İlk yarıda topa sahip olma oranı 63’e 37 Beşiktaş ağırlıklı. Beşiktaş, hem topun, hem de maçın efendisi. Hele ki Cenk’in 10. dakikada harika Caner ortasına (buna asist demek gerekiyor) yaptığı kafa vuruşu tribünleri coşturmaya yetiyor. Vodafone Park’taki futbol maçı festivale dönüşüyor.
Porto’yu deplasmanda indiren Beşiktaş’ın bu maçı da ciddiye alarak kazasız-arızasız bitirmesi gerekiyor.
İlk yarıda ezici bir baskı kuruyor Beşiktaş. Ne var ki Quaresma’nın, Babel’in, Caner’in ve de Talisca’nın taşıdığı, aşırdığı toplara Cenk’in son darbeyi indirmesi adeta perdeleniyor. O perdeyi çeken adam kim? Ali Turan... Yiğidi öldür, hakkını ver. Cenk’i gölge gibi izleyerek temiz bir oyunla golden uzak tutuyor. Laf aramızda Cenk de bunun değerini bilmeli. Cumartesi günü Kadıköy’de böyle bir baskıyla karşılaşırsa hazırlıklı olmalı.
Kutlama, alkışlama, festival havasında eğlenme tamam da.. İkinci yarıya Beşiktaş alışılmamış bir tablo ile başlıyor. Topu rakibine bırakıyor.. (Yüzde 57’ye 43) Çok riskli bir “uyuma” evresi. Konyaspor Fofana (2) ve Manyama (1) ile Fabri’nin hatırını (!) soruyor. Arada kazandığı topları öne oynamadan Fabri’ye pas yapma garipliklerine de tanık oluyoruz.
Konyaspor’un topa sahip olması, topu Beşiktaş ceza alanına doğru taşıması elbette hem saha içindeki takımı, hem de kulübedeki Şenol Hoca’yı uyandırıyor. Hab-ı gaflet daha uzamıyor.
Günün fenomen oyuncusu Quaresma... Beşiktaş tribünlerinin sevgili Ricardo’su, topla her buluşmasında solo yapan bir keman virtüozu gibi bireysel göstersini yapıyor. Çalım, bir çalım daha... Kısa bir pas.. Topla yeniden buluşup gösteriye devam. Arada Konyaspor savunma setlerini kurmuş, Cenk’in önünü-arkasını gölgelemiş, sahayı da zamanı da daraltmış, ne gam! O ortaların, ön direk-arka direk fark etmiyor. Kullanışlı olmadığını, herkes görüyor... Ama yine de Quaresma bu... 66’da topla buluşup iki kişiyi peşine takarak topu adeta Konyaspor ağlarına çakması Portekizli’nin “çözülmez bilmece” olduğunu bir kez daha gösteriyor.
Oğuzhan yok... Tolgay’la Atiba var... Ne gam... İkisi de fazla zorlanmadan merkezi ele geçiriyorlar. Ancak Konyaspor’un topu ele geçirdiği anlarda ikili erken müdahale yerine geriye çekilerek topu ceza alanı önünde kazanmak istiyor. Bu geçiş oyununu anlamakta güçlük çekiyorum.
Caner, Babel, Quaresma ve Cenk bu maçın parlayan oyuncuları. Yine de haksızlık etmeyelim. Pepe-Medel uyacak gibi. Negredo ve Lens de bu takıma yakışacaklar. Fenerbahçe maçı arifesinde zaman zaman gazı kesmelerini anlayabiliriz.
Bu arada kutlamalıyım... Cenk’in Porto’ya attığı golün UEFA’da haftanın en iyisi seçilmesini... Ve Şenol Hoca’nın pantolonu, gömleği ve ceketini... Anladık bordo-mavi yakışmış (!) hocam. Tebrikler.