Attila Gökçe

Attila Gökçe

agokce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Sahada iki takım var ama asıl maç kenardaki hocalar arasında. Sergen Yalçın vs Hikmet Karaman… Çok ilginç bir maça tanık oluyoruz. Sonunda bilindik bir tekerleme kendini hatırlatıyor: Karaman’ın koyunu, sonra çıkar oyunu.
Karaman, Türkiye’de rakiplerini en iyi tanıyan, en titiz analizleri yapan hoca… Kendi takımını hemen her maçta 110 kilometrenin üstünde koştururken, Beşiktaş’ta en yüksek pas isabetiyle oynayanların sırasıyla Welinton, Vida, Atiba ve Josef olduğunu biliyor. Hocadan kopya çekmek olmasın diye burada sayı vermiyorum… Kilit pasları yapanların birincisi Ghezzal. Bunda şaşılacak bir şey yok ama, Aboubukar ikinci sırada (ve tribünde). Rosier, Josef, N’Koudou ve Atiba sırayı tamamlıyorlar. Larin, N’Koudou ve Ghezzal da en çok dripling yapanlar… Hikmet Hoca’nın hücumda verimlilik gibi farklı parametrelerde rakip değerlendirmeleri de var.
Beşiktaş’ta Cenk sezonu kapattı, Aboubakar’ın sakatlığı da geçti ama Sergen Yalçın, futbolcusunu tribüne oturtup 1 hafta daha bekleme kararı alıyor. Bence doğru yapıyor. Titizlik ve cesaret örneği. Maç başlar başlamaz Beşiktaş’ın VAR uyarısıyla kazandığı penaltı ilk sürprizi getiriyor. Badji’nin Oğuzhan’a müdahalesi penaltı. Atışı N’Koudou yapıyor. Alıştığı yere, kalecinin sağına gönderiyor topu. Korcan çeliyor.. Kötü bir atış bu. Kaçan fırsat önemli değil, yenileri gelir diye avunuyor belki de Beşiktaşlılar. Ama iyi sinyaller gelmiyor.
Oğuzhan örneğin.. Sakatlanıncaya kadar (geçmiş olsun) dört kez top kaybediyor.. Basıp alıyor Ankaragücü savunması… Beşiktaş hücumda dağınık.. Topla en az oynayan Larin. Santrforda yerini yadırgıyor. Arkadaşları da topu ona taşıyamıyor. Larin’in yerinde oynayan N’Koudou da verimsiz. Beşiktaş sanki iki eksikle (Aboubakar ve Larin) oynuyor gibi.
Ankaragücü, Beşiktaş savunmasının rakip yarı alana kadar çıktığını bilerek hem kanatlarda, hem de ortada oyunu tıkamak için çok adamlı savunma öncelikleriyle oynuyor. Beşiktaş’ın Rosier-Ghezzal-Oğuzhan (sonrasında Mensah), Rıdvan-N’Koudou-Atiba pas zincirleri hep kırılıyor. Yine de Rosier dünkü takımın en gayretlisi. Ankaragücü, ilk yarıda Beşiktaş’a sahip olduğu topu kullandırmamak için yoğun baskı uyguluyor. Ama kontralarda beklediği etkinliği sağlayamıyor.
Garip tablolar çıkıyor ortaya… İlk yarının son dakikasında Ghezzal’ın kullandığı serbest vuruşta Kulusic kafayla topu kendi kalesine gönderiyor. Yetmiyor sanki… 52’de yine Kulusic. Bu defa Rosier’in etkili ortasını uzaklaştırmak için kafayla vuruyor topa. Kale içeriden vuruluyor.
Üç defa penaltı kararı veriyor Halis Özkahya… İlkini Beşiktaş değerlendiremiyor. Ama sonrakiler de maçın fenomen adamı Paintsil’le Ankaragücü hesabına yazılıyor. Paintsil’in ceza alanına ilk girişinde Welinton, ikincisinde Gökhan Töre (sarı kart görerek) penaltı yapıyorlar. Paintsil topu kimseye vermiyor. İki atışında da Ersin’i mağlup ediyor. Sergen Hoca’nın dünkü oyuncu değiştirme hamleleri de yararlı olmuyor. Ancak Geraldo ve Pinto’nun kırmızı kartlık hareketleri de Özkahya tarafından dikkate alınmıyor.
Karaman ve Ankaragücü’ne saygı duymak gerekiyor. Maçlara iyi hazırlanıyorlar. Çok koşuyorlar. Onların da sakatları var: Börven, Atakan, Cekici ve Lobjanidze gibi önemli oyuncuları yok. Ama sabırla, inatla, enerjiyle oynuyorlar.
Bu maç Beşiktaş’a ciddi uyarı sinyalleri veriyor. Takımda yorgunluk ve durgunluk var, Aboubakar da yok. Yine de liderlikleri sürüyor. Yolculukları devam ediyor. Bu uyarı belki de Beşiktaş için son derece değerli oluyor.