Attila Gökçe

Attila Gökçe

agokce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Sanki Kharkiv’de hiç bir şey olmamış gibi... Milli Takım hem yenilginin kırıklığını atmış üzerinden, hem de yenilenmiş kadrosuyla oyuna ortak olmuştu. Kuşkusuz Eskişehir’deki futbolseverler de çocukların yelkenine rüzgar üflemişti.

Mircea Lucescu, dün sahaya çıkardığı on birle daha iyi paslaşan, Hırvatistan’a karşı kanatlardan ve ortadan yüklenen yeni bir kimlik yaratmıştı. Cenk Tosun’la Burak Yılmaz’ı aynı kadroda görenler çift santrfor oynayacağımızı bekliyordu. Ancak Cenk Tosun sağ kanatta önde oynayarak hücumda farklı bir görev üstlendi. Çağlar Söyüncü, özellikle defanstan oyun kurarak çıkıp orta alanda Nuri-Oğuzhan ikilisinin daha yaratıcı bir oyun oynamasına yardımcı oldu. Ne var ki soldan Caner’in yaptığı ortalar, ortadan dikey hücum denemeleri istediğimiz etkinliği oluşturmaya yetmedi.

Haberin Devamı

Bazen forvet oyuncularının iyi niyetle savunma görevleri üstlenmesi ekstra rizikolar da yaratıyor.

Modric’in serbest vuruşunda Burak Yılmaz’ın kale ağzındaki müdahalesi - topun elle temasından - bir penaltı gerektiriyordu. Kassai aleyhimize penaltıyı vermedi. (Acaba vicdanen İspanyolların borcunu mu ödüyordu?)

Her neyse... Lucescu’nun on biri ikinci yarıda daha etkin girişimlerde bulunur, diye beklerken bir ara baktık Hırvatistan bizim yarı alanımızda adeta at oynatıyordu.

Volkan’ın kurtarışları, savunmanın hamleleri ya da dışarı vurulan toplarla golü yemekten kurtulduk.

Luce’nin Arda-Emre Mor, Burak-Ozan Tufan değişiklikleri yerindeydi. Emre Mor’la adam eksiltme becerimiz yükseldi.

Yoğun savunma önlemlerine karşı ceza alanında azalan gol şansımıza da farklı bir deneme ile sahip olduk. Oğuzhan’ın uzak şutunda top kaleciden dönünce Cenk Tosun özlenen golü atıverdi.

Sonrasında yine telaşlı, rakibe pozisyon veren ve ancak şanslı müdahalelerle golü önleyen bir oyun sergiledik.

Dün geceki galibiyet önemliydi. Onca gerilim, kavga, tartışma ve çatışmadan sonra sevinmek de galiba hakkımızdı.