Attila Gökçe

Attila Gökçe

agokce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Gökte ararken yerde bulmak böyle bir şey sanırım. Hafta boyunca savunma hattındaki sorunlardan dolayı ekstra çalışma ile ayakta durmanın hazırlıklarını yapan Beşiktaş, Başakşehir gibi yükselme sürecindeki bir takıma karşı “oynayarak”, işi rastlantıya bırakmadan, doğrudan “akıl” ve “emek” ürünlerini elde etti.
Düşünün, kaleciniz haksız bir kırmızı kartla iki haftalık ceza almış. Yedeği Utku sakatlığı tam geçmeden eldiven giymiş. Savunma dörtlüsü de olduğu gibi değişmiş. Dorukhan, Necip, Montero, Rıdvan’la maça başlamak, özellikle Başakşehir’e karşı savunma yapmak o kadar kolay değil.
Ama kaleci Utku ve o dört adam, Beşiktaş’ı ayakta tutuyor ilk yarı boyunca. Dorukhan sağ önde ileri çıkarak oynuyor. Josef, rakip ataklarını karşılamada ilk istasyon… Tecrübesiyle güven veriyor. Ghezzal, Mensah, Atiba ve Larin ileri-geri hem hücum, hem de takım savunması anlamında makine düzeniyle çalışıyorlar. Aboubakar, koşularıyla rakip baskısında orta alana koşarak yardımlaşmasıyla çok farklı işler yapıyor. Beşiktaş adeta kusursuz bir maç çıkarıyor. Başakşehir’e şut attırmıyorlar ilk yarıda… Duran toplarda kaya gibi sağlam duruyorlar.
İlk yarıda maçın iki kahraman var: Birincisi Atiba… Savunmanın önünden Josef’le birlikte topu alıyor. Oyunu başlatıyor… Ghezzal’ı, Aboubakar’ı, Larin’i, Mensah’ı devreye sokuyor. Adeta orkestra şefi gibi yönetiyor oyunu. Takımın en yaşlı abisi o. En baba görüntüleri birikimiyle sergiliyor. Kornere son anda soluyla yaptığı “fiske” darbe golü getiriyor. Sonra da akan oyunda bir ok gibi süzülüyor. Uzun pası alıyor. Kaleye yöneliyor doğrudan.. Volkan’ı üstüne çekerek vatandaşı Larin’e “Hadi buyur, adamım” der gibi muhteşem bir asist yapıyor. Gökte aranırken yerde bulunan goller… Maç öncesinde hesaplanmayan, beklenmeyen bir durum. Sergen Hoca ve talebeleri neden böyle yaptı? Galiba Beşiktaşlı olmanın bilincine vardıkları için. Çok çalıştıkları için. Zorluıklar karşısında akıllıca dayanışmayı becerebildikleri için.
Peki öteki kahraman kim? Elbette Necip. Beşiktaşlılık bilincini en çok taşıyan oyuncu o. Sadık evlat. İlk yarıda sorumluluk duygusu ve aklıyla “hatasız kul”u gerçekleştiriyor adeta.
Beşiktaş böyle oynadı da Başakşehir ne yaptı? Tempoyu yükseltemediler. Savunma ile orta alan ve ileri uç arasında top aktarmayı beceremediler.
Beşiktaş izin vermedi. Edin Visca gibi bir kanat ve skor canavarına top koklatmadılar. Okan Buruk, futbolcularının milli maçlardan yorgun dönebileceğini anlatmıştı. Galiba öyleydiler. Okan Hoca, ikinci yarıda oyunu dengeleyebileceğini düşünüyordu belki de. O yüzden Giuliano ve Chadji hamlesiyle başladı ikinci yarıya...
Beklenmeyen durum, 72’de Mehmet Topal’ın ceza alanında topa elle temasından doğan penaltıydı. Aboubakar üçüncü golü atınca maç kopar gibi oldu.
Ne var ki 76’da Gulbrandsen ve Mahmut Tekdemir hamlesi ve Norveçli’nin peş peşe attığı gollerle Beşiktaş adeta korku tüneline girdi. Tünele girdiler ama korkmamışlardı. Hafta başında kuşkuluydular. Maç sonuna doğru taraftarlarını korkuya uğrattılar. Maçı utku (zafer) ile bitirdiler. Kısacası tebrikler.