Kadıköy’den travma ile dönen Beşiktaş, yaralarını Şampiyonlar Ligi’nde sardı. Tam da beklendiği gibi, istendiği gibi... Gerektiği gibi.
Alman futbolunun geçen yılki ikincisi bu yıl hayal kırıklığı yaratan sonuçlar alıyordu. O nedenle Monaco beraberliği ile çıktığı Şampiyonlar Ligi yolculuğunda daha iddialıydılar. Çift santrforlu (Werner-Agustin) oyun düzeniyle topu iki kanattan hızla taşıyarak etkili ataklar yapmaya çalışıyor, ancak Beşiktaş fırsat vermiyordu.
Caner ve Medel’in hem markajları, hem de kademe anlayışları çok iyiydi. Öte yandan oyun disiplinine de uydu Beşiktaşlı futbolcular. İşlerini yaparken, rahat ve keyifliydiler. Cumartesinin üç kırmızı kartlı oyuncusu Quaresma, Atiba ve Oğuzhan belleklerini sıfırlamış, her şeyi unutmuşlardı. Şenol Güneş’in de ligdeki cezalı oyuncularını dün sahaya sürmesi doğru bir tercihti.
Beşiktaş gol için sıkıntılı bekleme sürecini hiç yaşamadı. Baskı ile oluşturdukları başlangıç, ayakta alkışlanacak bir gayretle golü getirdi. O gayretin sahibi Cenk Tosun’du. Soldan aldığı topla dibe indi. Ilsanker’in yandan göğüs ve omuzla yaptığı şarja teslim olmadı. Düşmedi, durmadı, topu da bırakmadı ve tam da zamanında ayağından çıkardı. Orada bekleyen Babel vardı. Gol, Beşiktaş’ın işini daha da kolaylaştırdı.
İlk yarı biterken Q7 çıktı sahneye... Zaten sağdan hep döktürerek oynuyordu. Öyle bir orta yaptı ki, Talisca iki adım atıp kafayı çaktı. İşte öfkeyi neşeye, sıkıntıyı ferahlığa çeviren tablo.
Maçın ikinci yarısında Bruma da katıldı oyuna... Soldan yaptığı atakları Medel’in yerini alan Necip’le çok iyi karşıladı. Fabri de dünkü kurtarışlarıyla bu maçın kahramanı, unutmayalım. Leipzig genç ve dinamik kadrosuyla Beşiktaş’tan daha çok gol pozisyonuna girdi, daha çok korner kazandı. Topa daha çok sahip oldu (57/43) Daha çok şut attı. Ne yalan söyleyelim... Bu istatistikler hiçbir şey kazandrmadı Leipzig’e. Beşiktaş Atiba’yla (% 91) isabetli pasın, Oğuzhan’la (10.5 km) koşunun keyfini çıkararak her hattıyla akıllı ve sakin oynayarak hedefine ulaştı.
Şimdi 6 puan cepte. Gruptan çıkma hesapları daha gerçekçi yaklaşımla yapılabilir.
Bir de şunu ekleyelim: Beşiktaş’ın Avrupa’dan topladığı puanlar, rakiplerinin de işine yarayacak gelecek yıl. O yüzden fesatlığın gereği yok!