Attila Gökçe

Attila Gökçe

agokce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Tam da şövalyelerin buluşması gibiydi Fenerbahçe - Başakşehir maçı… Puan cetvelinin ve istatistiklerin efendisi olarak takdir toplayan Fenerbahçe ve konuğu, birbirlerine önem vererek, saygı duyarak sanki düelloya değil, yuvarlak masa toplantısına katılmış gibiydiler.
Özellikle ilk yarıda oyunun “kontrol ve savunma” yanı ağır bastı. Fenerbahçe rakibini dört kez ofsayta düşürürken o sihirli hattı aşıp 2 ciddi gol pozisyonuna giren Traore kolay lokma olmadıklarını gösterdi. Başakşehir’in öteki ataklarında da Okaka  Serdar Aziz düellosuna tanık olduk. İkisi de birbirine kabaca giriyor her türlü faul ve çekme-itme hareketleriyle maçın özel gösterisini oluşturuyorlardı. Ama aferin… Kavga etmediler. Efendice konuşup birbirlerine temas ederek “ayıp ettiklerini” anlatmaya çalıştılar. hepsi o.
Ev sahibi Fenerbahçe heyecanlı ve coşkulu seyircisini “müşteri memnuniyetiyle” eve göndermek için elinden geleni yaptı. Valencia ve Batshuayi ile çift santrforlu hücum hattı çok baskılı oynadı ama Başakşehir her defasında pozisyonu bozmayı bildi. Kazandıkları toplarla ne yaptılar? Dağınık biçimde uzağa şişirdiler, havaya savurdular. Başakşehir’e yakışmayan bir oyun tarzıydı bu. Emre Belözoğlu’nun takımından bir kez geçiş hamlesi göremedik.
İkinci yarıda “hamleyi yapan” Jorge Jesus oldu. Emre Mor, Rossi ve Arao Portekizli hocanın “saklı silahları” idi adeta… Oyun 68’de yapılan üç değişiklikle hem hızlandı hem de Fenerbahçe adına yoğun bir baskı gösterisine dönüştü. Tam da futbol seyircisinin, taraftarın beklediği, keyif aldığı görüntüler.
Fenerbahçe’nin o yoğun baskısına karşılık Başakşehir ligin önceki maçlarında gösterdiği mekanik oyunu, yaratıcı hamleleri yapamadı. Dünkü maçta özellikle beceri beklediğimiz oyunculardan fazla bir katkı göremedik. Biglia örneğin… Ustalığına uygun bir hareketini izleyemedik.
Fenerbahçe’de ilk yarının hamleci oyuncusu İrfan Can Kahveci idi. İkinci yarıda İrfan Can oyundan alınırken, içeri girenler daha iyisini, fazlasını yaptılar. Hele Uruguaylı Rossi’nin golü.. Tam 20 metreden sağ ayak üstüyle usta bir plaseyle attığı gol ayakta alkışlanacak kadar güzeldi.
Fenerbahçe parlak elbisesine toz kondurmadan, sezonun büyük takımı özelliğini daha da geliştirerek… En yakın rakibini yenip liderlik koltuğuna oturarak büyük iş yaptı.Bu takıma uzaktan bakanlar artık nereye gittiğini biliyorlar. Büyük konuşmayalım…
Hedefine ulaşır ya da ulaşamaz. Hiç belli olmaz. Ama bu heyecanlı koşu bile futbolseveri mutlu etmeye yeter!