Pazar derbisinde Galatasaray’la Fenerbahçe’den mi esinlendiler nedir, Beşiktaş’la Başakşehir oyunun başındaki (0-0) skoru ilk yarıda değiştiremediler. Bu durum akıllara kuşkulu soruları getirdi : Acaba Beşiktaşlı oyuncular maç mı seçiyordu? Şampiyonlar Ligi’ndeki maçlardan çok mu yorgun çıkıyorlardı? Mental olarak iki yükü bir arada taşıyamıyorlar mıydı? Başakşehir’e bakarsak, Abdullah Avcı’nın UEFA Avrupa Ligi’ne boşverircesine Emre, Visca gibi oyuncularını oynatmadan Beşiktaş’a saklaması da merak konusuydu.
Maçın başından itibaren Beşiktaş sıkıntılı dakikalar yaşadı. Evet, daha baskılı, daha arzulu oynuyordu belki... Ancak oyun bireysel çabaların ötesine geçip kolektif bir bütünlük kazanamadı. Başakşehir, Attamah ve Epureanu ile Cenk’i kucaklayınca Beşiktaş kale ağzında hiç de etkili olamadı. Öte yandan Quaresma ile Lens kanat ortalarıyla, Caner attığı uzun toplarla hücum opsiyonları yaratmaya çalıştılar. Hiçbiri işe yaramadı. Beşiktaş’ta Atiba ve Tolgay, orta alanda, oyunun merkezinde ne kesici ne de üreticiydiler. Dünkü maçta derinlemesine dikey bir hücum denemelerini göremedik. Beiktaş’ta en önemli blok, savunmaydı. Kaleci Fabri, Adriano, Tosic ve Caner fazla açık vermediler. Biri hata yapınca ötekiler hemen devreye girip pozisyonu önledi.
Maçın “konuk” tarafına gelince... Avcı’nın rotasyonla dinlendirip Beşiktaş maçında aslına döndürdüğü takım oyunun büyük bölümünde kontrolu elinde tuttu. Tecrübeli Emre Belözoğlu ile Visca, Mossoro, Elia ve Adebayor arkadaşlarını rahatlatan, zaman zaman Beşiktaş’ın üstüne giden hamleler yaptılar.
Şenol Güneş, 58’de Lens’i çıkarıp Oğuzhan’ı aldı oyuna. Bu karar Beşiktaş’taki yaratıcı oyunu ve rakip üzerindeki baskıyı artırdı. Talisca- Negredo (74) ve Adriano - Gökhan (82) değişiklikleri bekleneni vermedi.
Puan cetveline bakınca liderin 2 puan kaybettiği, Fenerbahçe’nin umut kazandığı maçta Beşiktaş’ın beraberliğe fit bir görüntü vermesi bağışlanamaz bir kolektif hataydı. Başakşehir de faturayı kesiyordu. Üstelik Şenol Hoca’nın gönderdiği Kerim Frei’ın golüyle. Beşiktaş golü yedikten sonra golü ve kazanmayı aklına getirdi. Tosic’in beraberlik golü hamamın namusunu kurtardı. İşte size 11. beraberlik... Bu düğüm de kolay kolay çözülmez.
Mete Kalkavan, maaşallah (!) Beşiktaş’ı sarı kartlarla doğradı. Faullerde ve fena hareketlerde ev sahibinin aleyhine karar ve tavırlarıyla hayal kırıklığı yarattı. Örneğin Talisca - Emre temasında (Dk.6) Beşiktaşlı futbolcuya sarı kart göstermek büyük haksızlıktı. Mete Kalkavan’ın futbolu bilmediği ve doğru yorumlayamadığı tezleri dün adeta doğrulandı. Caner’e sarı kart gösterdikten sonra taşkın hareketlerine ikinci sarıyı ve kırmızıyı çıkarmaması da ayrı komedi. Otoritesi futbolculardan kabul görmedi. Öte yandan Beşiktaş öfke kontrolunu yapamayan bir takım. Hakem hatalarıyla yaşanan maçlarda pahalı faturalar ödenebilir, dikkat!