Saçlarını futbol için ağartmış, gurur duyulacak bir kariyer yapmış. Bizdeki sicili başarı için yeterli kupalarla dolu. 1 UEFA Süper Kupası, 2 Lig Şampiyonluğu... Hem de iki ayrı (Galatasaray/Beşiktaş) takımda.
İstanbul’u bırakıp Ukrayna’ya uçtu... Shakhtar Donetsk’te bir de UEFA Kupası ile taçlandırılmış şampiyonluklarla dolu 12 yıl. Geçen yıl Zenit’te hayal kırıklığı yaratan mesaisi ve görevine son verilmesi... Zirveyi de dibi de görmüş.
Kimse yaşına takılmasın. Karl Heinz Feldkamp da, Luis Aragones de 70’lerini sürerken şampiyonluk gördüler. Gençler bilmeyip hatırlamadığı için eski örnekleri vermiyorum. Sağlığı ile ilgili dedikodulara da açıkça yanıt verdi.
Lucescu sempatik adam... Benim açımdan TRT Spor ve Lig Radyo’da sıkça dile getirdiğim gibi “Nöbetçi Eczane” idi. Dükkanı hiç kapamadı, Türkiye’yi boş çevirmedi. Öncelikle medyadaki arkadaşlarımızı... Örneğin manşetler boş mu kaldı? Ver bir Lucescu... Telefonun ucundan hep hazır olduğunu, ancak Shakhtar’dan kopamadığını söyleyip dostça tavsiyelerde bulundu.
Bu yıl “Nöbetçi Eczane” olarak fazla mesai yaptı. Önce Galatasaray, sonra da Milli Takım... TFF Başkan Yıldırım Demirören’i kırmadı ve zor göreve imza attı.
Hemen söylenmesi gereken gerçek şu: Dört maçlık kritik 2018 Dünya Kupası eleme maçları sürecinde, Fatih Terim’in çıkardığı ateşten gömleği giymek o kadar kolay değildi. Lucescu her şeyi göze alarak sorumluluğu üstlendi. Zor süreçte seçilen en uygun adam oldu.
Lucescu’nun seçilmesini yine de eleştirenler olabilir. Şenol Güneş’e teklif götürüldü, nezaketle kabul görmediği anlatıldı. Başakşehir’de Şampiyonlar Ligi ve Lig Şampiyonluğu gibi iddialı hedeflere yönelen Abdullah Avcı’nın da görevi bırakmak istemediği anlaşıldı. Milli Takım için uygun görülen eski hocalar, bu yıl ligde büyük mücadeleye hazırlanıyordu. Mustafa Denizli’yi göreve getirerek olası başarısızlık halinde günah keçisi ilan etmek de can acıtabilirdi.
Mircea Lucescu, Türkiye’yi tanıyor. 14-15 yıl önceki kuşaklar futbolu bıraktı. O günlerin yıldızlarından sadece Emre var bugün. Çok kısa zamanda güncel tesbitler yapıp hem kadroyu ilan edecek, hem de bazı operasyonlara girişecektir.
İlk operasyonun sinyalini hemen vermiştir zaten: Arda acı çekiyor. Onunla görüşeceğim! Kaptan’ın Milli Takım’a dönmesine kimsenin itirazı olmaz. 1 maçlık kadro dışı kararını genişletip “sürekliliğe dönüştüren” kendisidir. Milli Takım’a dönmesi elbette yararlı olur. Bu süreçte Arda’nın da yarattığı son olaydan dolayı o günkü muhataplarına ve kamuoyuna gereken açıklamayı yapması beklenir. Bir başka operasyon, Volkan Demirel’in uygun bir dille Milli Takım’a dönme isteğini -kimseyi kırmadan- açıklaması ve bir davet almasıdır.
Kanımca en kolay operasyon da Emre Belözoğlu’nun sona yaklaştıkça yükselen kariyerine Milli Takım’a dönerek devam etmesini sağlamaktır.
Geçmişte hatalı sözleri, yanlış duruşları oldu Lucescu’nun... Bugün o hatalardan ders çıkardığını düşünüyoruz. Şahsen benim kişisel olarak Luce’ye dönük bir takıntım yok.
Eleştiri hakkımızı saklı tutarak Luce’ye başarılar diliyorum.
Spor kenti: Bahçelievler
Bahçelievler Belediye Başkanı Osman Develioğlu, spor deyince akan suları durduran bir adam. 6 dev spor kompleksi, 20 okula spor salonu, 55 spor parkı, 6 yüzme havuzu, 55 bin lisanslı sporcu. Dahası, ilkokullardaki yüzme seferberliği... Tüm öğrenciler, özel servislerle beden eğitimi dersi için okullarından alınıyor. Yüzme havuzlarına götürülüyor ve kulaç atmayı öğreniyorlar. Yüzme sporu sudaki atletizm olarak tanımlanabilir.
Ayrıca havuza girmeden önce yapılan cimnastik hareketlerinin de bir değeri var. Şampiyon olmasalar da sporu seviyor çocuklar! Bu arada... Yıllar önce muhalefet şerhi koymama rağmen bir çoğumuz gibi benim adım da bir parka verildi. Elbette gurur duydum. Geçenlerde öğrendim ki tabela hâlâ orada duruyormuş. Memnun oldum. Teşekkürler sevgili başkan!
Sayın Bak’a dilekçe
Akif Çağatay Kılıç, en başarılı, en duyarlı spor bakanlarından biriydi. Samsun’daki “Deaflympics”i açtıktan birkaç saat sonra nöbeti Osman Aşkın Bak’a devretmek durumu oluştu. Siyasetteki kararlara alışığız. Bu bir nöbet değişimi... Osman Aşkın Bak, doktora tezi olan bir akademisyen. Makine mühendisliğinden kazandığı bilimsel bakış da sporumuza çok şey vaat ediyor. Şimdi buz hokeycileri adına küçük bir dilekçem var. Kendi kategorisinde 20 Yaş Altı Dünya Şampiyonu olan erkek sporcularımıza prim olarak sadece 2.000 (ikişer bin) TL verilmiş... Hani hep prim tantanası yapılıyor ya, bu çocuklar utanmış, kimselere söyleyememiş... Asıl dertleri başka: Çocuklar üniversitelere yerleştiriliyor ama, gittikleri yerlerde buz sporları salonu yok. Acaba YÖK’le işbirliği yapılarak yatay geçiş sağlanamaz mı? Bak’ın bakışını bekliyoruz.
Her şeye rağmen mutluluklar
Spor gazeteciliğinde başarılı projeleri imzalayan sevgili kardeşim Fatih Kuşçu, hepimize acayip bir çelme attı. Geçenlerde - hem de bir Pazar günü - Doç. Dr. Rana Atabay’la yılın transferine imza atıp Bodrum’a uçtu... Gazetecilikte haber atlamayı hiç sevmem. Ama bu nikahı atlasam da mutluyum. Gelin hanım Bodrumlu, damat bey Antakyalı... İki güzel memlekette de düğün yemekleri, eğlenceler, kutlamalar var. Bize de avucumuzu yalamak düştü. Alacağın olsun e mi Fatih... Her şeye rağmen mutluluklar!