Attila Gökçe

Attila Gökçe

agokce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Türkiye Futbol Federasyonu Sağlık Kurulu Üyesi Prof.Dr. Mete Düren,  “ Koronavirüs karşısında maalesef kulüplerimiz, yöneticilerimiz ve sporcularımız gereken duyarlılığı gösteremedi” diyor.

TFF Başkanı Nihat Özdemir’in “şimdilik” kaydıyla Süper Lig’i 12 Haziran’da başlatma kararından sonra futbolda pozitif test sonuçları beklenmedik biçimde çoğalıyor. Erzurum’dan İstanbul’a, Kasımpaşa’dan Ankaragücü’ne, oradan Beşiktaş’a kadar.

Haftalar önce “Maçlar başlasın” isteğiyle ödenecek yayın gelirini önemseyerek ısrar eden kulüp sayısı 14’tü. Şu aralar sayı 11’e düştü. Haziran yaklaştıkça mızıldanmalar başladı.

Haberin Devamı

İlk itiraz Sivas’tan, Rıza Çalımbay’dan geliyor.. Milli Takım Teknik Direktörü Şenol Güneş, Süper Lig’e “dönüş”e karşı. Erzurumspor Teknik Direktörü Mehmet Özdilek de 8’li vakadan sonra tedirgin. Beşiktaş Başkanı da enfekte olduktan sonra Süper Ligin oynanıp tamamlanmasının çok zor olduğunu söylüyor.

Mete Düren tabloyu üzülerek yorumluyor: “Tüm kulüplerimizden test yaptırmalarını, test sonuçlarını bize bildirmelerini istedik. Takımların ve futbolcuların kampa girmelerini, kendilerini izole etmelerini söyledik. Maalesef, sadece antrenmanla yetinen sonra da futbolcusunu evine gönderen kulüplerimiz var. Peki onlar gereken mesafeyi korudu mu? Hayır… Çoğu “mesafesiz” davrandı. Futbolcular, bazı teknik adamlar, idari personel derken virüs  Beşiktaş Başkanı Ahmet Nur Çebi’ye de ulaştı. Pozitifler neden çoğaldı? AVM’ler açıldı ondan mı, yoksa masaj masasından mı? Bilmiyoruz.”

Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu’nun futbola bakışı belli değil. Açıklama yapmak istemiyorlar, bu biliniyor. TFF Sağlık Kurulu da bazı önlemler için ciddi uyarılar yapıyor. Protokol hazırlayıp önlemleri sıralıyor. Ancak pandemi konusunda elde hazır bir yönetmelik yok. O nedenle kulüplerde “zorunluluk” hayata geçirilemiyor. Bazı teknik direktörler, “ Biz futbolcuyu nasıl zorlarız? Onları nasıl kilitleyeceğiz? ” diye itiraz ediyorlar. Kritik maçlar ve bazı finaller için takımı kampa alma refleksi maalesef- pandemide görülmüyor.

Haberin Devamı

Bu ahval ve şerait (haller ve koşullar) karşısında TFF yine de cesur davranıyor. Maçların 12 Haziran’da başlayacağını ilan ediyor. Başkan Nihat Özdemir, her türlü gelişmeye karşı hazırlıklı olduklarını bildiriyor.

Meseleye Fransız kalmıyor… “Ben buradayım” diyor. Bundesliga’da başlayan maçlar da cesaretini artırıyor. Süper Lig santraya gün sayıyor.

Neredesiniz Eşref Bey?
Galatasaray Başkanı Mustafa Cengiz, beyin ameliyatından sonra midesinden de çok önemli bir operasyon geçirdi. Prof.Dr.Dursun Buğra hocamızın ekibiyle birlikte saatler süren müdahalesi başarıyla sona erdi. Sağlık konusunda kimseyi eleştirmem. Kimseyle şaka yapmam. Sağlığın onurla birlikte en değerli insan hakkı olduğuna inanırım. Şu korona günlerinde hayat bize unuttuğumuz değerleri de hatırlattı. Kendi adıma, Mustafa Cengiz gibi bir adama sadece ailesinin, Galatasaray’ın değil; tümüyle Türkiye’nin ihtiyacı olduğunu anladım. Saygı, sevgi, barış ve özveri kültürünü örneklediği için… Fenerbahçe Başkanı Ali Koç’un ameliyatlardan hemen sonra hastanelere kadar gidip ziyaret ederek onu yalnız bırakmadığını gördüğüm için.Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da bizzat telefonla arayıp “Geçmiş olsun” dediğini biliyorum.Ve can sıkıntısıyla Galatasaray Divan Kurulu Başkanı Sayın Hamamcıoğlu’na soruyorum: “Neredesiniz Eşref Bey?”Bence twitter mesajı yetmez. Hastaneye kadar gidip en azından aile ile görüşmeliydi.

Haberin Devamı

Unutalım, arkadaşlar!
17 Mayıs 2000… Kopenhag Parken Stadı’nda ben de vardım. Sokaktaki taraftar kavgaları bitmiş… Galatasaray-Arsenal sahada, gözler topta.  Galatasaray, golsüz biten taktik savaşını penaltılarla kazanıyor. Taffarel’den Popescu’ya, kırmızı kart gören Hagi’den Bülent Korkmaz’a, Hasan Şaş’tan “buz adam” Ergün Pembe’ye kadar hepsinin emeği, alın teri ve becerisi var Kupa’da.

Zaferin komutanı Fatih Terim... 20. yılda kendine bir mektup yazmış Fatih Hoca, zafer maçına nasıl hazırlandığını, kaybettiği zaman nasıl hırpalanacağını anlatıyor. Çok kıymetli bir mektup bu. Gelecek kuşaklara ilham verecek bir kitap olarak sunulmalı. 

Bu büyük zaferi unutamıyoruz. Oysa hep birlikte Fatih Terim dahil, unutmamız, unutturmamız gerekirdi. O başarıyı yeni kupalarla, en azından finallerle sürdürmeliydik.  Galatasaraylılar Şampiyonlar Ligi Şampiyonluğu için de aynı heyecanı ve ihtirası yaşamalıydılar. Fenerbahçe, Beşiktaş, Trabzonspor, Başakşehir… Kulüplerimiz de o başarıyı istatistiklere dönüştürmeliydi, olmadı.

Güreşte, voleybolda, basketbolda yapabildiklerimizi futbolda gerçekleştiremedik. İstatistik oluşturabilseydik, unutabilirdik. Kayıtlara bakmamız gerekirdi.Fatih Hoca ve Galatasaray’ı alkışlayalım da… Artık yenilerin peşine koşalım. Unutalım, arkadaşlar!

 Türk Sporu 
Cumhuriyet’in en sevimli, en şımarık, en haylaz, en müsrif,  en yetenekli, en tembel, en şanslı, bazen de en becerikli çocuğudur. 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramımız kutlu olsun!

Diş macunu
Yine de bir ders var bu olayda. Bundesliga ekiplerinden Augsburg’un teknik direktörü Heiko Herlich, kamptan ayrılıp diş macunu almak için markete gittiğinden cezalı duruma düştü. Takımının 2-1 kaybettiği maçı tv’den seyretti. Peki, dersimiz nedir? A) Koronavirüs karantinası ciddiyet ister B) Diş sağlığı da en az koronavirüs kadar önemlidir. C) İkisi de seçmeli değil, zorunlu derstir.