Gurur, hüsran, öfke ve heyecan... 2018’in bu son çarşambasında Türk sporunun macerasını böyle özetleyebiliriz.
Gözümüzü skor tabelasından ayırmıyoruz ya, işe performanstan başlayalım...
Dünya Kısa Kulvar Yüzme Şampiyonası’nda 21 yaşındaki Hüseyin Emre Sakçı, final yüzen ilk Türk sporcusu oldu. 50 metre kurbağalamada 25.89’luk Türkiye rekoru onu beşinci sıraya getirdi. Çok desteklediğimiz, gözümüzün nuru diye sakındığımız nice yüzücü evlatlar yıllarca peş peşe elenirken İzmirli Emre’nin bir A finali yüzmesi, gurur duyulacak bir olaydır. Umut vaadetmektedir.
Deniz Selin Üstündağ da öyle. Avrupa Yıldızlar ve Gençler Eskrim Şampiyonası’nda kılıçta altın madalya kazandı. Onun da Tokyo 2020’ye bir selamı var yani.
Mete Gazoz da var... Okçuluk Avrupa Grand Prix sıralama turlarında 70 metrede ulaştığı 686 puanla birinci sıraya yerleşti. Eh, artık ondan da bir madalya bekleyebiliriz artık! Okçuların takım halinde 3 altın, 1 gümüş, 1 bronzuna da selam olsun.
İbrahim Çolak, artistik cimnastikte kararlı yürüyüşünü sürdürüyor. Avrupa’da halkadan gümüş madalya çıkardı. Adını alan özel hareketi var üstelik.
Türk güreşi, son yıllarda sergilediği yükselmeyi sürdürdü. 87 kilo grekoda Metehan Başar’ın dünya şampiyonluğunu alkışladık. Şimdi tek tek yazmaya kalksam, bu köşe yetmez. O nedenle Başkan Musa Aydın’ı alkışlayarak onlarca madalya toplayan güreşçilerimizi ve federasyonumuzu kutlayalım.
Atletizmde yeniden bir Ramil Guliyev rüzgarı estirdik. Avrupa şampiyonu oldu. Bu arada genç kadınlarımız da başarılı uluslararası sonuçlar aldılar.
Voleybol, 2018’in altın taçla alkışlanması gereken spor dalı. Vakıfbank’ın şampiyon, Eczacıbaşı’nın 3. olduğu Dünya Kulüpler Şampiyonası, bizim için artık bir istatistik oldu. Milli takımlarımız da başarılı. Bravo Mehmet Akif Üstündağ.
Başka spor dallarında da ümidimizi yeşerten, çocuklarımızı hayal dünyalarına taşıyan başarılar var elbet. Hepsi de çok kıymetli. Gurur duyuyoruz.
Futbola gelince 2018 Dünya Kupası’na katılamamak elbette hepimizin hüsranı. Kulüplerimize bakarsak Beşiktaş’ın UEFA Şampiyonlar Ligi’nden yenilgisiz grup liderliği ile çıkması alkışlanası başarı. Ama hayal kırıklıkları da birbirini izledi doğrusu. Neyse ki Galatasaray ve Fenerbahçe UEFA’da 2019’da da yollarına devam edecek.
Gurur ve hüsranı yazdık... İşin bir de öfke tarafı var. Özellikle futbolda. Geriye dönüp baktığımızda öfkeyi bir enerji haline getiren sakat spor kültürümüzün devam ettiğini gördük. Cezalar, tartışmalar, atışmalar ve polemikler bize hiç bir yarar sağlamadı. Belki de bu olayların tek işe yarar yanı öfkenin işe yaramadığını öğrenmemiz oldu (mu?).
Heyecana gelince... İşte 2018’in en unutulmaz yanı bu. Sadece Süper Lig’in puan cetveline bakmanız yeter. Üç Büyükler’in farklı biçimde en sıkıntılı sezonu yaşadıklarını bir yana not edelim. Ama Başakşehir, Trabzonspor, Yeni Malatya, Galatasaray, Antalya ve Beşiktaş sıralamasına ne demeli. Ligin ilk haftalarında bu tabloyu görsek, geçici olduğunu düşünürdük. Ama 17 haftalık ilk yarının sonucu bu.
Ben bu heyecanı alkışlıyorum işte... O klasmanı oluşturan hocalara ve futbolculara teşekkür ediyorum. Aklınıza, ayaklarınıza sağlık arkadaşlar!
“Aman şımarmasın!”
Genç sporcular biraz şans bulup başardıkları zaman, paranoya devreye giriyor: “Aman şımarmasın!”... İlk ambargo da medyaya konuyor. Galatasaraylı Mustafa Kapı (16) ve Antalyasporlu Fehmi Koç(15), 90’da oyuna girdiler ya... Ne röportaj var ne de öyküleri. Müthiş gizlilik kararları alınmış. Çocukların telefonları bile kapalı.
Oysa Fethi Demircan, 17 yaşında Müfit Erkasap’ı Galatasaray A takımında oynatıp Kupa’yı kazandığında olay son derece normaldi. Şimdi yasak koyan zihniyete soruyorum: Messi ile Ronaldo 17’lerinde harikalar yaratırken, hayran hayran röportajlarını okuyordunuz. Di mi?
Sönmeyen meşale Gillette-Milliyet yılın sporcusu
65 yıl, dile kolay. Namık Sevik ustamızın başlattığı, kuşaktan kuşağa bir onur nöbetine dönüşen Milliyet Yılın Sporcusu ödülleri Gillette ile üçüncü defa düzenlenen oylamalar sonucunda sahiplerini bulacak. Dün toplanan Büyük Jüri adayları belirlerken, Demirören Holding Başkanı Yıldırım Demirören, organizasyona derinlik katan bir açıklamada bulundu. Bu yıldan itibaren merhum Erdoğan Demirören adına çok anlamlı bir ödül de kürsüde sahibini bulacak.
Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu’nun Gillette Milliyet sosyal sorumluluk projelerine bu yıl devlet desteğini de vereceklerini açıklaması günün müjdesiydi. Bu arada... Değerli meslektaş ve dostlarımızla buluştuk. Türk sporuna kadınlı- erkekli büyük hizmet vermiş, tarih yazmış kahramanlarla beraber oldu. Zamanımız olsaydı, çok iyi bir spor şurası gerçekleştirebilirdik. Neyse, Spor Genel Müdürü Mehmet Baykan’ın dikkatini çektim. Artık onlar bilir.
FENERBAHÇE, GALATASARAY, BEŞİKTAŞ
Üçü de farklı sıkıntılar yaşıyor. Aslında temel sorun hep aynı: Para yok, para. Deniz bitti, gündelik çareler tükendi. Biri 17. sıraya demir atmış, çıkamıyor. Öteki UEFA baskısı altında her gün yeni bir formül arıyor. Bir başkası da hatalarına, dağılmaya, çözülmeye yanıyor.
Kimse merak etmesin... Geçecek bunlar, geçecek. Eh biraz da ciğer delip geçecek!
TRABZONSPOR’A VİCDAN BORCU
Gözlerini kırpmadan atan Burak’ı ve tutan Onur’u kadro dışında bıraktılar. Beş genç adam ruhsat verip sahaya sürdüler. Uğurcan, Hüseyin, Yunus, Abdülkadir ve Ganalı Ekuban gibi 20’lerinde beş delikanlıyla eski günleri anımsatan bir zirve takımı oldular. Haydi, vicdanı olan alkışlamasın da göreyim!