Bazen heyecan önemli bir motivasyon kaynağıdır. Puan cetveline baktıklarında Beşiktaşlı futbolcular, Kayseri’de kazandıkları takdirde lider olabileceklerini gördüler. Heyecanlandılar. Acaba yeterince motive oldular mı? Kendilerini bu maçı kazanmak üzere hazırladılar mı? Bireysel performans ve takım oyununda hedeflerine uygun bir maç çıkardılar mı? Hayır. Aboubakar ve Ghezzal’ı adeta mumla aradılar. Heyecan telaşa dönüştü, top kayıplarıyla, düşük tempolu mücadele iki penaltıya neden oldu. İlkini kaçıran Beşiktaş, ikincide N’Koudou ile golü, Hasiç’le ikinciyi attı ve unuttuğu liderliği yeniden tattı.
İstatistiklere bakarsanız, yanılabilirsiniz. Evet, topla oynama yüzdesi (72/28) ezici bir oranla Beşiktaş’ı gösteriyor. Daha çok korner (5/3), 4 isabetli şut attılar. Görünüşte maçın egemen olan tarafı Beşiktaş’tı ama, skor tabelası donmuştu adeta, gol bir türlü gelmiyordu..
Sanırım bu pasif görüntü Mensah’ın kaçırdığı penaltıyla ilgiliydi.… N’Koudou’nun Lopes tarafından düşürülmesine Fırat Aydınus, refleksle penaltı noktasını gösterdi. VAR hakemi Cüneyt Çakır da onayladı.
Bir yıl önce Kayserispor’da oynadığı için mi Mensah’ı seçti Sergen Hoca? Mensah, genç kaleci Doğan’ı tanıyor olabilir miydi? Belki de kenardan hiç müdahale etmeden kararı oyunculara bıraktı. Mensah o penaltıyı atarken, çok yavaş bir top gönderdi seçtiği köşeye genç Doğan da çıktı ve kornere çeldi.
Kanımca kaçırılmış penaltı Beşiktaş’ın canını sıktı. Oyundan düşenleri gördük. Top kayıpları artarak devam etti… O baskılı oyunda Beşiktaş hücumda top tutamadı. Güven Yalçın, sırtı dönük aldığı topların hiç birini kullanamadı. Hakçası Josef de takım içindeki kimliğine yaraşır bir oyun çıkaramıyordu. Mensah ve Atiba da aynı biçimde düşük vitesteydiler. Beşiktaş’ta Welinton, savunmadaki görevinden sağ kanada uzayarak hücumda ekstra etkinlik yaratmaya çalıştı. Sağda Rosier’in, solda da N’Koudou’nun gayretleri Kayserispor yarı alanında ve savunma bölgesinde zaman zaman yıpratıcı oldu.
Kayserispor oyuna tam siper bir savunma oyunuyla başladı. Hücumu fazla önemsemeden Beşiktaş ataklarını ikili-üçlü sıkıştırmalarla kestiler. Larin de rahat top oynayamıyordu. Lopes, penaltıya neden olan hamlesiyle takımını zora soktu ama, sonrasında toparlandı. Sağdan etkili ataklar düzenleyerek Henrique, Kanga ve Lennon’a pozisyonlar hazırlamaya çalıştı.
Sergen Yalçın’ın oyuna dönük ilk hamleleri Güven’i çıkarıp Hasiç’i alması, sonra da Mensah’la Necip Uysal’ı değiştirmesi oldu. Derken Atiba ile Oğuzhan da değiştiler. Beşiktaş’ın her şeye rağmen baskılı oyunu, nihayet NSakala’nın yine Lopes tarafından düşürülmesiyle (sonrasında bir de el teması var) bir penaltı getirdi. Topun başında N’Koudou vardı ve genç kaleci Doğan’a bu defa şans tanımadı. Hemen sonrasında Alibec’in serbest vuruşunda Ersin Destanoğlu inanılmaz bir refleksle topu kornere çeldi. Kornerden sonra Beşiktaş ilk kez coşku ile atağa kalktı ve Hasiç’in golü geldi.
Beşiktaş’ın elinden kayıp gitmekte olan maç, iki gollü bir liderlik keyfine dönüştü… Ey futbol.. Sırrını çözene de sürprizlerine de alkışımız var, itirazımız yok!.. Üzülen, sevinen, koşan ve coşan hep bir arada. Seni de böyle seviyoruz zaten!