’u ibretle izlemeye devam edelim.

Fenerbahçeli Ozan Tufan, Aykut Hoca döneminde (2017-18) hem kilo verdi, hem de vücudundaki yağ oranının yüksekliğinden doğan fiziksel sorunlardan kurtuldu. Futbol oynamak için daha güçlü ve daha formda bir yapıya dönüştü. Sonra ne olduysa oldu. Bilmiyoruz. Aykut Hoca ile arasında disiplin sorunu iddiaları seslendirildi. Kendisine bakmadığı, kariyer planlamasına uygun bir yaşam biçiminden uzaklaştığı anlatıldı. Daha radikal uygulama ise Ozan Tufan’ın takımdan dışlanması, antrenmanlarını U 21 kadrosunda sürdürmesi oldu.

Haberin Devamı

Bu duruma itiraz ettim: Ozan Tufan’ın yılkı atı olmadığını belirterek, kaybedilmemesi gerektiğine dikkat çektim.
Neyse ki ara transfer döneminde Alanyaspor’a kiralandı. Orada Sergen Yalçın’ın daha iyi bir iletişim dili kurmasıyla, halden anlaması ve çıkış yolunu göstermesiyle kendine geldi. Harika bir dönüşün kahramanı oldu. Fenerbahçe’nin hazırlık maçlarını izlerken takıma katkı adına yaptıklarını, yapmak istediklerini keyifle izliyorum. Geçen yıl kulübünden ayrılıp sonu bilinmez Avrupa macerasına hazırlanan Ozan’ın şimdi kalmaya kararlı olduğunu görüyoruz. Ersun Yanal’ın ona “dokunduğunu” da anlıyoruz. Daha fazlasını yapabileceğini düşünüyoruz.

Ozan Tufan örneği, bana Oğuzhan Özyakup’u hatırlattı. Oğuzhan, biliyorsunuz, Beşiktaş’ın hızlı değişiklikler yaşanan kadrosunda bir takım kaptanından beklenen istikrarı devamlılığı bir türlü yakalayamadı. Zaman zaman arkadaşları ve hocasıyla sıkıntılı durumlara düştü. Adeta depresyon geçiriyordu. Bu arada sağlığı ile ilgili abartılı iddialar da ortaya atıldı. Oğuzhan bu durumla mücadele ederken, takım taraftarlarından da beklediği desteği göremedi. Şenol Hoca’nın Oğuzhan’a sık sık “Senin sürekli oynaman lazım. Gerekirse bir kulübe kiralık git” dediğini de duydum.

Haberin Devamı

Her neyse... Şimdi Oğuzhan Özyakup için kariyerinde yeni bir dönüşüm noktası oluşabilir. Henüz 26 yaşını doldurmayan Oğuzhan, Abdullah Avcı’nın güvenini kazanıp formayı kaptığı takdirde inanırım ki sezon boyunca başarılı olabilir.

Hayır, daha farklı bir durum varsa... Oğuzhan’ı örneğin Malatyaspor’a kiralık göndermek, hiç de akıl dışı bir karar sayılmaz. Malatyaspor UEFA Avrupa Ligi için eleme oynayacak Sergen Hoca ve tecrübeli futbolcu Oğuzhan Özyakup, Lubliana sınavında takıma önemli katkılar sağlayabilir. Bazı futbolcular, kısa süreli hava değişimine gittiklerinde daha sağlıkla dönüş yapma şansını yakalayabilir.
Örnek ortada: Ozan Tufan.!

UTANÇ BELGESİ

Fethiyesporlu futbolcu Halil İbrahim Pekşen, 225 bin liralık alacağını 75 bin liraya indirerek kulüpten ayrılmak istedi. Fesih işlemi sırasında kendisine ödeme yapılmadığını ve kulüp başkanı İsmail Öztürk’ün koruması tarafından darp edildiğini, zorla feragatname imzalatıldığı iddiasıyla savcılığa başvurdu. Şimdi yargılama sürecini bekliyoruz ve utanıyoruz.

Haberin Devamı

Efe Başvekil SARACOĞLU

Gazeteci meslektaşım Gürkan Hacır, eline büyüteci almış, Cumhuriyet tarihimizin derinliklerine dalmış. En merak edilen, en az bilinen öyküleri parça parça birleştirerek belgesel içerikli nefis bir kurgu roman yazmış: Efe Başvekil.

Oğuzhan’a Ozan örneği

Bugünkü Fenerbahçe Stadı’na adını veren Ödemişli Saraç Osman’ın oğlu Şükrü Saracoğlu’nu hem siyaset, hem de spor tarihimizin ibretli gerçekleriyle anlatıyor. Örneğin Fenerbahçe Stadı’nın bugünkü yerinin İttihat Spor Kulübü’nün kapatılmasıyla Fenerbahçe’ye geçtiğini öğreniyoruz. Cumhuriyet hükümetlerinde vekillik, başvekillik yapan, tarihi varlık vergisi uygulamasına imza atan, Merkez Bankası’nın kuruluş çalışmalarını yöneten, Meclis Başkanlığı’na seçilen Saracoğlu, Fenerbahçe’de 16 yıl süreyle (1934-50) başkanlık görevini de üstlenmiştir.

Şükrü Saracoğlu, Nişantaşı’ndaki evinden “titreyerek” çıkar, Kadıköy’e dolmuşla gidip bilet kuyruğuna girerek tribünden Fenerbahçe’yi izlerdi. Parkinson hastasıydı. 27 Aralık Aralık 1953’de Fenerbahçe’nin Cruzerio’yu 5-2 yendiği gün 66 yaşında hayata veda etti.

Efe Başvekil’den dizi yapılır, film çekilir. Yakın tarihimizi anlamak isteyenler okusun. Fenerbahçeliler okusun. Efe Başvekil önemli bir “kaynak” roman. Yazlık bir şezlong kitabı değil. Hemen her kitaplıkta yerini almalı. Eline sağlık Hacır!

Levent’te milli sohbet

Şenol Güneş, Milli Takımlar yönetim merkezini Levent’e taşıdı. Yardımcıları ve personeli ile birlikte yoğun bir çalışma dönemine girdi. Eylül’de oynanacak Andorra ve Moldova maçlarının zorluklarına dikkat çekti. Pazartesi günü 50’den fazla meslektaşımızla Hoca’nın konuğu olarak oradaydık. Keyifli sohbetlere katıldık. Hoca’nın dediklerinde haber değeri de vardı. Arkadaşlardan okumuşsunuzdur. Benim notum şu: Milli Takım ve medya yeniden sıcak ve dost iklimine döndü. Memnunuz!