Beşiktaş Başakşehir’e yine yenildi. Bunda şaşılacak bir şey yok, gayet doğal. Başakşehir’i yenmek için bir takımın “iyi” gününde olması gerek. Öyle ise hayat hoştur. Değilse eli boştur. Çok önemli bir fırsatı yakalayamadan üçüncü yenilgilerini aldılar.
Başakşehir’le Beşiktaş kendi gerçekliklerini ortaya koydular. Başakşehir Emre’yi maç kadrosuna almamış, Adebayor ve Arda Tutran’ı da kulübede oturtarak oyuna başlamıştı... Beşiktaş’ın böyle bir lüksü yoktu. Oynasa da oynamasa da sonucun belirlenmesindeki en önemli adamları Quaresma sarı kart cezalısı, Gökhan Töre sakattı.
Başakşehir sahadaki mevcutlarıyla ilk yarıyı önde kapatırken Beşiktaş doğru ve güzel görünen oyununu tabelaya yansıtamadı. Öteden beri devam eden duran top zayıflığı dün de kendini gösterdi. Başakşehir’in kullandığı kornerde Atiba’nın bir an için kaçırdığı Epureanu golü atıverdi. Ama golden daha da can sıkan durum Beşiktaş için klasik sol bek kimliğinin dışında kazandığı topla sol iç koridorundan atağa kalkabilen Adriano’nun çıkmasıydı.Caner’in katılımı tabloyu biraz değiştirdi. Havadan yüksek ortalar akan oyunda hiçbir işe yaramadı.
Beşiktaş’ın sağ kanadında Gökhan - Lens ortaklığını göremedik. Sol kanatta da Caner - Babel işbirliği yoktu. Medel ve Atiba’nın kazandığı toplarla beslediği Babel, ceza yayına doğru hareketlenip alıştığı şutlara hazırlandı ama Başakşehir izin vermedi.
Peki Oğuzhan ve Tolgay kenarda otururken Şenol Hoca Vagner Love’ın arkasında Mustafa Pektemek’i neden oynattı? Geçen hafta attığı iki gole bakarak Pektemek’i ödüllendirmek mi istedi? Olabilir. Ama daha da geriye giderek bakacak olursak, Türkiye’nin sırtı dönük en iyi oyuncularından biri olan Pektemek’ten bir tür “Talisca” efekti aramış olabilir. Mustafa Pektemek bir Talisca etkisi yaratamadı ama, oynama isteği ve enerjisiyle fazlasını yapmaya çalıştı, olmadı. Beşiktaş’ın Başakşehir önündeki baskılı oyunu rakip ceza alanı ve yayın üzerinde anormal top kayıpları yüzünden beklenen sayıda şut üretemedi. Vagner Love ve Mustafa Pektemek gol atma ihtimalini bile yakalayamadılar.
Şenol Güneş’in 66’da Lens - Ljajiç değişikliği, evet, yapılabilecek bir hamleydi. Yerden daha etkili bir oyun aradılar ama bulamadılar. Avcı ise hamle değil, zorunlu değişiklik yaptı (Elia - Napoleoni / Dk. 62)
Bu arada.. Onca tükenmişlik içinde Şenol Hoca Medel’in yerine genç Güven Yalçın’ı sür dü sahaya (Dk. 80). Hiç değilse genç bir çocuğa kendini gösterme şansı doğdu.
Bu maçın verdiği mesaj : Başakşehir takımca oynuyor. Beşiktaş ise bireysel performansa umut bağlamış durumda. Öylesi de o kadar kolay değil. Bir not daha: Şenol Güneş, Caner Erkin’den nasıl yararlanacağını bir kez daha düşünmeli. Klasik bir bek değil. Kanat oyuncusu mu? Sayılmaz. Hele yaptığı uzun ortalar... Her defasında rakip takıma atılan ve karşı hücümu başlatan pas olarak geçerlilik kazanıyor. Ne yapalım? Gerisini Caner düşünsün!
Başakşehir zirvedeki duruşunun eğreti olmadığını gösterdi dün. Peki bu duruş kök salmaya, şampiyonluğa yeter mi? Niyet eksikliği yoksa yeter!