Attila Gökçe

Attila Gökçe

agokce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Tabelayı bir kenara bırakalım… Beşiktaş, aldığı ve alacağı sonuç ne olursa olsun heyecan vermiyor, keyif vermiyor… Kimsenin umudunu kırmak istemem ama, ümit de vermiyor.
Transfer kampanyasında rakiplerine göre bütçesi ve heyecanı az, aklın kontrolünde alımlar yaptı yönetim. İlk bakışta yeni gelenlerin eskileri aratmayacağı düşünülse de dünkü oyunda hem Vida’yı aradılar hem de “direk döven” Batshuayi’yi! Sakatlıktan maç kadrosuna giremeyen Josef ile Welinton da arananlardandı.
Beşiktaş taraftarlarına yakın plan baktım dün… Gençler, yaşlılar, çocuklar, kadınlı erkekli tribündeydiler. Tatil mevsiminde stadın dörtte üçünü doldurmuşlardı. Tek yürek izlediler Beşiktaş’ı… Tek çehre ile…
Yüzlerinde kaygı, endişe, karamsar ve sessiz bekleyişlerle izlediler maçı. O nedenle enerjileri de düşüktü… Ancak Cenk Tosun’un ofsayt gerekçesiyle iptal edilen golünün inceleme sürecinde coştular. Sonrası yine sessizlik. Neyse ki Ghezzal vardı. 90+’ların tükendiği o son dakikalarda Rosier’in getirdiği topu Weghorst ince bir dokunuşla Ghezzal’ın önüne sürdü. O da sol köşeye gönderdi meşin yuvarlağı…
Şimdilik bütün takımı ipten aldı. Ismael’i de yönetimi de!.Peki sonrası? Onu bilemeyiz. Ligin ilk haftaları kaza olasılıkları yüksektir, kayıplar peş peşe gelebilir. Sadece Beşiktaş için değil. Tüm ekipler için.Valerien Ismael’in sistemiyle uğraştık durduk: Dörtlü mü - üçlü mü? Bu savunma sistemi üzerindeki yüksek tartışma ortamı gösterdi ki üçlü savunma felaket değildir dörtlüsü de sizi uçurmaz. Her iki halde de dünkü Kayserispor gibi rakiplere olmayacak toplar kaptırırsanız geçiş oyunlarına izin verirseniz, uzun toplarıyla sizleri boşta yakalamalarına göz yumarsanız, gelecek maçlarda canınız çok acır, yanarsınız.
Kayserispor transferde “tahtası kapalı” kulüptü. Tek kişi alamadılar. En yeni sporcuları sakatlık nedeniyle 1 yıldır oynamayan Ali Karimi’ydi… İlk maçını dün oynadı çocuk.
Kapalı tahta takımı, açık oyunla takdir ve saygı kazanmayı bildi. Gavranoviç’in kaçırdığı goller var. Bertolachi’nin, Cardoso’nun şeytan zekalarıyla yarattığı pozisyonlar var. Çağdaş Hoca’yı da Berna Başkanı da kutlamak gerekiyor.
Beşiktaş orta alanda üretemeyen, savunamayan, oyuna amatör heyecanından başka bir şey koyamayan bir görüntü sergiledi. O boş kalan, açık veren orta alanda Salih de Kartal da zorluk derecesi yüksek maçta zorlandılar. Gedson Fernandes için aynı şeyleri söyleyemeyiz. O üzerine düşen yükü fazlasıyla taşıdı.
Weghorst, iyi niyetli, çalışkan bir santrfor. Ne var ki özellikle ilk yarıda arkadaşları onunla oynamıyorlardı sanki. Adam yanız kalıyordu. Kalabalık savunma içinde daha fazla Beşiktaşlı olsa, o karambolde golü daha kolay bulabilirlerdi. Muleka da beklenen katkıyı sağlayamadı…
Oyun Nkoudou ve Cenk Tosun’un katıldığı dakikalardan itibaren, Ali Karimi’nin de kırmızı kart görmesinden sonra, hareketlendi. Beşiktaş eksik Kayserispor önünde maçı kazanacağına inanmaya başladı.
Cenk Tosun’un ofsaytla iptal edilen golü. Sonra peşpeşe gelen sarılarla kırmızı. Neyse neyse… Bunu da atlatırsın Cenk… Beşiktaş’ın evladısın, seviliyorsun. Üzülme.Weghorst, oyunun bozukluğu nedeniyle Batshuayi’yi bile arattı dedik ya, insafsızlık etmeyelim.. Çalışkan, oyunu iyi izleyen, arkadaşlarıyla oynamak isteyen, topsuz oyunu da bilen bir oyuncu. Bu kıymetten kısa zamanda yararlanmayı öğrenmeleri gerekir.
Bu arada Kolovetsios’un kafayla yere çarptırarak kestiği topun ellerine değmesi, doğal bir durum. O pozisyondan penaltı beklememek gerekir. Ofsayt kararı da doğru, penaltı için ötmeyen düdük de!
Maçın adamı? Elbette Ghezzal!...
Dünkü golcünün hakkını ödemeye alkışlar yetmez!