Bir eksik, bir fazla. Anlaşılmaz bir Beşiktaş formatı bu. Önder Karaveli, Teixeira ile çift santrfora dönüyor… Amaç Batshuayi’ye yardım etmek, beşli Malatyaspor savunması içinde gol ve golcü sıkıntısına çözüm bulmak.
Peki bulabildi mi? Hayır.
Attığı gol sayısını, penaltıları filan bir yana bırakırsanız, Batshuayi maç içinde kaçırdıklarıyla şaşkınlık yaratıyor… Evet, iyi niyetli. Zaman zaman savunma rolleri de üstleniyor ama rakip ceza alanında hiç de çabuk değil, etkin vuruşlar da yapamıyor. Onun için sevgili Feyyaz Uçar “muhasır” (kuşatmacı) bir hücum oyuncusu deyimini kullanıyor… Haftalardır verimsiz kalan bu kimlik, dün nihayet onca kaçan fırsata rağmen yine de işe yarıyor. Teixeira’nın golüne yaptığı asist alkışlanacak düzeyde. Kale ağzındaki Teixeira ise, kulakları çınlasın Şifo Mehmet’i anımsatan bir hareketle golünü atıyor. Anımsayalım o da göğsünü ayak olarak kullanırdı. Batshuayi belki de asisti sayesinde oyunda kalıyor. Teixeira golünden beş dakika sonra yerini Güven Yalçın’a bırakıyor.
Oyuna bakarsak… İki takım da ilk yarıda top bölgesinde çoğalarak “kalabalık” bir maç sergiliyor… Malatyaspor, çook eskilerden bir manzara anımsatıyor: 1-9-1… Bunun açılımı, 5-4-1… Cezalı Sumudika, anlaşılan o ki yardımcısı Cristian Petre’ye “mutlak savunma” talimatı vermiş.
Beşiktaş o kalabalıkta golü bulmakta zorlanıyor. Öylesine gözü kara bir hücum tutkusu ki bu, zaman zaman Mounir ve Hafez, Dicko ve Mustafa ile çok hızlı çıkıp gol fırsatları yakalıyor. Onlardan biri de Mustafa’nın direkten dönen vuruşu…
İyi başlayıp golü ancak ikinci yarıda bulan Beşiktaş tabeladaki değişiklikle oyunun akışını da etkiliyor. Malatyaspor oyuna daha çok ortak oluyor. Adem ve Tetteh’in oyuna girişi golü çağıran hamleler. Necip’in Tetteh’e müdahalesi penaltı. Adem Büyük de bu ligin iyi atıcılarından. O beraberlik her iki takımı da daha çılgın ataklara yöneltiyor. Emirhan’dan sonra Vida’nın şutu da direkten dönüyor.
Bu sonuç iki takım için de yeterli değil… İkisinin de fazlasına ihtiyacı var. Beşiktaş, haftalardır süren arızaların bedelini ödüyor… İlk golü atıp öne geçtikten sonra ikinciyi bir türlü atamıyor. Yanlış anlaşılmasın, geride yaslandığı falan yok. Elbette hücum ediyorlar. Pozisyonlara da giriyorlar ama, Batshuayi asistten fazlasını üretemiyor. Güven Yalçın ve Emirhan İlkhan, baştan oyunda olurlar mıydı? Biraz zor karar. İkinci yarılarda, özellikle son yarım saatlerde Beşiktaş’ın fiziksel tükenişi sezonun en büyük sıkıntısı. O nedenle Karaveli böyle bir zaman ayarı yapmış olabilir.. Bir de şu var: Karaveli Montero ve Serdar gibi iki stoper dururken son iki maçta neden Necip tercihi yaptı? Evet, Necip her zaman hazır bir oyuncu… Penaltıya rağmen kötü oynadığı da söylenemez ama sol ayaklı Montero ile çabuk Serdar’a da güvenip Necip’i belki de en iyi yedek olarak yanında oturtabilirdi. Bu eleştirileri yaparken Önder Karaveli’nin idman performanslarını dikkate aldığını da unutmayalım. Kenan belki de böyle bir kriterle oyuna başladı. Ancak verimli olamadı. Orada oynaması beklenen Larin ise iyi zamanlarını yaşamıyor. Geçen yıl Dorukhan’la yaşanan pazarlık ve kopuş süreci sanki Larin’le devam eder gibi. Larin güven vermiyor. Yönetimle Kanadalı oyuncu arasındaki menajerin bu ortama olumlu katkısı beklenemez mi? Biraz zor.
Karaveli kariyerinin en zor sınavlarından birini veriyor. Vizyonu, emeği ve kararları elbette saygıyı hak ediyor. İşi çok zor.Çünkü en az üç ay önce sorduğum sorunun yanıtını bulmuş durumdayım. Beşiktaş doğru ve yeterli antrenmanlar yapmamış. Bu güçsüzlüğün başka açıklaması olabilir mi?