Attila Gökçe

Attila Gökçe

agokce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Kredisini tüketmiş iki takım, zirvedeki en önemli kozlarını oynamak üzere buluştuklarında bu maçta her türlü gerilimin çatışmanın şok ve hayal kırıklığının yaşanabileceği biliniyor ve bekleniyordu.
Fenerbahçe ve Beşiktaş topun durduğu her an neredeyse meydan kavgası diyebileceğimiz kabadayılıklar sergilediler. Sporcu, meslektaş, arkadaş olduklarını unuttular. Mert Hakan Yandaş’la Aboubakar itiş kakışına öteki arkadaşları da katılacak oldu. Çirkin görüntüler, yakın planda birbirini tehdit eden suratlar, kötülükler filminin kareleri gibiydi. Hele Mert Hakan Yandaş kardeşimizin Halil Umut Meler’e bir tepeden bakışla öyle bir atarlanması vardı ki utanırdınız. Neyse oyunda her iki takımdan “daha akıllı” adamlar vardı. Hem onlar ortamı soğuttu (!) hem de Meler kartlarını gösterip olayı sonlandırdı.
İlk yarıdan küçük notlar verelim. Beşiktaşlı Onur-Arda temasındaki penaltıda VAR odasından bir çağrı gelse iyi olurdu. FİFA bu tür pozisyonları “gri” olarak değerlendirip VAR’ı devre dışı bırakıyor. Ancak o pozisyonda temas eden oyuncu Onur değil, Arda… Hücumcu kendi takılıyor. Halil Umut Meler, VAR odasından bir davet alıp yeniden izlese daha doğru bir karar verebilirdi. Derbilerde ve üst üste maç yönetmekte ne kadar ağır bir iş yüklendiğini gösterdi. Meler, eski formunda değil. Sınırsız görevlendirme kararı tamam da, bu hakemi tüketmesek daha iyi olur.
***
İkinci yarıda rüzgar döndü. Ilıman ve uysal hava akımının yerini buz gibi donduran Beşiktaş fırtınası aldı.
Bu fırtınayı başlatan adam Şenol Güneş. Fenerbahçe’nin ofansa kilitlenmiş oyununda savunma gediklerini görerek inanılmaz hamleler yaptı. İkinci yarıda Ghezzal ve Hadziahmetoviç’i oyundan alıp Maxim ve Redmond’u oyuna sürmesi çok isabetli dokunuşlardı. 55’deki Gedson-Necip değişikliği de yerindeydi. İkinci penaltıda Welinton’un kırmızı kart görmesiyle (Dk.50) 10 kişi kalan Beşiktaş’ta yıkımı önleyen ilk olay Valencia’nın atıştan yararlanamaması oldu. Sonrasında Nathan Redmond’un “resital” güzelliğindeki sanatsal gösterisine tanık olduk. 3 asist ve 1 gol… İşte fırtınanın şövalyesi.. Oyun öylesine döndü ki Fenerbahçe taraftarı da takdirlerini alkışlarla gösterdi.
***
Bu arada… Cenk Tosun’un kaptanlığını oyun içinde adanmışlıkla mücadelesini genç futbolculara örnek olarak sunmak gerekiyor. Vincent Aboubakar… Dördüncü golü atarken içten içe “Cenk atarsa ben de atarım” dercesine tatlı bir rekabetin ortağı olarak övgüleri kazandı.
Maçın Fenerbahçe açısından iki güzelliği var: Arda’nın ilk onbirde genç bir lider adayı olarak maça başlaması. Başarılı bir performans sergilemesi… İrfan Can Kahveci’nin nihayet sonradan girdiği oyunda bir gol atarak formuna dönüş sinyali vermesi.
Güzel bir derbi izledik.. Tarihe geçecek bir oyuna tanık olduk. Gönül daha ne istesin ki!