Alanyaspor, ligdeki parıltısının aldatma olmadığını gösterdi dün. O parıltı, kendi yaktıkları ateşin ışığıydı. Telekom’dan hak ettikleri bir galibiyet ve emanete verdikleri liderliği alarak döndüler.
Pandemi arasından sonra skor tabelalarına bir haller oldu. Sadece Türkiye’de değil, İngiltere’de, Almanya’da nadir görülen tarihi skorlara tanık olduk. Bol gollü, eğlenceli maçlar… Bizim payımıza da gol zenginliğiyle oynanan futbol düştü, memnunuz, şikayetimiz yok. Bizdeki rekor, şimdilik, Alanyaspor’un geçen hafta Hatayspor’a attığı yarım düzinelik bombalarla kırıldı.
Galatasaray için Seyrantepe’de ligin en golcü ekibini ağırlamak, yukarıdaki nedenlerle çok sıkıntılı oldu... Bir kez daha anladık ve gördük ki Alanyaspor’un kulüp ve takım geleneği, aynen bu sezon da devam edecek. Kadro ve teknik adam değişimleri Akdeniz temsilcilerini hiç de olumsuz yönde etkilemiyor.
Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim, farklı nedenlerle üç önemli oyuncusunu kulübeye çekmişti; Feghouli, Belhanda ve Arda… İlk ikisi bireysel performans ve duygusal (!) olarak hem Fatih Hoca’nın, hem de Mustafa Cengiz Başkan’ın sabrını taşırmışlardı. Arda ise fiziksel durumu ve beklenen form çizgisinden uzaklığı nedeniyle kenardaydı. Ancak içerdekiler zorlanınca Hoca ikinci yarıda vazgeçemediği Falcao’yu çıkarıp, Belhanda’ya döndü. Emre Akbaba da uzun sakatlık döneminden sonra yetersiz bir dönüş yapmış oldu, yerini Ömer Bayram’a bıraktı. Ancak Fatih Hoca’nın Donk, Diagne ve Arda ile yaptığı hamleler de çözümleyici olmadı.
Şurası kesin: attığı penaltı golüne rağmen Falcao etkili olamadı dün. Babel de istekli ve iyi niyetliydi, yetmedi.
Alanyaspor çok sakin ve akıllı bir takım. Rakip baskısıyla baş edebiliyorlar. Yardımlaşarak, yerden ayağa oynayarak, yumuşak ve çabuk hamlelerle istedikleri tempoyu tutturabiliyorlar. Galatasaray’ın merkezindeki Taylan ve Etebo, dirençsiz ve durgundular. O nedenle Salih ve Siopis’in topu kazanıp oyunu yaratıcı hamlelerle hücuma çevirmeleri kolay oldu. Bu yıl oyunu ve becerileriyle olgunlaşma evresine girdiğini gözlemlediğimiz Salih Uçan, ilk yarıda öyle hamleler yaptı ki, Galatasaraylı Etebo, Salih’e yaptığı iki faulle iki sarı kart görüp takımını 10 kişi bıraktı. Salih, elbette Etebo’ya kart görmesi için tuzaklar kurmadı. Oyunu temizdi. Rakip takımdan 1 kişi eksiltmek de onun adına başarı oldu.
Hakem Tugay Kaan Numanoğlu’nun yönetim tarzını olumlu buldum. Sakin ama çabuk düdüklerle, tereddüte yer bırakmadan hem penaltı, hem de kart kararlarını, bence, doğru verdi. Belhanda’nın vuruşundan önce Babel’in elini VAR uyarısıyla dikkate alıp gol kararını iptal etmesi başarılı bir uygulamaydı.
İlk yarıda iki duran top (penaltı ve direkt serbest vuruş) karşılıklı goller getirdi. Sonrasında heyecanlı ve akıcı bir ikinci yarı izledik. Haksızlık yapmayalım: Alanyaspor oyun iştahı, diri ve ısrarcı hücum anlayışıyla Galatasaray’a göre ağır basan taraftı. Sadece korner sayılarını (3-10) ve isabetli şutları (6-11) karşılaştırmak bile bunu anlatmaya yeter.. derken… Hatayspor maçının üçlemeli golcüsü Davidson karambolden ayağına dönen topu uzaktan muhteşem bir vuruşla Fatih’in koruduğu Galatasaray ağlarına gönderiverdi. Maçın en güzel hareketiydi bence... Akan oyunda, topa yıldız kayması kadar güzel bir yol çizdirerek kaleyi bulması, takımına da “hak edilmiş” bir galibiyeti, üç puanı ve liderliği getirdi.
Çağdaş Atan’ı kutlayalım. Fatih Hoca’ya da sabır dileyelim.
Son söz: Alanyaspor bize bir şeyler anlatmak istiyor. Göz kırpıp fısıldar gibi, neler söylüyor acaba? Duyamıyoruz. Birkaç hafta daha bekleyelim… Bakarsınız Süper Lig’de yepyeni bir hikaye yazarlar, kim bilir!