Süleyman Hurma kırk yıllık dostum… Futbolun yönetiminde bilgisi ve uzmanlığıyla kariyer yapmış. Sportif Direktör ya da Futbol Direktörü görevlerinin ilk örneklerinden… Trabzonspor, Kayserispor, Samsunspor kulüplerinde önemli işlere imza atmış. Güçlü kadrolar kuran, bazı futbolcuları antrenörlük mesleği ile tanıştıran, Karlı ve başarılı futbolcu satışlarında kulüplere para kazandıran spor adamı.
O, şimdi Karagümrük AŞ’nin patronu. Kulübün sahibi ve başkanı.
Artık derneklerden şirketlere evrilmekte olan futbolumuzda “sahiplik” anlayışının temsilcisi durumunda.
İşini başarıyla sürdürürken, neden böyle bir yola girmiş?
“- Ben hep projelere inandım. O projelere aklımla, vizyonumla hayat vermeye çalıştım. Sağolsunlar, yönetimlerden de destek gördüm. Ama antrenör arkadaşlarım ve futbolcular zaman zaman beni hayal kırıklığına uğrattılar. Ertuğrul Sağlam’ı antrenörlüğe başlatan benim. Kayserispor’da şampiyonluğa oynayacak bir proje takımı kurduk mesela… Ben o projelerin gerçekleşmesi ve başarılı sonuçlara ulaşması için çalışırken, maalesef takımda aynı heyecanın paylaşılmadığını gördüm. Örnek olarak söylüyorum, Ertuğrul Hoca, Beşiktaş’tan teklif alınca, hayır, diyemedi gitti. Futbolcuların heyecanı da transfer hayalleriyle bitti. Çoğu futbolcu Fenerbahçe,Galatasaray, Beşiktaş hayalleriyle oynuyor. Öyle büyümüşler. Fırsat kapıyı çalınca çekip gidiyorlar. Özetle projelerim hep yarım kaldı. Çok sıkıldım.”
Hurma’nın turizm acentası, eşinin eczanesi vardı. Ailecek oturup karar vermişler. Evleri, arabaları, şirketlerini ve eczaneyi kapatmışlar. Sonrası ?
“- Hepsini sattık. Yıllarca çalışarak kazandığımızı bir araya topladık. 5-6 milyon dolar denkleştirdik. Sonunda Karagümrük A.Ş.’yi satın aldık.”
Karagümrük, aldığında 12 yıllık bir şirketmiş. Kabul edilebilir, ödenebilir 700 bin TL borç varmış. İkinci Lig B grubundan üç yıl içinde Süper Lig’e yükselme stratejisiyle işbaşı yapmışlar. Bugün Süper Lig’de dişli bir takımları var. Karagümrük, bol gollü, seyredilebilir oyun anlayışıyla göz dolduruyor. Hurma sportif olarak çok mutlu. Peki yatırdığı paranın karşılığı ?
“-Şu anda kulüpler çok zor durumda beIN Sports’tan yayın geliri alamıyoruz. Maç günü gelirlerimiz de pandemi nedeniyle durmuş vaziyette. Sponsorumuz da yok. Ama sabırlıyız. Bugünleri başarıyla atlatıp hedefimize ulaşacağız.”
Bizde Mehmet Ayan’ın ısrarla savunduğu “kulüplerde sahiplik” sisteminin bir örneği Karagümrük. Süleyman Hurma, “Her şirket, her patron karı düşünmek zorundadır. Zarar ederse batar, evindeki televizyonuna kadar haciz gelir, çulsuz kalır. O yüzden ticaretin kurallarına uyması gerekir. Önce umutlu olmalı, gelecekten para beklemelidir. O para da projeyle gelir. Dernek yapısında seçimle işbaşına gelip sorumluluk alan bazı yöneticilerin abuk sabuk kararlarla kulüplerini zarara uğrattıklarını, borç batağına sürüklendiğini görüyoruz. Sonunda ellerini kollarını sallayarak kongrelerde aklanıp görevi bırakıyorlar. Kulüpler, sorumluluk sahiplerinin sorumsuzluğu ile karşı karşıya. Ama şirketi yönetiyorsanız sorumluluktan sıyrılamazsınız. Ekonominin kuralları var” diyor.
Karagümrük’ün Başkanı Süleyman Hurma. Asbaşkanı da oğlu Serkan Hurma. Harvard mezunu bir ekonomist. Baba oğul her ay değerleme yapıyorlar. Projelerini, finansmanı gözden geçiriyorlar. Karagümrük’ün sezon başındaki kadro değeri 18 milyon Euro. Hurma, sezon içinde bu değerin başarılı sonuçlarla 25 milyon Euro’ya kadar yükseleceğine inanıyor.
Karagümrük, İstanbul’un büyük bir semtini temsil ediyor. 1926’da kurulan kulübe tulumbacı takımlarının yangınla mücadelesine dayanarak ateş (kırmızı) ve duman (siyah) renklerini seçmişler. Bugüne kadar seyirci cezası almayan bir camia söz konusu. Hurma, tarihi semtte en başta Vefa olmak üzere amatör kulüplere elini uzatmış. Sorunlarıyla ilgilenmiş. Ama bir derdi var: “Tesisimiz yok. Süper Lig’e layık bir stat istiyoruz. Eski stadımızda oynayamıyoruz. Yıkılıp yeniden yapılması gerek. Projemiz de hazır” diyor. Devletin tesis yatırımlarından hak ettiği payı almak istiyor.
Bırakalım Baba oğul Hurma’lar hesap hendese ile ekonomiyi yürütsünler. Biz sportif hedeflere bakalım: “Gayet iyi gidiyoruz” diyor Başkan… ”Amacımız önümüzdeki yıl Avrupa’ya çıkmak. Herhalde UEFA Avrupa Lig’nde oynama hakkını alırız!”
Süper Lig’imizde gerçek şirket malı olan dört kulüp var: Başakşehir, Karagümrük, Kasımpaşa ve Göztepe… Futbolumuzun bir anlamda “sahipli” arazileri… Şu anda dördü de puan cetvelinin üst sıralarında duruyor. Bakarsınız bembeyaz sayfalar açarlar, belli mi olur!
Ne yaptın Sinan
Onun yeteneğine ve golcülüğüne inanırdım. Galatasaray’da hak ettiği şansı bulamadı. Gurbete gitti, sonra Fenerbahçe’ye geldi. Antalyaspor maçının 81. Dakikasında oyuna girdi. 90+6 oynanırken yaptığı faule sarı kart gösteren hakeme kızdı. Omuz vurup yanından geçti, sözüm ona başını çevirmeden ‘pardon’ dedi. Eski batakhane kabadayılarının hır çıkarma hamlesi. Bahattin Şimşek yine de insaflı davrandı. İkinci sarıdan kırmızı. Oysa direkt kırmızıyı hak ediyordu. Sinan giydiği formalara saygı göstermeyi öğrenmeli. Öfkesini kontrol etmeyi öğrenmeli. Emre Belözoğlu’nu Volkan Demirel’i dinlesin. Golcülüğüyle birlikte kişiliğini de geliştirsin.
Sıfıra yükselmek
Beşiktaş Yeni Malatyaspor’u yenmekle kalmadı, aynı zamanda sıfıra yükselmek başarısını da gösterdi. Larin’in attığı gol, Beşiktaş’ın eksi (-1) averajını sıfıra yükseltmiş oldu: 9-9 = 0. Anlamlı bir başarı. Darısı borçları da sıfıra yükseltmesi dileğiyle Başkan Ahmet Nur Çebi’nin başına!