Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, üç yıldır şampiyonluk projeleri hazırlayıp uygulamaya geçiyor. Bütçeyi zorlayarak, sponsor bulup destek sağlayarak önemli transferler yapıyor… Hemen her yıl yeni bir teknik heyet oluşturuyor. Ama üç yıl içinde gördük ki yol kazaları, arızalar ve hesapta olmayan kayıplarla projeler ortada kalıyor. Keskin dönüşlü operasyonlar birbirini izliyor.
Önce Aykut Kocaman’ı bir ay el altında bekletti Ali Koç. Sonra kafasındaki proje için düğmeye basıp Comolli ve Cocu deneyimine girişti. Olmadı. Erwin Koeman’la devam etti. Devrenin bitimine 2 maç kala önce ilgilenmediklerini açıkladıkları son şampiyonluğun (2014) mimarı Ersun Yanal’la U dönüşü yaparak anlaştılar. Ersun Hoca da arızalarla dolu kadroyu oynatamayacağını geç fark edip zaman kaybetti. İstifa etti. Ona Trabzon’daki Kupa maçını emanet ettiler. Sezonu Tahir Karapınar’la bitirdiler.
Emre Belözoğlu Erol Bulut projesi de sezon sonu yaklaşırken operasyona takıldı. Hocayı gönderdiler. Ama şunu unutmamak gerekiyor. Hocayı gönderdikleri sezonun son maçına çıktığında, öyle veya böyle, üç şampiyon adayından biriydi Fenerbahçe.
Daha önce de yazdım. Fenerbahçe nihayet omurga oluşturacağı bir adama, Emre Belözoğlu, 6-7 nokta transferle toparlayacağı iyi bir kadroya sahip. Bu omurga şansını harcamamalı. Futbol Direktörü Emre Belözoğlu ile yatay entegrasyonda görev alacak usta bir hocayı işbaşına getirmeli. Ali Koç kararları çok bekletmeden alır ve hayata geçirirse, projeye ısrarla sahip çıkar tüm gücüyle desteklerse Fenerbahçe herkesin özlediği konuma gelebilir, hedefe ulaşabilir.
Sırası gelmişken, kırgın ve kızgın göndermelerle “Artık oyunu kuralına göre oynayacağız” mesajının kimseye yararı yoktur. Artık aklın yolunda oynamak en iyisidir.
Yapılması gereken belirsizlik ortamında zaman kaybetmek değil, alınması gereken kararları alıp düğmeye basmaktır.
Galatasaray, Fatih Terim’le arızalara, kopukluklara rağmen 20 yıllık bir başarı sürecini yaşattı taraftarlarına. Bakın Sergen Yalçın, Beşiktaş’ta ilk yılında başarıyı yakaladı. Emre Belözoğlu da Fenerbahçe’nin başarılarında bir sembol olabilir. Beş büyük endüstriyel ligin üçünde oynamış, uluslararası futbolda tanınan bilinen, onlarla aynı dili konuşan futbol adamı olarak Emre Belözoğlu’ndan vazgeçmemelidir Fenerbahçe.
Hayal kırıklıklarıyla yaşanan süreci noktalayıp öncelikle akıl yolundan hedefe yönelmelidir. O usta hocayı buluncaya kadar gecikmek, pahalı kayıplara neden olabilir!
Üç değerli kitap
Antik Olimpiyat Oyunlarında sadece erkekler çıplak halleriyle yarışır, defne ya da zeytin dalından örme zafer taçlarıyla ödüllendirilirdi. Olimpiyat kadınlara yasaktı.
25-30 yıl önce İngilizce bir kaynaktan öğrendiğim bir hikayeyi anlatırdım hep…
Günün birinde erkek kıyafetiyle tribündeki seyirciler arasından ayağa kalkan bir kadın, başını açarak “Oğlum, oğlum.. Şampiyon oldun. İyi ki doğurdum” diye hayatı pahasına zafer kutlaması yapmış. Cezası ölüm. Sonrasını bilmiyorum.
Doç. Dr. Tolga Şinoforoğlu Kütahya Dumlupınar Üniversitesi’nden yola çıkıp antik dünyayı turlamış. Binlerce belge, fotoğraf ve bilgiyi derleyip Antik Olimpiyat’ı yazmış… Okurken.. Aaa… O kadının adını da öğrendim: Kallipateira… Boksör oğlu Peisirodos’un eğitmeni olarak çitlerle ayrılmış bir alanda duruyormuş. Çiti aşıp oğlunu kucaklamaya koşarken düşmüş ve kıyafeti açılınca anlaşılmış ki kadındır. Hayır ölüm cezası uygulanmamış. Babası, kocası, iki oğlu da şampiyon olan kadına hoşgörü göstermişler…
Şinoforoğlu’nun öteki kitabı da Selim Sıırı Tarcan ve İsveç Jimnastiği. Belgeler, fotoğraflar ve bilgilerle dolu Abüyük bir hazine…
Elimden düşmeyen son kitabı da Mehmet Şenol dostum yazmış. İddia ediyorum: Türk sporunda bu kadar ciddiyetle ve tarihçi derinliğiyle yazılmış belki bir- iki kitap vardır… Gayriresmi Futbol Tarihi (Mundi Yayınları). Okuyun ve eski bildiklerinizin aslını öğrenin.
Mehmet Sepil.. Yorgun ve kırgın
Göztepe Başkanı Mehmet Sepil, görevinden istifa etti. Dernek başkanı değil, şirketin sahibi olarak görevlerini icra kurulu yönetecek. Sepil’i Amerika’da buldum.
Telefonda konuşurken, yorgun ve kırgın olduğu ses tonundan anlaşılıyordu:
“- Doğup büyüdüğüm, yaşadığım şehre değer katmak istedim. Bunun imkansız olduğunu gördüm. Beşiktaş Başkanı Ahmet Nur Çebi ve Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, çok değerli ve beyefendi insanlar. Ama son demeçlerini yadırgadım. Oyunu kuralına göre oynamak ne demek, anlamadım. Futbolun daha iyi iklimlere ihtiyacı var. Gördüm ki bu sirkte benim yerim yok. Bıraktım”
Mehmet Sepil, Göztepe için harcadığı parayı İzmir’in 17 ilçesine fabrika kurarak fazlasıyla kazanabileceğini anlatıyor. Belediyeden, şehirdeki sanayi kuruluşlarından, büyük markalardan, siyasetçilerden destek alamadıklarını söylüyor. Futbol dünyasında bazen hayatın zorlaştığını öne sürüyor, “Şimdi yeni yatırımcılar gelir mi? Bilmiyorum” diyor.
Bildiğim kadarıyla İstanbul Yönetim Forumu adıyla yatırımlara hazırlanan bir grup var. Göztepe hisselerine talip olabilir. Başkana kulübün borçlarını sordum: “Günlük, haftalık harcamalardan oluşan 10-15 milyon lira borcumuz var. Pırıl pırıl bir stadımız ve çok iyi bir kadromuz var. Batık değiliz. Cazibe yaratan bir şirketiz!”
Sepil’le konuşurken Halil Akbunar’ı da merak ettim, anlattı: “Bütünüyle, ligde 40 maç oynayan tek oyuncu. Bizim için çok değerli. Uzun süreli bir sözleşme isteyebilir. Sembolümüz, yaparız. Ama gelir de, bırak, derse mecburen bırakırız!”
HUGO RODALLEGA
Kolombiyalı emektar golcü, Denizlispor’un makus talihine ortak oldu. Ama attığı goller, futbol bilgisi ve yetenekleriyle herkesin saygısını kazanan bir oyuncu o. Yaşı 36…
Manisa Futbol Kulübü’yle anlaştığını duydum. Buradan açık açık yazıyorum: Geçen sezon Fenerbahçe’de bir Rodallega yoktu. Beşiktaş’ta da yedekten gelebilecek bir Rodallega averaja değil puan farkına imza atabilirdi. Göreceksiniz, yeni sezonda yeni hikayeler yazacak Rodallega.