Futbolumuzun iki devi kargaşalı bir sezon geçiriyorlar. Fenerbahçe aradığı antrenörü bir türlü bulamadı, İsmail Kartal’ı yuvaya çağırıp “geçici görev” verdi. Galatasaray, Fatih Terim’i ayıplı biçimde gönderdikten hemen sonra, önceden anlaştığı Torrent’e iş başı yaptırdı. İşler yine de istedikleri gibi ilerlemiyor. Fenerbahçe Kupa’dan elenince aradığı teselliyi Giresun’da buldu. Futbolcular yenik düştükleri halde skora da oyuna da isyan edercesine reaksiyon gösterdiler. Belki de ilk defa “takım” kimliğiyle mücadele ederek, yardımlaşarak, peş peşe iki gol çıkararak üç puanı sökercesine aldılar. Bu ateşi yakan meş’aleyi İsmail Kartal’ın tuttuğunu düşünüyorum. Altay’ın dönüşü, Pelkas’ın katılımı, Valencia’nın ve tüm takımın kalpten oyunu hem kulübe, hem de camiaya nefes aldırdı.Galatasaray’da ise Kayserispor’la 1-1 berabere kalmaları, “maç kazanamama” sürecinin devam ettiğini gösterdi. Futbolcularda bir tepkisizlik, olan bitene çaresizce rıza gösterme hali gözledik. İyi başladıkları maçları hep puan kayıplarıyla bitirdiler. Elbette tüm takım ve hepsinden önce de Torrent’in başarısızlığı bu. Ancak sezonu ikinci hocayı da göndererek tam bir kaos içinde sonlandırmanın hiç de yararı yoktur. Böyle yaparlarsa, futbolcuların tamamı “Bu hocalarla bu kadar. Yanlış oynatıldık, motivasyonumuz da fiziğimiz de düştü” diyebilirler. Böyle bir düşünce başarısızlığın devamı demektir. Torrent ve futbolculara gereken moral takviyesi yapılıp işin ciddiyeti bir kez daha anlatılmalı. Bu öykü kötü biterse, Elmas yönetimi iflas etmiş sayılır!
Kalk ayağa Arda
Galatasaray’ın badireden kurtulması için gereken bir hamle de Arda Turan’ın sorumlu bir takım kaptanı ve usta oyuncu olarak oyuna katılmasıdır. Kalk ayağa Arda… Zengin ve karmaşık kariyerinin parlak bir sayfasını da takımınla birlikte yaz… Var gücünle çalış, formunu yakala, hizmete koş, oyna. Unutma sahadakilerden hiç birinin Galatasaraylılık aidiyeti seninkinden büyük değil.
Zeki ve Valencia
Giresunspor - Fenerbahçe maçının en önemli görüntüleri atılan goller, tartışmalı pozisyonlar filan değildi. O maçta, benzerine kolay rastlayamayacağınız bir şey oldu. Maçın ikili mücadelelerle düğümlendiği bir anda, Giresunsporlu Zeki Yavru ile Fenerbahçeli Enner Valencia birbirlerine adeta kenetlendiler. İşte o anda Valencia gülerek rakibi Zeki’ye sarıldı. Sonrasında oyun durdu… İki futbolcu yeniden sarıldılar. Kavga etselerdi, günlerce manşetler okur, programlarda tartışırdık.BeIN Sports paylaşmadı bu görüntüleri… Üç dakikalık özetlere sığdıramadı... Yazık oldu.
Radyoda yüzme dersleri
Spor tarihinde hep yeni keşiflerle ufkumuzu açan Doç.Dr. Tolga Sinoforoğlu dostumuz, 1934-35 yıllarında İstanbul radyosundan verilen beden eğitimi derslerine ulaşmış… Başöğretmen yine Selim Sırrı Tarcan. Ancak Tarcan 1935’de milletvekili seçilince dersleri kızı Azade almış… Kadınlar ve erkeklerde ayrı ayrı haftada iki gün radyodan beden eğitimi dersleri büyük ilgi görmüş. Dahası da var. Azade Tarcan, gelen istekler üzerine yine radyoda yüzme dersleri de vermiş. Hikmet Feridun (Es) Akşam gazetesindeki röportajında Azade Tarcan’ın “Büyükadalı” bir aileye mikrofondan yüzmeyi nasıl öğrettiğini de yazmış. Tolga Sinoforoğlu, ezberlerle yetinmeyen bir bilim insanı… Uzun ve yorucu bir çalışma ile uygulamayı gün ışığına çıkarmış. Hazırladığı makale bilimsel spor dergisi The International Journal of the History of Sports’da yayınlanmış. Erken Cumhuriyet döneminde Radyodan Beden Eğitimi Dersleri… Teşekkürler Tolga… Işığınla yürümeye devam!