Attila Gökçe

Attila Gökçe

agokce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

İğne üstünde oturarak bir maç izledik. Bizim işimiz vardı, oynayanlarla bir derdimiz yoktu. Ama Galatasaray ve Gençlerbirliği taraftarları bıçak sırtında, soluk soluğa, bazen de solukları kesilerek garip bir oyunun tanığı oldular.
Ümit Özat, hayatının belki de en savunmacı rolünü üstlenip takımını beşli savunma, orta alanda savunmaya özen gösteren dörtlü bir grup ve ileride Deniz ile başladı.
Galatasaray ise Fernando, Selçuk, Feghouli, Rodrigues ve Belhanda ile hücum boruları çalıyordu. Golü bu kadar arayıp bu kadar uzağında durmak ligin lideri için hiç de yakışmayacak bir görüntüydü. Fatih Terim ilk yarıda Gomis’in ayağından tek şut atamayan, Selçuk’un uzaktan iki denemesiyle gol arayan takımının savunmada da sıkıntılı olduğunu gördü. Nasıl sıkılmasın? Manu’nun getirdiği topla Muslera’yı geçen Deniz Yılmaz’ın öyle bir düşüşü var ki, Cim-Bom’u o anda mucize kurtardı.
Zaten Fatih hoca ile mucizenin biraraya geldiğini sık sık görüyorduk. Bu da gerçekten onlardan biriydi. Galatasaray kanatlardan ve orta alandan etkinlik yaratamayınca umudunu Belhanda’ya bağladı. Ama ne gezer? Belhanda rüzgara tutulmuş mum alevi gibi hiç bir şekilde oyunu açamadı, aydınlatamadı ve hayal kırıklığının kahramanları arasına katıldı.
Şimdi oturup Fatih Terim’in kararlarına bakalım: 55’te Belhanda’yı çıkarıp Eren Derdiyok’u, 69’da Rodrigues’i çıkarıp Sinan Gümüş’ü oyuna sokarak her türlü riski göze alıp sonucu fikslemek istiyordu. Artık taktik falan hak getire... İlle de strateji... Yani hedef oyunu... Bu oyun Galatasaray adına daha sıkıntılı daha baskılı ama daha telaşeli bir gösteriye dönüştü.
Başa baş, dişe diş
Gençlerbirliği de Terim’in bir anlamda panik yaratan uygulamalarına karşı Ahmet Oğuz ile güçlendirdiği savunmasından Deniz Yılmaz’ın yerine Scekic’i alarak oyunda hem enerjisini hem de şansını artırmak istedi. Bu nedenle maç dakikalar ilerledikçe adeta kör döğüşüne döndü. Gençler’in de Galatasaray’ın da kaçırdığı gollere insanlar diş gıcırdattı, saç baş yoldu.
Dünkü maç Galatasaray’ın unutmak istediği deplasman sıkıntılarından birine örnek olarak nitelendirilebilir. Terim’in elindeki kaliteli kadro anlaşılan o ki, sonradan Donk’un da katılmasına rağmen etkili ve üretken bir oyun oynayamadı. Gençlerbirliği ise başa baş, dişe diş mücadeleye ortak oldu.
Ümit Özat’ı kutlamak gerekiyor. 90+4’te Manu’nun getirip Alper’in attığı golle Galatasaray’ı adeta çökertti. Şunu da söylemek gerekiyor ki, maçın saha içi çözümlemesinde Ümit Özat daha başarılıydı.
Bazen dipten gelen dalga zirvedeki taşları yerinden oynatabilir. İşte, Gençlerbirliği’nin yaptığı da bu oldu.