Alsancak’taki ilk gençlik maceralarımızın bir bölümü de Altay’la doludur. Hele Mustafa Denizli… Onun 17 yaşındayken attığı golle Galatasaray’ı Kupa’dan elediğine tanık oldum. Hayata bakın, yıllar nasıl da geçivermiş. O sakalı bitmemiş delikanlı, dün “ermiş” bir hoca dinginliğiyle yuvasında büyüdüğü Altay’ı Süper Lig’e döndürdü.
Altay, topu rakibine bırakıp kontrolü ele aldı… Ahmet İlhan’la, Metehan’la pozisyonlara giren yüzde yüz yerli bir Altınordu izledik. Gol yollarında biraz talihsizlikleri vardı, biraz da Altay’ın sıkı savunması… Yine de alkış borcumuz var… Başkan Mehmet Seyit Özkan “Bizim için Süper Lig erken. Ama kaderin önüne geçemem” demişti. Yıllardır bilimle, kültürle, akıl ve emekle büyüttüğü çocuklar Avrupa’nın en seçkin kulüplerinde başarıyla top koşturuyorlar şimdi. Hüseyin Eroğlu Hoca ile güzel ve temiz bir final oynadılar.
Mustafa Hoca’ya ve Altay’a dönersek…
Play off finali en çok isteyenin yüzüne güldü. Mustafa Hoca maça başlarken, takımın en yaşlı ve en tecrübeli golcüsü Portekizli Paixao’yu yanında oturttu ilk 45’te… Yormadı, koşturmadı… Aksine, oturduğu yerden maçı seyrettirdi ona… Ve 36 yaşındaki Marco Filipe Lopes Paixao, Erhan’la birlikte ikinci yarı başlarken oyuna katıldı. İkisi de golü nasıl atacaklarını biliyorlardı sanki. Dakika 89… Erhan’ın asistiyle Paixao aradan uzattığı sağ ayak ucuyla Erhan’ın koruduğu kaleye atıveriyor golü…
Mustafa Denizli SüperLig’de çok şampiyonluk gördü… Ama ne Çeşme’den koptu, ne de İzmir’den… Hele Altay… Koşa koşa gitti yuvasının çağrısına. Büyük sorumluluk altına girdi. Kaybetse, yıllarca unutamayacağı travmanın etkisinde kalabilir, kahrolurdu. Ama Denizli bu! Riski sever, denemeyi sever, meydan okumayı sever.
İşte o meydan okuyan hocanın takımı 18 yıl sonra yeniden Süper Lig’de… En az Süper Lig şampiyonlukları kadar değerli bir başarı bu. Altay’da da kuşkusuz bir “baş yapıt” olarak korunacak, kuşaktan kuşağa anlatılacak. Bir masal gibi… Ama gerçek… Gururla yazılan bir altın sayfa. Ligine hoş geldin Altay! Hadi artık.. Adın gibi büyük oyna seneye!