Türk futbolunda kaos ve karambol var… Bunlar Hukuk Kurulu’ndan, PFDK’dan, UÇK’dan, Tahkim Kurulu’ndan çıkıyor.
O kurullar sürekli çelişen, tartışılan kararlarla TFF’nin kendi otoritesine, yetkinliğine uymayan kapılar açıyor. İşini, yıllar sürecek yargılamalara ve kararlara taşıyor. Mahkeme kapılarını aşındıracak bir süreci başlatıyor. Bunun adı kaostur, karamboldur.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin yakın geçmişte ’TFF kurullarının seçimle işbaşına gelmesi, kararlarının açık, net ve anlaşılabilir biçimde duyurulması’ yönünde verdiği tavsiye kararlarını hatırlayalım… AİHM, “Hiç değilse atadığınız kurullar bir şekilde “bağımsızlık yemini etmeli” uyarısını da yaptı. Sonuç alındı mı? Hayır!
Gündemde Oğulcan Çağlayan var… Halen Galatasaray kadrosunda bulunan futbolcu kardeşimiz... 25 yaşında, kariyerinin zirvesine çıkıp en verimli dönemini yaşaması gerekiyor. Ne var ki Oğulcan, Rizespor’la Galatasaray arasındaki anlaşmazlığın kör düğümünü oluşturuyor. Kariyerini sürdürme hakkı kısıtlanıyor. Lisansı vize edilmiyor.
Çaykur Rizespor, 4 yıl önce 1 milyon 200 bin Euro ödeyerek Ankaraspor’dan transfer ettiği Oğulcan Çağlayan’ın dördüncü sezonunda, anlaşma süresini tamamlamadan Galatasaray’a gittiğini, bu nedenle zararının karşılanıp Galatasaray’a transfer yasağı getirilmesini talep ediyor. Oğulcan’ın lisansının vize edilmemesi gerektiğini iddia ediyor. TFF Yönetim Kurulu ve Uyuşmazlık Çözüm Kurulu (UÇK) bu talepleri uygun görüyor.
Galatasaray itiraz ediyor. Bir yandan da mahkemeye başvuruyor. TFF itirazı reddediyor. Dosya Tahkim’e gidiyor… Galatasaray’ın itirazı üzerine Tahkim Kurulu transfer yasağını kaldırıyor. İşte zurnanın zırt dediği yer: Tahkim, bu kararın kesinleşmediği, yargıya başvurulduğu gerekçesine dayanıyor. Anlaşılıyor ki, Tahkim Kurulu, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na atıfta bulunarak futboldaki kesin yargı hakkından vazgeçiyor. UÇK’nın 1 milyon 200 bin liralık transfer ücretinin “ödenmeme” talebini ise reddediyor. Kararın anlaşılması güç yanı da bu. Çaykur Rizespor’un bu talebi yargının beklenmesine karar verilmeden karşılanması da anlaşılamıyor.
Dosya bütününe bakıldığında dört yıl için 1 milyon 200 bin Euro ödendiği belirtilen Oğulcan Çağlayan’ın; aradaki amortisman, futbolcunun 3,5 yıl süreyle verdiği hizmet dikkate alınmadan, aynen Rizespor kulübüne verilmesi çok da adil görünmüyor.
Bu kararların başka bir yanı da TFF bünyesindeki kulüp, antrenör ve futbolcu alacakları konusunda UÇK’nın bypass edilmesine kapı açması. Asıl kaos yaratacak konu da bu. Artık hiçbir kulüp UÇK kararlarını kabul etmeyecek ve işi yıllar süren mahkemelere taşıyacak. Vah futbolum vah!.. Oğulcan Galatasaray’da kendini kurtarabilir de… Alt liglerde karın tokluğuna oynayan adsız profesyonellerin hakkı ne olacak? Mahkeme kapılarında yıllarca sürünmek mi? Yazık, ayıp, günah!
Güneş ve Yalçın’ın çıtaları
Herkesin atlaması, sıçrayıp aşması gereken çıtalar var. O çıtalar, büyük başarıyı simgeliyor. Oraya boşuna konmadılar. Şimdi her zamankinden daha yüksekte duruyorlar.
Şenol Hoca örneğin… En büyük başarısı 2002 Dünya Kupası üçüncülüğü… Üzerinden dört kupa geçti. Oralarda yoktuk. Şimdi takımın başında yine Şenol Hoca var, eleme grubundaki durumumuz da iyi. Katılmayı geçtik, bu takım sadece eski başarıyı tekrarlamak için Katar’da yarı final maçı oynamalı hocam. Sizin çıtanız orada.
Bir de Sergen Yalçın’ın çıtaları var. Beşiktaş’ta çifte şampiyonlukla yüksekte duran çıtalar… Şampiyonlar Ligi’nde 6 maç oynayıp tek yenilgi almadan gruptan çıkma başarısını simgeleyen çıtalar.
Artık işiniz daha zor… O çıtaları aşın… Bize yeni sayfalar yazın!
İNSANLAR YAŞADIKÇA
Şenol Güneş
Sevgili Hocam, başarıyı kutladığımız gibi başarısızlığı ve hayal kırıklığını da paylaşalım… Hayır, sizi istifaya davet etmiyorum… Sadece bazı açıklamalar yapmanızı bekliyorum. Sanırım yeterince dinlenip sakinleştiniz. Bize bir rapor verin. Avrupa Şampiyonası’ndan önce Milli Takım’daki düşüşü neden göremedik? Herhangi bir test ya da ölçümleme yaptınız mı? Bazı futbolcuları hiç oynatmadan başarısız çocuklarda ısrar etmeniz doğru mu yanlış mı? Sizin kararlarınızdaki temel dayanak nedir? Bunları anlayalım. Emre Belözoğlu’nun yardımcılığı sizin talebiniz mi, yoksa size “tavsiye” mi edildi? Eylül’de başlayacak Dünya Kupası elemelerine nasıl bir programla hazırlanacaksınız? Yoksa bize küstünüz mü? Bilelim.
Ali Koç
Sayın Başkan, Fenerbahçe’ye teknik direktör arayışınızı “yabancı” diye çerçeveye aldınız. O sınırların içinde kalıp sürekli vadeyi uzatıyorsunuz? Yoksa Godot’yu mu bekliyorsunuz? Evet, herkesin bir kurtarıcısı vardır da… Sizinki kim, ne zaman gelecek, nasıl başaracak? Hazır mısınız, hazırlanıyor musunuz? Godot kim, öğrenelim.
Oğuz Çetin, Rüştü Reçber
TFF’deki göreviniz Genç Milli Takımlar ve Futbol Gelişim Direktörlüğü Koordinatörlüğü. Bu görevlerin bir de TFF-UEFA bağlantısı var. Neler yapıyorsunuz? Bize politikanızı, Avrupa Şampiyonası’nda dikkatinizi çeken teknik konuları, organizasyonlarınızı anlatır mısınız? Pro Lisans kurs ücretlerini 7.500 liradan 30 bin liraya yükseltmeniz talepleri azaltmak için mi? Daha adil bir çözüm bulamaz mısınız?
Lewandowski, Ronaldo, Mbappe
Üçünüzün de değerini, yeteneklerini, emeğini ve adanmışlıkla harcadığınız enerjiyi biliyoruz. Polonya, Portekiz ve Fransa’nın gururu, tüm futbolseverlerin keyifle izlediği büyük maceranın kahramanlarıydınız. Hayat böyle… Masal değil gerçekleri izliyoruz. Bazen kahramanlar da yeniliyor işte… Üzüntünüzü paylaşıyor hak ettiğiniz biçimde sizleri alkışlıyoruz.