Attila Gökçe

Attila Gökçe

agokce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Sporun “tek taş” yüzüğüdür şampiyonluk… Bir tanedir. Bir grubun ya da kümenin içine sokamaz, her hesaba dahil edemezsiniz… Solo bir zafer, tek başına kazanılmış bir yarış ve “Benim” diyen bir haykırıştır.
Galatasaray, Ankara deplasmanında sahaya sadece 11 kişiyle çıkmadı. Onbir oyuncu görünen kısmıydı. Görünmeyen ama hissedilen kalabalıklığı vardı aslında… 1959’dan beri süregelen büyük macerada 22 şampiyonlukla açık ara önde koşmanın tecrübesini gururunu, öz güvenini de taşıyorlardı. Turgay Şeren’le, Metin Oktay’la Gündüz Kılıç ve Fatih Terim’le yazılan tarihin yeni sayfalarını imzalıyorlardı.
Bu şampiyonklukla Nef Stadı’nda oynanacak yılın son derbisi de gerilimden, stresten, didişmeden ve çatışmadan soyutlanmış olacak. Centilmence karşılıklı saygıya dayalı bir kapanış derbisi bekliyoruz.
Tabii, sezonun en iyi takımı olmanın yanı sıra bir de “muhteşem” golcüsü vardı Galatasaray’ın: Mauro İcardi. Adam her pozisyona her koşula göre en uygun yerde vaziyet alıyor gereğini yapıyordu.
Dün rekor kırarak üst üste attığı 7. ve 8. golleri, hem O’nu oynatan takımın hem de kendi bireysel kalitesinin ürünüydü. Sağından Rashica’nın solundan Kerem’in attığı 2 topa ayağıyla ve kafasıyla akıllı dokunuşlarla golleri sabırsızlıkla bekleyenlerin ateşini alıverdi..
Maçın bütününe de bakalım… Şampiyon takım sağdan soldan ortadan ataklarla hücum organizasyonları yaparken, topa sahip olan taraftı ama, onların yarısı kadar top kullanan Ankaragücü de çok çabuk gol pozisyonlarına giriyordu. Muslera, Abdülkerim ve Nelsson ev sahibinin ataklarıyla uğraşırken yağmur altında buram buram terlemiş olmalılar. Bekler bu baskıdan o kadar etkilenmediler. Oyunu iki yönlü oynuyorlardı. Özellikle Boey’in sağ kanattaki atakları göz dolduruyordu.
Ankaragücü üçlü savunmasının önünde dörtlü bir orta alan oluşturmuştu. Diack, Djakanoviç, Taylan ve Hasan Ali ile hem savaştılar, hem de gol pozisyonları ürettiler. 7 ve 39’da atılan İcardi gollerine arada Taylan’ın asistiyle Milson’dan (16’) bir sayı ile maçın heyecan katsayısını yükselttiler. Tolunay Kafkas’ın takımı “konu mankeni” değil, şampiyona meydan okuyan bir rolün sahibiydi dün. Çok değerli konuklarına karşı aynı değer ve kaliteyle iyi bir ev sahipliği sergilediler. 73’de gelen Barış Alper Yılmaz golü maçın stresini ortadan kaldırdı. Ankaragücü’nün maça ortak olma gayretleri tükendi. O dakikadan sonra konukların düğünü başladı. Bir çiçek de Oliveira’dan geldi.
Ayrıntılarla yazıyı uzatmak istemiyorum. Dün sadece bir maç değil, sezonun ödülünü kazandı Galatasaray. Hak edilmiş galibiyetler ve uzun soluklu serilerle her takıma güçlerini gösterdiler. Galatasaraylı futbolcular yerli-yabancı tek bir bütün olarak aynı havayı soluyup, aynı özgüvenle koşarak maraton ipini göğüslediler. Bu başarıda elbette Başkan Dursun Özbek ve Başkan Vekili Erden Timur’un takımı oluşturmada, finanse etmede önemli katkıları var. Peki bu güzel pastayı hazırlayan usta kimdi? Elbette Okan Buruk ve yardımcıları…
İcardi çileğiyle, Muslera mayasıyla Kerem aklıyla Toreira ve Oliveira sosuyla hep birlikte öyle tatlı bir zafer kazandılar ki… Ellerine, ayaklarına, emeklerine sağlık!