Galatasaray’ın 21 şampiyonluğu, 2 milyar 883 milyar lira borcu var.
İkisi de Galatasaray’ın büyüklüğünü (!) gösteriyor. Futbol takımının başarısı büyüdükçe, karşılığında ödenmesi gereken bedeller de büyüyor. Borç - alacak farkının 1 milyar 163 milyar lira olduğunu hatırlatarak hem şampiyonluklarını kutlayalım, hem de kolaylıklar dileyelim.
Şampiyonluk coşkusu, hafta sonunda yerini kongre telaşına bırakacak. Tıpkı Süper Lig’deki gibi dörtlü bir mücadele söz konusu. Mustafa Cengiz, Dursun Özbek, Ali Fatinoğlu ve Ozan Korkut, başkanlık için yarışacaklar.
Mustafa Cengiz, UEFA ile ilişkileri düzeltme ve cezasız karar yolunda ilerlerken, şampiyonluk başarısını da bagajına yerleştirip genel kurulun huzuruna çıkacak. Önceki başkan Dursun Özbek ise bugünkü şampiyonluğun harcını karan, Terim’i göreve getiren kararlarıyla başarıdaki payını hatırlatarak dört ay aradan sonra yeniden göreve dönmek için oy toplamaya çalışacak. Ali Fatinoğlu için Adnan Öztürk adına yarışa katılacağı söyleniyor. Öztürk’ün başkanlığa ayıracak zamanı olmadığından aynı listede buluşarak böyle bir karar almışlar... İlginç! Ozan Korkut da kareyi tamamlıyor. Bu yarışın Mustafa Cengiz- Dursun Özbek biçiminde bir final yapacağını düşünüyorum. Kimin kazanacağına gelince... Cengiz’in listesindeki Abdurrahim Albayrak terazide ağır basabilir.
Kongre süreci demişken, gereksiz bir sürtüşmeye de kayıt düşelim... Efendim Divan Başkanı Eşref Hamamcıoğlu, bir duyuru ile Sait Halim Paşa yalısında düzenlenecek panele dört başkan adayının da katılmasını istemiş. O panelin Galatasaray TV’den yayınlanacağını da duyurmuş. Çeşitli mazeretler nedeniyle umduğu katılımı sağlayamamış. Panel sürtüşmeye dönüşmüş. Hamamcıoğlu, Divan Kurulu’nu en yüksek organ olarak gösterip katılım için bir tür “emir kipi” kullanmış. Başkan Mustafa Cengiz karşı çıkarak en büyük yetkinin genel kurula ait olduğunu hatırlatmış. Komik bir durum... Her neyse... Cengiz ve Özbek panele katılmadılar dün. Fatinoğlu ve Ozan Korkut katılarak görüşlerini G.Saray TV’den duyurma şansı yakaladılar.
Cumartesi günü toplanacak kongrede delegeler projeleri, planları ve programları dikkatle ölçmek- tartmak durumunda. Özbek yönetiminin UEFA’ya verilen sözleri tutmadığı bildiriliyor. Mustafa Cengiz ise hazırladığı sunum ile UEFA’yı ikna etmeye çalışmış. UEFA’nın finansal fair-play’le ilgili kararı merakla bekleniyor. Cengiz, Şampiyonlar Ligi’nden men gibi bir kararın çıkmayacağını umuyor. Biz de öyle olmasını dileyelim.
Galatasaray’ın bir - iki takviye ile Şampiyonlar Ligi’nde başarıyla oynayıp gruptan çıkacağını ümit ediyorum. Asıl mesele 2 milyara yaklaşan reel borç... Bu borcu ödemek, Şampiyonlar Ligi’ni kazanmak kadar zor.
Umalım, günün birinde ikisi de gerçekleşsin!
Güneş-Kocaman
Şenol Hoca, Vodafone’daki Sivasspor maçından sonra basın toplantısında yine inceden dokundurmalar yaptı; “Biliyorsunuz, hakemler hep Beşiktaş’ı tutuyordu. Ligin en iyi oynayan takımı bizdik. En iyi kadro da bizdeydi. Böylece dördüncü olduk. Demek ki ben hatalıyım” dedi. Devamındaki sözleri de ilginçti: “Bana kimse nasılsın, geçmiş olsun demedi, yanıma gelmedi. Ama başımdan kan akıp akmadığını sorguladılar.”
Anlaşıldı ki Aykut Kocaman’ın sezon boyunca Beşiktaş’ın önünün açıldığı iddialarıyla birlikte dile getirdiği sözler, polemikler Şenol Güneş’i incitmiş.
Anlayacağınız, vazo kırılmış.. Değer mi hiç!
Güya UEFA
UEFA’nın finansal fair play uygulamalarını çok önemsiyorum.
Futboldan elde edilen gelirlerin futbola harcanmasını, transfer harcamaları ve maaş ödemelerinin gelirleri aşmamasını amaçlayan mali disiplin uygulamaları bunlar. Kara paranın da futbola akmasını önlemeye çalışıyorlar.
Bizdeki denetim yetersizliği ve hoşgörünün yarattığı sorunlara bakarsak, UEFA’nın FFP politikasını “son çare” olarak görmek mümkün. Buraya kadar hepsi olumlu.
Bundan sonrası meçhul... Örneğin Manchester City, geçtiğimiz sezon transfere 777 milyon Pound harcadı. Neymar’ın 198 milyonluk rekor transferini gerçekleştiren Paris Saint Germen de toplam 712 milyon Pound harcama yaptı. Bu çılgınlıklara karşı “güya” duyarlı davranıp bir iki defa ortaya “homurdanmakla” yetinen UEFA, sıra bizim kulüplere gelince acımasız ve anlayışsız davranabiliyor. Yoksa yanılıyor muyum?
SIRADAN BİR BAŞARI
Hiç kimse başlığı okuyup Fenerbahçe’nin Final Four başarısını küçümsediğimi sanmasın.
Hayır, benim için çok büyük bir başarı bu... Fenerbahçe dördüncü kez Final Four’a katıldı. Üç kez final oynadı. İki ikincilik, 1 şampiyonluk... Başarıyı eşsiz tarih sayfalarına mucize bir olay olarak yazmaktansa böylesine istatistiğe dönüştürüp tekrarlayarak sıradanlaştırmak, çok daha büyük bir başarıdır.
Teşekkürler Fenerbahçe.. Sayın Yıldırım, Sayın Obradovic... Ahmet, Vesely, Datome, Dixon - Muhammed, Wanamaker, Melli, Sloukas... Hepinize saygılar. Türk Hava Yolları ve de Doğuş...
Fatih Hocam, bu filmi gördün mü?
Yıl sonu, mezuniyet balosu. Bütün delikanlılar, sınıfın en güzel kızlarına yazılırlar. Sonra okul müdürü baloda en güzel, en popüler kıza kavalyelik yapacak delikanlıyı ilan eder. Ötekiler sınıfın en sessiz, en sıradan kızlarıyla eşleşmiştir. Müdür, hayret yaratan eşleşmeyi “Kur’ayı kızlar çekti” diye açıklar. Ötekiler mezuniyet balosuna gitmezler.
Hocam, böyle bir film gördün mü? Hiç düşünme, böyle bir film henüz çekilmedi.
Ama birgün çekilirse hiç merak etme başrol kesinlikle senin!