Milliyet’in 69 yıldan beri onurlu bir geçmişten umutlu geleceğe taşıdığı “Yılın Sporcusu“ anketinde tarihe yansıyan gelişmeler var.
Anketin ilk yıllarında adaylar ve oylama hep erkekler arası maskülen (eril) sporcuların sıralanmasıyla sonuçlandı. Evet kadın sporcularımız vardı ama ulusal ve uluslararası yarışmalarda iç açıcı sonuçlar alınamıyordu. Bireysel dallardaki darlığın yanı sıra takım sporlarında örneğin basketbolda- Kadın Milli Takımımız yoktu. Neden? Efsane Federasyon Başkanımız Osman Solakoğlu’na göre kadınlar uluslararası çapta basketbol oynayamazdı.
Milliyet’in Yılın Sporcusu anketinde ilk kez 1971’de eskrimci kızımız Özden Ezinler o büyük unvanı aldı. Saydım… Erkekler duvarını aşıp “Yılın Sporcusu” seçilen 11 kadın sporcumuz var. Yine de enseyi karartmayalım, geçen hafta Perşembe günü toplanan Gillette Milliyet jürisinde spor tarihimize geçmiş başarılı kadınlar giderek artıyor.
Peki yeterli mi? Hayır… Daha çok yol var, yürünecek ve koşulacak. Kadın erkek eşitliğinin en belirgin alanı olan sporda, evet, sporcu sayımız her geçen yıl artıyor. Olimpik ve paralimpik kadın sporcularımızın başarısını heyecanla izliyoruz.
Peki sporun yönetiminde kadınlarımız nerede? Çok ileride, önde ya da devrede değiller. Kulüp yönetimlerine ve federasyonlara girdiler. Sadece 3 federasyon briç, satranç ve yelken kadın başkanlar tarafından yönetiliyor. Süper Lig’de tek örnek olarak Kayserispor’u yöneten başkan Berna Gözbaşı görevi bıraktı.
Daha da dramatik olanını yazalım: Gençlik ve Spor Bakanlığı, biliyorsunuz çok büyük bir teşkilatla hizmet veriyor. 81 ilimizde “spor müdürleri” var. Peki bunların kaçı kadın? Hiç biri. Kadın il müdürü sayımız 0 (sıfır)! Üst düzey spor yöneticisi dostum, bu can sıkıcı durumdan sonra bir teselli aramış. İllerde orta kademede yer alan kaç kadın yöneticimiz var? Sadece 30. Oranı belli değil.
Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın Ankara’daki merkez teşkilatında az sayıda çok değerli kadın yöneticiler var. Sayılarının artmasını bekliyoruz.
Üç kız babası ve ikiz kız torun dedesi olarak, ticaret alanında herkesin bildiği “fifti-fifti” deyimini anımsatmak istiyorum. Kar ortaklığında yarı yarıya eşitliği simgeliyor. Ama bu “fifty fifty” aynı zamanda Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC)’nin de ilkesi. Rio 2016’da “her ülkenin olimpiyat oyunlarına mutlaka kadın sporcuları da alarak” katılmasını zorunlu kılan IOC, Paris 2024’de oyunları eşit sporcularla başlatacak. Türkiye’nin olimpiyat oyunlarında kadın sporcu oranı eşitliğe yakın (K 46.73/53.27 E ).
2022 yılı kazandığımız yüzlerce madalya ile gurur yaşatırken, çok değerli spor insanları da bize acı duygular bırakarak aramızdan ayrıldılar. Daha çok başarı daha güzel oyunlar… 2023’de daha çok madalya ve daha çok kadın yönetici ile mutlu yıllar diliyorum, şimdiden.
Gözbaşı’na destek
Kayserispor’da Berna Gözbaşı’nın başkanlık dönemi dramatik bir tablo ile kapandı. Üç yılda zor günlerin sorumluluğunu üstlenen ve kulübünü yaşatmak için bireysel varlıklarını da kaybeden Berna Gözbaşı, yaralarını sarmaya çalışıyor. Çok üzgün “Üç yıl önce ne puan silme vardı ne de ceza… Yıllarca uğraşıp kulübü yaşatmaya sağlam bir yapı kurmaya çalıştık. Her şey çözümlenirken puan silmeler başladı. Beklediğim desteği de alamadım” dedi.
Berna Başkan, Rennes’deki kaleci Doğan’ı, Barcelona’daki Emre’yi, A takımına yetiştirdikleri Onur’u oğulları gibi seviyor, hemen her gün onları arıyor. Ama onunla ilgilenen var mı? Sanmıyorum.
Buradan Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ve Kayserili dostum Mehmet Özhaseki’ye çağrıda bulunmak istiyorum: Berna Başkan’ın desteğe ihtiyacı var. Yalnız ve çaresiz kalmamalı!
Avcı, Jesus’u avladı
Dünya Kupası finallerinin en iyisini (Arjantin-Fransa) izledikten sonra Süper Lig’imize de heyecanlı maçlarla döndük. Hemen belirteyim: Trabzonspor Teknik Direktörü Abdullah Avcı, Jorge Jesus gibi çok değerli bir hocaya saygı duyarak titiz bir analiz çalışması yapmış yardımcıları ve oyuncularıyla birlikte çok zekice düzenlenmiş pozisyonlarda attıkları gollerle maçı kazandılar. Zirve mücadelesine yeniden start verdiler. Lider değişti. Keşke her maç böyle ciddi hazırlıklarla oynansa.
Sırası gelmişken Jorge Jesus “Hakemler Fenerbahçeli futbolculara kolay kırmızı kart gösteriyor” derken, efendice bir yorum yaptı. Bence Fenerbahçeli futbolcular savruk ve dikkatsiz faullerle çok kolay kırmızı kart görüyorlar. Portekizli Hoca’nın futbolcularına söyledikleri de bu olmalı: ’Hakeme söylüyorum, futbolcum sen anla!’