Attila Gökçe

Attila Gökçe

agokce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Merak edilen ve tartışılan pozisyondan başlayalım: Gary Medel’in gördüğü ilk sarı kart doğru. İkinci sarı kartla kızarıp oyundan çıkarılması yanlış. Çünkü Medel, rakibinin önüne hamle yapıp topa müdahale eden oyuncu.
VAR sisteminin bir eksikliği var ortada. Asistan hakem sadece direkt kırmızı kartlarda uyarıyor. Sarı kartlarda müdahale söz konusu değil. Ama kırmızı kartla sonuçlanacak ikinci sarılarda da devreye girmeli. Haftaya Fenerbahçe ile sezonun ilk derbisine çıkacak takımın böyle tartışmalı kararlarla zarar görmemesi gerekirdi.
Her neyse... Hakem kararlarını maçın ana konusu olarak sunmak doğru değil.
Beşiktaş, kendi saha ve taraftarının önünde maçın sahibi olamıyor. Yaşlı (27.9) ve yorgun kadrosuyla tempoyu yükseltemiyor. Kanatlardan da ortadan da rahat ve net pozisyonlar üretemiyor. Dün attıkları ilk gol ( Q7 korner-Pepe kafa) duran toptan. Babel’in golü de akan oyunda, buna itiraz yok. Ne var ki onlarca fırsat yakalamasına ve yaratmasına rağmen skor tabelasını zenginleştiremiyor. Rahatlık getirecek farkı oluşturamıyor.
Negredo geceleri Beşiktaşlı olarak uyuyor, sabah hangi takımın oyuncusu olacak, düne kadar belli değildi. Şimdi 28 kişilik kadroda bir yeri var. Ama zor günleri golle unutmasını beklemek o kadar kolay değil. O yüzden seri yakalayıp golleri sıralaması zaman alacak. İyi niyetinden kuşku yok. Babel’e yaptığı asist takdir edilmeli. Ama ceza alanında da yalnız kalmamalı. Topu alıp üst üste çalımlarla zaman harcayan arkadaşları yüzünden yerini kaybetmemeli.
Elbet olumlu tablolar da var maçta. Örneğin Şenol Hoca’nın Oğuzhan’da ısrarı. Ljajic’in onbirde maça başlaması. Benzer iki oyuncunun, rollerini birbirine karıştırmadan uyum ve işbirliğine yönelmesi. Ljajic çok iyi bir kumaş. Yine de onu Sosa, Talisca ve Oğuzhan’la karıştırmayalım. O farklı bir 10 numara görüntüsü veriyor. Çok sert mücadelelere girmiyor. Rakibine baskı yaparak topu kazanma konusunda o kadar dertli değil. Ama akan oyunda ayakları ve zihni çabuk ve yaratıcı. Ceza alanı içindeki kargaşada akıllı paslar verdi. İlk maç performansı olumlu. Şenol Hoca, Quaresma-Lens ikilisini sık sık kanatlada değiştirerek oynadı. Gökhan ve Caner’in bindirmelerine, desteklerine de diyecek söz yok. Ancak Beşiktaş hep havadan oynuyor. Yüksek ortalar öncelikle rakip stoperlerin işini kolaylaştırıyor. Topu yere indirmek gerek. Belki bu konuda Ljajic ve Oğuzhan’ın katkıları hücumu dönüştürebilir.
Malatyaspor, Erol Bulut’un yönetiminde çok disiplinli bir takıma dönüşmüş. Maçın başından sonuna kadar sert ve akıllı müdahalelerle oyuna ortak oldular. 2-0 geriye düştükten sonra ısrarla bastırmaları, Guilherme’nin 89’daki golü buna örnek. Bu arada Karius’un da en az iki golü kurtardığını belirtmek gerek. Bir derbi ve Avrupa Ligi maçının arifesinde böyle bir maçı kazanmak kolay değil. Beşiktaş zora soktu, yine de kazandı!