MHK Başkanı Yusuf Namoğlu susuyor... Federasyon’un başı ağrıyor. Herkes hakemler için konuşuyor. Teknik adamlar, futbolcular, yöneticiler ve bizler... Yani medya.
Bulmuşuz ya günah keçilerini... Vur abasıza!
Hakemlerin sık sık hata yaparak, akıl almaz kararlar vererek, önemli kararlarda yardımcıların uyarısını bekleyerek bugüne kadar alıştığımız yanlışların da ötesine geçmesi, temelde farklı nedenlere dayanıyor.
O nedenlerden en önemlisi, hakemlerin “fazlasıyla” profesyonelleşmesi olarak gösteriliyor. MHK tarafından profesyonel olarak kadroya alınan hakemler, ayda 20 bin TL fiks maaş alıyor. Bunun yanı sıra yönettikleri her maç için kendilerine ödenen para da 10 bin TL. Bu hesaba göre sabit maaşını alan bir hakem, ayda 2 maç yönetirse geliri 40 bin liraya yükseliyor.
Cumhurbaşkanı’nın 39 bin 71 lira maaş aldığı bir ülkede, 40 bin liralık aylık gelir, hiç de fena değildir.
Orta ölçekli bir işletmede genel müdür maaşı! Tam da çocukların heveslenip sevecekleri bir iş!
Böyle bir gelir için profesyonellik öncesi yaptıkları işi terk eden, mesleğini bırakan hakemler var. Ve onlar statülerini kaybetmek istemiyorlar. Göreve devam etmek için kurallara göre değil, maalesef çıkarlarına göre hareket etmek gereği duyuyorlar. Açık, seçik, kesin ve net kararları veremiyorlar ama, bazen de çok radikal kararlara imza atabiliyorlar.
Böyle bir olasılığa kapı açan gerçekler de var... Merkez Hakem Kurulu, ligin ikinci yarısındaki 3 haftada 27 maçı 11 hakemle yönetmiş. MHK’nın Süper Lig hakem sayısı 22... Yarısı üst üste maaş ve primlerle evine giderken, öteki yarısı evde bekliyor. (Evde oturanın maaşı 20 bin TL de fena değil ama, niye otursunlar ki!)
Hakemlik camiasında sıkça söylenen bir söz var: “Adaletsiz davranandan adalet beklenemez!” MHK’nın bu sözlere kulak vermesi gerekiyor.
Bir de şu var: Hakem kararlarıyla ilgili şikayetler yayılıp yükseldikçe yanlışlar azalmıyor, artıyor. Ligin 20. haftasında öyle hakem hataları gördük ki iş farklı noktalara gitti. Sanki hakemlerimiz sessiz bir isyan halindeydi... Maçın kontroluna özen göstermediler. Sorumluluğu dördüncü hakemlere, yardımcılarına attılar. Sanki “İnceldiği yerden kopsun” der gibi bir halleri vardı.
Öyle ise, vah bize...Vah hakemlerimize!
NAMOĞLU NOTU: Kırk yıllık dostum Yusuf Namoğlu’nu ne zaman arasam, konuşurum. Ama son konuşmamızda laflar yuvarlandı ve bana söylenenler başkalarına söylenmemiş oldu. Her neyse MHK Sayın Başkanı bir açıklama yapmayı arzu ederse, ben hazırım.
Futbolda iş kazaları
Geçen hafta oynanan maçlara “iş kazaları” da damga vurdu.
Bursaspor-Beşiktaş maçında Negredo’nun ev sahibi takımın baskın atağı sırasında sol ayağıyla kornere atmak istediği top Fabri’nin koruduğu kaleye girdi.
Burada Negredo’nun kusurundan değil, talihsizliğinden söz edilebilir. Zaten savunmaya yardım etmeye çalışan bir çok forvet oyuncusu bu tür arızalar çıkarabilir.
Fenerbahçe - Gençlerbirliği maçında Nabil Dirar’ın -görmeden - kalecisi Volkan’a attığı top, boş kaleye girdi ve gol oldu. Gençlerbirliği’nin ikinci golünde Mehmet Topal’ın Negredo gibi sol ayağıyla uzaklaştırmaya çalıştığı top Milinkoviç’in şutuyla ağlara gitti.
Neyse... Negredo ve Dirar, hatalarını attıkları gollerle unutturmaya çalıştılar, teselli buldular.
Sivasspor - Galatasaray maçında yeni sol bek Nagatomo Muslera’ya geri pas attı. Düzgün bir vuruşla topu ileri atması gereken Muslera dış vuruşa özenince kornere neden oldu. Oradan da N’Dinga’nın golü geldi.
Emre Belözoğlu’na gelince... Son yıllarda durulma - demlenme dönemine giren Başakşehir’in lider futbolcusu Konya’daki maçın uzatmasında (94.48) üstüste iki sarı kartla kendini dışarıda buldu. Fenerbahçe maçında cezalı duruma düştü.
Kimileri bu işte “şeytani” bir kasıt arıyor, olaya pislik karıştırmaya çalışıyor.
Hadi oradan. Bu da bir iş kazası!
UEFA’dan VAR’a rest
UEFA Başkanı Alexander Ceferin, bazı konularda düzeltme yapılmadığı takdirde yeni sorunlara yol açacağı için Video Assistant Referee (VAR) sistemini uygulamayacaklarını açıkladı.
2018 Dünya Kupası’ndan sonra Avrupa’da başlayacak Şampiyonlar Ligi ve Uluslar Ligi maçlarında uygulamayı durduracaklarını ve FIFA ile bazı konularda uzlaşmaları gerektiğini söyledi.
Ceferin’in bu sözlerine karşılık bizim MHK da her hafta “çevrimdışı” VAR uygulamasında görevlendirilen hakemleri açıklıyor. Dertsiz (!) başa yeni bir dert!