İlhan Cavcav’ı saygıyla anıp adına adanan sezonda her takıma, her futbolcuya, her antrenöre, her yöneticiye, hakeme (eh, biraz da bize) güzellikler ve başarılar dileyelim.
Şampiyon’un Vodafone Park’taki ilk maçı, herhalde en coşkulu açılışa sahne olacaktı.
Süper Kupa maçında yaşananlardan sonra o hayaller kırıldı. PFDK o maçın masum tarafına da 1 maç ceza verince sinirler gerildi, Tahkim’e gidildi. Ve karar “tahkim” edildi, onaylandı, güçlendirildi.
Tribünde taraftarı yoktu Beşiktaş’ın... Nedense, dünya da yerli yerinde duruyordu. Hayır, kıyamet filan da kopmadı. Başkan’ın erken tepkisi uçmuştu. Ama Süleyman Seba imzalı “Beşiktaş’ı üzmeyin” afişi kibar ve çelebice bir çağrıydı.
Her neyse... Beşiktaş, Çarşı’ya girmeden 3 puanı aldı.
Böyle keyifsiz açılış maçlarında öyle gerginlikler yaşanır ki, takım kimliği ortadan kalkar. Sürpriz puan kayıpları oluşur. Eh, o zaman da gerçekten kıyamet kopar! O yüzden Beşiktaş için sonuç, hem de çok iyidir.
Futbola gelince...
Uyumsuz, etkisiz, kaotik bir oyun oynandı... İki takım da orta alanda didişip durdu. Kanatlardan hücum denediler, olmadı. Bir yanda Eto’o, bir yanda Cenk Tosun iyi servis alamadıkları için ciddi gol pozisyonlarına giremediler. Son anda lisansı çıkarılan Talisca hevesle oynuyordu. Ama asıl hayal kırıklığını Atiba ve Oğuzhan yarattılar. Oğuzhan, oyunun merkezinde markajsız, passız, sıkıntılı bir oyun oynadı. Atiba da bir-iki hafta beklememiz gerektiğini hatırlatıyordu.
Pepe’nin Real Madrid’den getirdiği ustalığa ve attığı gole selam olsun. Beşiktaş topu kazandığı zaman akıllı hamlelerle oyun kurdu ama Süper Kupa’da yaptığı penaltı, dün de son dakikalarda rakibe kaptırdığı topla Eto’o’ya gol fırsatı sunması pahalıya mal olabilirdi. Onun için de beklememiz gerekecek... Hele bir Medel gelsin de!
Caner Erkin ve Cenk Tosun’u beğendim. Beşiktaş orta alanını pek beğenmedim.
Cüneyt Çakır verdiği penaltıyla eleştirilebilir. Cenk Tosun’a müdahale, bana göre değil, kurala göre penaltı mıydı acaba? Bilen beri gelsin!