Attila Gökçe

Attila Gökçe

agokce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Zamanlardan bir zaman, ülkelerden birinde...
Ahali ölüm haberlerini çan sesleriyle alırmış.. Çan bir kez çaldı mı halktan birinin, iki kez çaldığında eşraftan birinin öldüğü anlaşılırmış. Üç kez çalan çan, saraydan önemli bir bürokratın öldüğüne delalet edermiş. Dördüncü çan sadece bir kişinin ölümüne özel olarak çalarmış : Kral!
Günün birinde çanlar çalmaya başlamış... Halk dördüncü çanda kralın ölüm haberiyle (!) sarsılırken, hemen ardından gelen beşinci çan sesi herkesi şaşırtmış...
Kraldan da büyük biri... Acaba ölen kim ?
Şehir meydanına koşmuşlar. Adamın biri çatıda beş kez üst üste çan çalıyor. “Söyle, demişler merakla, beş kez çan çaldın, ölen kim ola?”
Adam bir davada mahkemenin aleyhine karar verdiğini anlatarak , “Adalet öldü, adalet!” demiş.
Bildiğim, tanıdığım Şenol Güneş, Kayserispor (2-0) maçından sonra doğal bir “koreografi” ile taraftarın ve futbolcularının kendisine sahip çıkmasından mutlu, tribünlere üçlü çektirmekten gururlu olarak katıldığı basın toplantısında “ 5 çanın çaldığını adaletin öldüğünü düşünüyorum” demiş. Öyküyü bilmiyordum, merak edip öğrendim.
Futbol dünyamızda çanın beş kez çaldığını ve adaletin öldüğünü söyleyen biri varsa... Bu kişi de ömrünün 50 yılını futbola adamışsa... Milli Takım’ı Dünya Kupası’na götürüp 3.lük başarısını elde etmişse... Beşiktaş’ı iki kez üst üste şampiyon yapıp, Şampiyonlar Ligi’nde gruptan yenilgisiz liderlikle çıkmayı başaran bir takımı yönetmişse... Trabzonspor’a, Bursaspor’a hizmet edip çalıştığı hemen her futbolcuyu yıldıza dönüştürme çabasını göstermişse...
O adamın adı Şenol Güneş’se... Biraz durup düşünmek gerekir.
Şenol Güneş elbette TFF Yönetim Kurulu’nun, PFDK’nın, Tahkim’in kararlarını kastetmiyor. Onun isyanı, meslektaşı tarafından başına aldığı darbeyi abartılı biçimde büyütmekle eleştirilmesine. Bazı akıllı (!) yorumcuların statla hastane arasındaki yolu ölçerek vardıkları garip hükümlere dayanıyor. Kamuoyunda kişiliğinin zımparalanmasına itiraz ediyor. Bunun haksızlık olduğunu söylüyor. Kurulların ceza kararları yanlış, haksız ya da sarsıcı olabilir. Ama kamuoyunda estirilen rüzgarlarla savrulmak daha acıdır.
Daha da acısı medyada Şenol Güneş’in Beşiktaş’taki görevini bırakacağı, yerine Sergen Yalçın dahil bir çok adayın düşünüldüğü haberi. Bu haberlerin kesin bir dayanağı yok. Ama öyle bir kamuoyu oluşuyor ki aklına, analizine güvendiğim bazı arkadaşlar “ Şenol Hoca misyonunu tamamladı. artık heyecan vermiyor. Yeni sezonda yeni bir hoca!” demekten kendilerini alamıyorlar.
Bu hesaba göre sağlıklar dilediğim Sir Alex Ferguson, 26 yıl süreyle Manchester United’ı bir buzul çağına sokup uyutrmuş oluyor. Mourinho’nun yarattığı heyecan daha mı büyük, daha mı renkli?
Her neyse...
Beşiktaş - Kayserispor maçının bitişiyle birlikte yola çıktım. O nedenle maç sonrası oluşan duygusal sahneleri bölük - pörçük, parça parça izledim.
Smudica Beşiktaş seyircisini selamlayıp gittikten sonra Beşiktaş takımı tribünleri alkışladı.. Tribünler de Şenol Güneş’i... Sonra futbolcular bir daire oluşturup Şenol Güneş’i ortaya aldılar. Hoca üçlü çektirdi. Kaptan Necip Uysal ve Quaresma da tribünlere teşekkür için üçlüyü tekrarladı. Bir çok oyuncunun gözleri yaşardı. Adriano resmen ağlıyordu. İşte o yüzden Şenol Güneş, “ Bir yıl daha sözleşmem var. Bu kadar sevginin olduğu yerde kendimden kaynaklı ayrılık olmaz” dedi.
Muhteşem maç sonu tablolarının “zorunlu” reklamlarla kesintisi beIN SPORTS’daki yayını elbette etkiledi.
Ama daha da üzücü olanı, sevgili Şansal Büyüka’nın stüdyodaki programına “Beşiktaş- Kayserispor maçının golleriyle başlayalım” diyerek girmesi.
Yapma be Şansal. Günün olayı goller mi, maç sonrası üçlüler mi? Sen de hangisi olduğunu biliyorsun... Her neyse canın sağ olsun!

Haberin Devamı

Talisca... Talisca

Haberin Devamı

Beşiktaş’ın “kiralık kahramanı” Talisca, acele çözüm bekleyen sorunlar oluşturuyor. Yönetim, 31 Mayıs’a kadar 21 milyon Euro’yu öderse, Benfica kulübün fiat yükseltme, nazlanma şansı yok.
Asıl nazlanan Talisca... Bir türlü “he” demiyor, diyemiyor... Beşiktaş’tan ayrılıp daha yüksek ücretlerle başka bir kulübe gidebilir. Ya da Benfica’da kalabilir.
Talisca Beşiktaş’tan yıllık 1,5 milyon Euro alıyor. Ama Beşiktaş’a maliyeti 4 milyon Euro. Bunun 2,5 milyonu Benfca’ya gidiyor.
Beşiktaşlı yöneticiler önce transferi karşılayacak 21 milyonu bulmanın planlarını - hesaplarını yapıyor. Hovardalıktan kaçınıyorlar. Sonrasında da Talisca’nın gönlünü yapmak gerekiyor . Zor hesap, zor!

Haberin Devamı

Papa Francesco, Real Madrid’e dua (mı) ediyor?

Norveçli eski futbolcu Jan Age Fjortoft, attığı tweet ile sosyal medyayı salladı. Tarihe not düşmek için öyküyü buraya alıyorum.
Yıl 1981: İngiltere veliaht prensi Charles’la Diana evlendi. Liverpool Real Madrid’i 1-0 yenerek Şampiyon Kulüpler Kupası’nı kazandı. 13 Mayıs’ta Mehmet Ali Ağca Papa II. Jean Paul’ü vurdu. Papa ölümle burun buruna geldi.
Yıl 2005 : Prens Charles bu defa C.Parker Bowles ile evlendi. Liverpool - Milan İstanbul’daki Şampiyonlar Ligi finalinde karşılaştılar. Liverpool penaltı atışlarıyla şampiyon oldu. Papa II.Jean Paul, 84 yaşında öldü.
Yıl 2018 : Prens Harry Meghan Markle ile 19 Mayıs’ta evlenecek. Liverpool ve Real Madrid 26 Mayıs’ta Şampiyonlar Ligi finali oynayacak.
Söyleyin , Papa Francesco Real Madrid’in kazanması için dua etmesin de ne yapsın!

Mutlu gecemiz

Ailemizin ortancası Nilüfer’i Sapanca’da dostlarımızın katıldığı güzel bir düğünle dünya evine uğurladık. Damadım Hakan Güleç amatör futbolcu. Nişanlılık evresinde “Baba çok güzel bir gol attım, herkes alkışladı” dedi. Peki maçın sonucu? 3-1 kaybetmişler. Oğlum sen ne oynuyorsun ? “Stoper, baba”... Kızdım tabii... Önce yedikleri üç golün hesabını versin, sonra sıra attığı gole gelsin. Eşim Nermin ve ben dünürümüz Zuhal - Emrullah Güleç çiftiyle iyi bir anlaşma yaptık. Onların bir kızı bizim de bir oğlumuz oldu. Bu arada ikiz torunlarım Nisa ve Esma da nikah şahitliği yaptılar. Vay bee... Elimize doğdular, büyüdüler, ehliyet aldılar, üniversitede ilk yıllarını tamamladılar. Mutluyuz... Böbürlenmiyorum ama, yine de koltuklarım kabarıyor!

Çanlar 5 kez çalınca