Gaziantep FK, Beşiktaş için her zaman zor rakip… Futbolcuları çabuk, savunmayı da iyi biliyorlar, kapanmayı ve kontralara çıkmayı da. Kenarda da Sumudica gibi “fenomen” bir antrenör var. Böyle bir takıma karşı daha çabuk, daha baskılı ve daha akıllı, çözümleyici bir oyunla mücadele edebilirsiniz. Ama öyle oynamıyor Beşiktaş.
Geçen hafta Malatyaspor önündeki kadar rahat değiller. Yavaş ve etkisiz bir oyunla oyalanıyorlar. Topla oynama yüzdeniz 69’u gösteriyorsa, en azından bir - iki korner kazanmalısınız. O köşe vuruşlarını hiç (0) yapamıyor ve 2’si isabetli toplam 6 şut atıyorlar ilk yarıda. Beşiktaş’ın bir hafta önceki gibi devam eden özelliği, kaybettiği topları geri alma konusundaki ısrarı. Sert oynayan rakibine karşı ikili-üçlü sıkıştırmalarla kapıyorlar topu ama bunları kullanırken aynı ölçüde yaratıcı değiller. Dahası savunmada ve orta alanda kazandıkları topları hücumda, rakip ceza alanında çok kolay kaybediyorlar. O yüzden ne korner kazanabiliyorlar, ne de etkili kullanabilecekleri duran toplar.
Yaratıcı oyunu kuracak iki oyuncu var Beşiktaş’ta; Oğuzhan ve Dorukhan. Maalesef bekleneni veremiyorlar. Welinton’un sakatlanıp, Montero’nun savunmaya katılması takımın direncini kırıyor.
Beşiktaş’ın kanatları da yok hükmünde. Sağda Rosier ve Ghezzal hiç de varlık gösteremiyor. Solda N’Sakala, Maxim, Dicko ve Muhammet’in baskınlarına karşı nefes almadan ayakta durmaya çalışıyor. Hücumu düşünecek hali yok…
Devre biterken Gaziantep FK taç atışıyla oyuna sokuyor topu. Dicko’nun N’Sakala’yı çalımlayıp yaptığı ortayı Muhammet Demir şutla tamamlıyor. Ersin’in parmak uçlarıyla müdahalesi ve seken topa son vuran Mirallas golü atıyor. Önce ofsayt... Sonra VAR müdahalesi: Gol geçerli.
Sergen Yalçın, ikinci yarı başlarken Dorukhan ve Oğuzhan’ı alıp Mensah ve de Souza’yı oyuna sokuyor. Beşiktaş’ın yaratıcılığını ve direncini artıran bir hamle. Ama çarşı karışıyor. Kaleci Ersin Destanoğlu ile Muhammet Demir, yüksek topu kapmak için karşı karşıya geliyor.. İkisinin de ayakları tehlikeli biçimde yukarıda. Muhammet Demir düşüyor. VAR uyarısıyla Ersin’e kırmızı kart. Ama ikna edici bir karar değil bu. Yine de saygılıyız. Ersin’in oyun dışı kalması talihsiz bir durum. Yine de Rosier’in asistiyle Larin gol serisini devam ettirip skoru 1-1’e getiriyor ama 6 dakika sonra Muhammet, Vida’nın müdahalesine rağmen öne geçiriyor takımını. Sergen Hoca’nın Güven hamlesi Beşiktaş’ın baskılarını pekiştiriyor ama üretim yok. Kenan Özer’in uzatmanın uzatmasında attığı gol Beşiktaş’ın çöküşünü noktalıyor..
Skor tabelasını bir yana bırakıp oyuna bakarsak, Beşiktaş gardı çabucak düşen boksör gibi. Baskılı oyunu yaratıcı ve sistematik biçimde devam ettiremiyorlar. Yedikleri gollere karşı takımca reaksiyon gösteremiyorlar. Aksine bozuk fermuar gibi çözülüyorlar. Güçlükle, gecikmelerle oluşturulan kadro henüz oturmuş değil. Öyle olunca bireysel performans önem kazanıyor ve Aboubakar, Oğuzhan, Dorukhan gibi oyuncular durunca, Ghezzal Lens’i (!) aratınca Beşiktaş çabuk tükeniyor.
Gaziantep FK’yı kutlamak gerek. Beşiktaş’ı durdurup kazandılar. Şunu da belirtmek lazım: Oyunun 8 dakika uzamasının birincil nedeni, ev sahibi oyuncuların hemen her “ikili mücadelede” yere uzanıp yatmaları… Sporcu sağlığına saygı gösterelim. Ama teatral oyun, futbolu bozuyor. Hele hakem de bu yatmalara izin veriyorsa, oyunun akışı bozuluyor. Futbol seyircisinin canı sıkılıyor...