Pazar günü Beşiktaş-Fenerbahçe maçının santrası yapılmadan, top-kale atışında kullanılan paranın fotoğrafı ve haberi patlıyor... Hüseyin Yavuz’un objektifinden anlıyoruz ki o para kripto para!..İki yüzü FİFA/Fair Play logolu, FİFA hakemlerine dağıtılan yuvarlak metal plaka değil.
TFF’nin her sezon hakemlere dağıttığı Top/Kale işaretli özel kur’a parası da değil. FİFA kokartlı genç hakemimiz Arda Kardeşler, o iki paraya da sahip… Ama varsayalım ki cebinden düşürdü… Çantasında unutup maça çıktı. Yardımcılarından bozuk para istese işini görebilirdi. Takımların topu ve kaleyi alacakları başlangıç pozisyonu için kur’a çekimini yazı/tura ile yapmaya da gerek yok… Düdüğü ya da küçük bir taş parçasını saklayıp iki elini de yumruk yaparak kaptanlara (Hangi elim?) diye sorsa, bilene de topu ya da kaleyi vermiş olsa, ortada sorun kalmayacaktı.
Arda Kardeşler, öyle yapmadı… Yazı/tura atışını “kripto para” ile yaptı. Maç başlamadan hakemin mavrası başladı.TFF beklenmedik, hızlı bir reaksiyon verdi: “Şiddetle karşı olduğumuz söz konusu olayla ilgili soruşturma açılmıştır!” Öğrendiğime göre Pazartesi mesai saati bitmeden ilk işlem de tamamlandı. MHK tarafından Arda Kardeşler’in ifadesi alındı ve TFF Yönetim Kurulu’na iletildi.
TFF Başkanı Servet Yardımcı ile Yönetim Kurulu üyeleri tartışacak, Hukuk Kurulu’ndan görüş isteyecek ve gerekli görülürse Arda Kardeşler’e ceza dosyası açılabilecek. PFDK Disiplin Kurulu Kardeşler’den savunma isteyecek. Bu savunma gerçeğin kapısını daha da açabilir. Yakın çevresine verdiği bilgiden öğreniyoruz ki Arda Kardeşler o kripto parayı sezon başından beri yönettiği 25 maçta da kullanmış .Acaba, totem mi yaptı? Bir keresinde kullanıp iyi maç yönettiyse, “uğur parası”na dönüştürüp her kur’a atışında kripto parayı mı çıkardı cebinden? Daha kuşkulu bir yaklaşımla da sorulabilir: Ya bir kripto şirketiyle özel anlaşma yapmışsa?.. Diyelim, 100 bin dolar reklam geliri elde etmişse ne olacak? FİFA kokartlı eski hakem dostum “Ciddi bir disiplinsizlik örneğidir. Mutlaka cezalandırılması gereken (izinsiz reklamasyon) demektir.” diyor.
Lisansları iptal edilen hakemlerin Tahkim Kurulu kararıyla görevlerine dönüp kucaklandıkları bir dönemde Arda Kardeşler’in kripto parası keyif kaçırıyor, can sıkıyor, öfke yaratıyor.Kripto para, “metaverse” kültürüyle hayatımıza giren sanal bir finansal değer. Sahibi yok. Kendimce anlaşılması güç yeni bir cüzdan unsuru… Hayır, sistem yasa dışı da değil. O kadar yasal ki, Dünya Aerobik Şampiyonumuz Ayşe Begüm Onbaşı, Olimpiyat Şampiyonu boksörümüz Busenaz Sürmeneli, Marsilya’da oynayan milli futbolcumuz Cengiz Ünder, aylardan beri TV reklamlarında bu paranın “kolayca” alınabildiğini anlatmaya çalışıyorlar.Dahası, kripto para şirketlerinden biri Türkiye Futbol Federasyonu’nun ana sponsorları arasında yer alıyor.
Aynı şirket Kadın Milli Takımı ile e Milli Takım’ın da sponsoru. Yeni sistem, futbolda kabul görmüş. Sistemin ortalığı karıştırıp tartışıldığı dönemin başkanı Nihat Özdemir, “Yasal kurallara uygun çalışıyorlar. Şu anda sponsorumuzla ilgili sorun yok. Ödemelerini zamanında yapıyorlar. Sorun çıkarsa sözleşmeyi feshederiz” demişti.Başa dönersek. Evet, Arda Kardeşler hata yaptı. En azından etik bir yanlış söz konusu. Bu yanlış, ona sezonu bitirtir… Yok, gizli bir reklam söz konusu ise hakemlik lisansının iptaline yol açacak uzun bir ceza gelebilir. Geçmiş olsun Arda Kardeşler!
Şeytanın gör dediği
Arda Kardeşler’in kur’ada kripto para kullanması, şöyle bir senaryonun başlangıcı olabilir:1 Konu her ne kadar kurallara aykırı olsa da farklı yaklaşımlar yaratabilir.2 Hakemlerin kıyafetlerinde sponsor logolarıyla görev yaptığı bir dönemde, kripto para da FİFA ya da TFF’nin kur’a parasının, yazı/tura’nın yerini alabilir.3 Kripto para şirketi de sanal değil, gerçek parayı bastırıp sponsorluk çerçevesini genişleterek federasyonlara ve hakemlere fazladan destek verebilir.4 Felsefeciler, öteden beri tartışırlar: “Kurallar çiğnenmek içindir. Her ihlal, yeni kurallara yol açar!...” Etik anlayışa uygun olarak getirilen yeni kurallarla her alanda ilerleme sağlanabilir. Bu durumda Arda Kardeşler de, adıyla anılan “Bosman Kuralları”na öncülük eden Belçikalı futbolcu gibi “kahraman hakem” sayılacaktır. Sessiz ve düdüksüz!
Geçmiş olsun abi!
Kalça kırığıyla, hem de bayram tatilinde hastaneye yattın. Doktorun yurtdışında tatildeydi. Programını kesip uçarak döndü. Ameliyata girmeden önce kalbine baktılar… “Olmaz” dedi hocamız, “Üç damar tıkalı. Önce kalp, sonra kalça…” En az 7 saat süren peş peşe iki ameliyatla Everest’e çıkmış kadar yoruldun… Ama kızların voleybolu ile Antalyaspor-Konyaspor’un futbolunu da seyrettin. Sporkolikliğin tedavisi yok, kusura bakma! Bir de yayın yasağı koymuşsun. Bu haberi sana versem, çöpe atardın. Adını, hastaneyi, doktorlarını yazamıyorum. Sevgili Abim, çok yaşa seni seviyorum!