'Kurullarda seçim olmaz!'
Futbolumuzun aklı ve vicdanı olarak en çok saygıyı hak eden, geç anlaşılan, çok sevilen vazgeçilemeyen değeri Şenes Erzik’le konuştum. TFF Onursal Başkanı, UEFA ve FİFA onursal üyesi, içinde bulunduğumuz kaotik ortamdan çok rahatsız… “ Bu işler buralara varmamalıydı” diyor.
Şanlıurfa’da tanık olduğumuz olay onu çok üzmüş… Konuşmak istemiyor.
Peki, 18 Temmuz’daki kongre kararı?
“-Elbette bir federasyon heyeti, başarısında kuşkusuz pay sahibi olduğu Milli Takım’ın Avrupa Şampiyonası finallerinde oynayacağı maçlar sırasında da iş başında olmak, sorumluluğu ve mutluluğu paylaşmak ister. İşler ters giderse hesabını da verebilir. O nedenle 18 Temmuz tarihini seçmelerini bir yere kadar anlayışla karşılarım. Ne var ki, saatler durmuyor, takvim yaprakları değişiyor. Zaman akıp gidiyor. Yeni sezonun kararları ve uygulamaları başlamışken TFF’nin karar verdiği tarih, geç kalan bir tarihtir.”
Peki, kongrenin erkene alınması, 26 Mayıs’a çekilmesi mantıklı mı? Böyle bir imza toplama (yüzde kırk) kampanyasına imza isteseler verecek mi?
“-Büyükekşi Federasyonu işbaşına gelirken bir imza vermiştim. Onursal Başkan kimliğimle yeniden olağanüstü kongre çağrısını imzalamak pek içime sinmez. Ama ortada kaçınılmaz bir durum ve ihtiyaç varsa ne yapalım, çaresiz imzalayacağız.”
Türk futbolunda “kanun” ve “statü” çok adaylı seçime uygun olduğu halde adeta yerleşik bir sisteme dönüşen tek adaylı genel kurulların artık terk edilmesi gerektiğini öne sürenler var…
“Keşke çok adaylı, en az iki adaylı, program tartışmasına yol açan, tercih olanağı veren kongreler yapabilseydik, iyi olurdu. Ama ortada yerleşik bir gelenek var. Çok adaylı sisteme kapalı bir yöntem değil. Delegelerin beşte birinden imza alıp divana bildiren adaylar, seçime katılabilirler. En az yüzde 20, her üyenin ancak bir aday için imza vermesini ön gördüğüne göre, statümüz 5 adaya kadar çoklu sistemi kabul edebilir.”
Kurulların da seçimle iş başına gelmesi… En başta Beşiktaş olmak üzere bu tezi önerenler ve savunanlar var.
“Merkez Hakem Kurulu, Hukuk Kurulu, Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu, Tahkim Kurulu ve diğer kurulların seçimle iş başına gelmesi FİFA tarafından uygun bulunmuyor. Buradan bakarsak, kurullara seçimle gelmek, oylamayla mümkün olur. Hakemlerin, hukukçuların delegelerden oy isteyeceği, akla gelmeyen seçim pazarlıklarının yapılacağı bir kongreyi ve sonrasını düşünebiliyor musunuz? Hiç tavsiye etmem. Zaten olmaz.”
Sohbetin sonunda
“Avrupa Şampiyonası sonuna kadar görevde kalma isteğini anlayışla karşılıyorum. Ama şu 6-1 (Avusturya yenilgisi) olmasaydı… Bak şimdi hiç olmaz!
Şenes Erzik, kongre kulisleriyle ilgilenmiyor. Belki katılmayı da düşünmüyor. Yine de iş başa düşerse futbolumuz için her şeyi yapar. Söylediklerinin tümüne katılıyorum. O yüzden yazdım. İyi ki varsın Şenes Bey!
O maçı sildim
Süper Kupa maçında yaşananlar, sporun ruhuna da futbol aklına da aykırı… Çaresiz kalan, kendini anlatmakta yetersizlik hisseden Fenerbahçe böyle bir “oynanmamış” maçla tarihi bir duruş sergiledi.
Anlıyorum, ama onaylamıyorum. U19 kadrosunda yer alan çocuklar için üzülüyorum.
Laf aramızda, İcardi olsaydım, o golü de atmazdım!
Neyse o maçı hafızamdan sildim.
Bütün formaların masum ve güzel renklerine, bu ülkenin güzel insanlarına MUTLU BAYRAMLAR!