Japon sinemasının önemli yönetmenlerinden Akira Kurosawa’nın Ryunosuke Akutagawa’nın öyküsünden yola çıkarak 1950’de çevirdiği ünlü filmi ‘Raşomon’ sadece Japon toplumunu değil, evrensel biçimde tüm insanlığı ilgilendiren mesajlarla doludur.
Filmin kahramanları haydut, öldürülen samuray, samurayın tecavüze uğrayan karısı ve Raşomon adıyla bilinen eski bir kale yıkıntısında karşılaştıkları oduncudur.
Her biri tecavüzü ve gerçeği kendi masumiyet çizgisine çekip, eğip bükerek, anlatır. Elbette inandırıcılığı tartışma konusu, sürekli soru işaretleri yaratan bir olaydır bu. Mahkemede yargıç yoktur ama sorular sorulur ve herkes kendine göre yanıt verir. Sinema konusunda hiç de iddialı değilim. Raşomon hikayesini hatırlayınca, tam da bizim sporumuza uygun bir senaryoyu okur gibi oluyorum.
Fenerbahçe-Beşiktaş Türkiye Kupası yarı final rövanş maçı, bildiğiniz gibi 57. dakikada tatil edildi. Korner atışlarında sahaya atılan maddeler... Güneş’in başına çakmak isabet etmesiyle yere düşmesi... Soyunma odasına giderken bir darbe daha alarak ikinci kez düşmesi... Yedek kulübesindeki kaleci Tolga bazı Fenerbahçe taraftarlarının küfürlü tartışması hikayenin bilinen ayrıntıları.
Bir de pek göz önüne gelmeyen ayrıntılar var. Hakem Mete Kalkavan’ın raporu örneğin... Gerçeği ucundan kıyısından anlatan, belirsizlikler içeren bir rapor. Şenol Güneş’in kafasına isabet eden çakmağı gördüğünü yazıyor. Ama soyunma odası girişi Şenol Güneş’in ardından, tünel girişinde başına aldığı ikinci darbeden sonra. Bu rapor yeterince açık, kesin ve kararlı ifadeler taşımıyor. O nedenle TFF Yönetim Kurulu’nda ‘Hakemin maçı tatil etmesinin uygun görülmediği’ gibi bir kanaat oluşuyor. Bu kanaat futbol müsabaka talimatının 19/6. maddesiyle, 20/1. maddesindeki kararları gündeme getiriyor: Müsabakanın yarıda kaldığı andan itibaren tamamlanmasına. Geçen hafta yazdım. Bu yönetmelikte konu edilen maddeler 1995’te TFF’nin kendi ayağına pranga bağladığı maddelerdir. O yüzden ‘Tamamlama’ kararı çıkmıştır.
O maddeler nedeniyle herkes kendine göre olayı yorumlamış, tartışmalara müdahil olarak görüş beyan etmiş, kamuoyunda ve medyada ‘Baskı’ oluşturmuştur.
Fenerbahçe Spor Kulübü Başkan ve yöneticileri, Teknik Direktör Aykut Kocaman, Beşiktaş Başkanı, Divan ve Yönetim Kurulu üyeleri ile Teknik Direktör Şenol Güneş’in ifadeleri ve iddiaları, hakem ve gözlemci raporları hep birbirleriyle çelişen Raşomon öyküleri ile doludur. Çoğu, gerçeği kendine göre eğip bükmüştür.
Beşiktaş’ın ‘Masada kaybetmemek için’ 57’den itibaren oynanma kararına uymayacağını, Kadıköy’e gitmeyeceğini açıklaması da ilginç bir ‘Duruş’ tartışması yarattı.
Şahsen bu duruşu anlayabiliyorum. Beşiktaş mağduru olduğu olaydan neredeyse cezalandırılarak çıkmıştır. Bu duruştaki hata, kararı Tahkim Kurulu’na götürmeden acele ile fiili durum yaratmasıdır. (Tahkim’e ancak dün başvurdular).
Öte yandan memleketin içinde bulunduğu ‘Ahval ve şerait’ (haller ve şartlar) çok kritiktir. Seçim ortamında kitlesel gerginliklerden, huzursuzluk yaratacak olaylardan uzak durulması, o nedenle Beşiktaş’ın yarım kalan maçı oynaması ısrarla önerilmektedir.
Beşiktaş’ın böyle bir durumda U dönüşü yapması, ya da yaydan çıkmış oku geri çevirmesi ne kadar mümkündür? Acaba keskin virajı alabilmek için Tahkim formülüne mi başvurulmuştur?
Tam anlamıyla yanıt arayan bir soru. Raşomon filminde mahkeme vardır, yargıç yoktur. Kurosawa yargı görevini seyirciye vermiştir.
Ben de size bırakıyorum!
WANTED ARANIYOR
Şampiyonluğu getiren golü attıktan sonra rakip takım taraftarları adına üzülen, saha içinde ve dışında centilmenliği ön planda tutan... Fenerbahçe’ye şampiyonluk ve 28 yıl aradan sonra Türkiye Kupası’nı kazandıran, Konyaspor’u Avrupa’ya çıkaran, Türkiye Kupası ile taçlandıran... Bildiği, inandığı doğruları eğip bükmeden çıkar hesabı yapmadan uygulayan ve savunan... Rakiplerine ve meslektaşlarına hep saygılı davranan.
AYKUT KOCAMAN
DÜNYA BİR SAHNEDİR
‘Antonio: -Benim için dünya ne ise odur Gratiano, bir sahne yani; herkesin de bir rolü var: Benimki dertli adam rolü’ (William Shakespeare - Venedik Taciri’nden) Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım Şenol Güneş için ‘Tiyatrocu’ demiş. Elhak doğru söylemiş. Şu dar-ı dünyadan gelip geçerken rolünü namusuyla oynayan, doğru oynayan, iyi ve güzel oynayan bir tiyatrocudur o. Türk futbolunun dertlerinden yanarken, başarının ve aydınlığın da meşalesini yakmıştır.
ŞENOL GÜNEŞ