Eğri oturup doğru konuşalım… İlk maçını izlediğim günden beri kardeşim gibi sevip güvendiğim, hakemlikte ve akademik dünyada sergilediği performansıyla gurur duyduğum MHK Başkanı Lale Orta, hiç gerekmediği halde yaptığı işgüzarlık sonucu bir çuval inciri berbat etti.
Bunları yazarken acı çekiyorum…
Galatasaray-Kasımpaşa (1-0) maçında Kasımpaşalı Donk’un Zaniolo’ya hareketi doğrudan kırmızıyı gerektiriyor. Benim yorumum değil, güvendiğim hakemlerin, yetkin insanların yorumu… Atilla Karaoğlan pozisyonu atlıyor süzemiyor…
Stüdyolarda tartışmalar yoğunlaşıyor.
O hengamede MHK Başkanı Orta, beIN stüdyolarına gönderilmeyen, yayın TIR’ındaki ‘fazlalık’ maç görüntülerine ulaşıyor ve pozisyonun Trio’da yayınlanmasını istiyor. Bu istek kabul görmüyor. MHK Başkanı, hakem değerlendirme programına ilave ettiremediği görüntüyü maç özetlerine sokuyor.
Hangi telaş, hangi panik duygusuyla, nasıl bir heyecanla bu işe kalkıştığını anlayamıyorum.
Çözüm ararken kriz yaratan bir eylem.
Sonrasını biliyorsunuz… Lale (Orta) kardeşim, “Adaleti ve şeffaflığı sağlamak istediğimiz için daha anlaşılır bir görüntüyü de devreye soktum. Yetkiliyim. Bunun için kimseye baskı yapmış değilim.” diyor.
Peki, anladık da… Program Müdürü Murat Caner görevi neden bırakıyor?
MHK Başkanı. Elbette VAR odasındaki görüntüleri tümüyle izlemeye, incelemeye yetkilidir.
Dışarı çıkarmak, yasak olduğu halde TV’de maç özetlerine koydurmak neyin nesi?
Ortalık karışıyor. Tam da aranan fırsatın dillere düştüğü bir noktadayız.
Alanyaspor - Fenerbahçe maçında Rossi’nin attığı gol ofsayt nedeniyle geçersiz sayılıyor. VAR odasından gelen görüntüde çizgi adeta “verevlenmiş”… Uzman arkadaşlar öyle söylüyor.
Yüksek rekabet yoğunluğuyla etki yaratmak isteyen yöneticiler her köşeden seslerini yükseltiyor… Olay kaosa dönüşüyor.
Biliyoruz, izliyoruz, görüyoruz… Futbol hakemliği bir gecede bu noktaya gelmedi…
Yazık “Lalezar”dan bulduğumuz çiçek, “işgüzar” bir hevesle soldu. Gerçekten yazık oldu!
Doktor raporu
Ruh ve Sinir Hastalıkları Uzmanı Psikiyatrist dostum Kaan Aslanoğlu ile futbolumuzdaki iflah olmaz tartışmaları konuşuyoruz. Özellikle hakem kararlarını…O kararların yarattığı öfkeyi ve tartışmaları.
Aslanoğlu kısa ve net konuşuyor: “Teknoloji gelince herkes umutlandı ama o da insanın elinde. Eskiden 3 hakem varken, şimdi neredeyse 10-15 kişilik görevliler grubuyla durum daha da güvenilmez bir hal alıyor. Kalabalık sorun yaratıyor. Bu gidiş sürerse, futbolumuz daha da kötüleşecek. Hep aynı sonuçla karşılaşıyoruz. Futbol moral versin özgüvenimizi ve birbirimize olan güveni artırsın, saldırgan davranışlar (agresyon) azalsın derken, toplumun ruh sağlığı daha da bozuluyor.”
Aslanoğlu tanıyı koydu. Tedavi sürecine başlamak, önce susmak ve polemiklerden uzak durmak gerekiyor.
Bayrak Çocuklar
2024 Avrupa Şampiyonası elemelerine Cumartesi günü deplasmanda Ermenistan maçıyla başlıyoruz. Futbol tartısına koyarsanız kazanmamız gereken bir maç bu. Ancak oyun sadece sahada oynanmıyor. Stadın havası, seyircilerin ve sporcuların tavrı da önemli. Gergin bir maç oynayacağız. Ermenistan futbol dışındaki olayların ve gelişmelerin etkisiyle bizi bağrına basacak değil… Bunu anlıyoruz.
Stefan Kuntz’un özenle ve dikkatle seçtiği yenilenmiş genç bir takımımız var. Mert Günok ve Umut Nayır, emeğe ve performansa saygı; Arda ve Mehmet Can yarına umut; Hakan Çalhanoğlu, Bülent Ünder, Çağlar Söyüncü, Cenk Tosun, Altay Bayındır, Uğurcan Çakır da “ağır abiler” konseptiyle iyi bir bütün oluşturuyorlar. Bu bütünün nasıl oynayacağını, hangi taktikle sahaya çıkacağını merakla bekliyoruz. Bayrak Çocuklar’a bol şans diliyoruz.