Kadıköy’deki Fenerbahçe deplasmanından üç puanın neşesi ve cakasıyla dönen, attığı gollerle gösteri yapan Beşiktaş, kendi sahası Vodafone’da Kasımpaşa’yı beklendiği gibi coşkuyla karşılayamadı. Yine de titiz bir dikkat ve kontrolla sergilenen uyumlu bir oyun söz konusuydu. Devre biterken golü buldular, ikinci yarıda farkı artırdılar. Ve davul çalar gibi gürültüyle cümle aleme ilan ettiler: Artık onlar da şampiyon adayı.
Evet, tribünler boştu. Ama Beşiktaşlı futbolcularda da beklenmedik bir enerji boşalması vardı adeta… Moral üstünlük ve özgüvenle Kasımpaşa karşısında o rüzgarı devam ettirmek, dakikalar ilerledikçe coşkuya dönüştürmek gerekirdi. Olmadı. Kasımpaşa da temposuz, bol top kayıplarıyla şekillenen oyuna ortak oldu. İki taraf da kazandıkları toplarla çok çabuk rakip kaleye yöneliyor ama daha ceza yayına ayak basmadan kalabalık savunma içinde şut atamadan geri dönüyordu.
Beşiktaş açısından belki de 50 dakikasını 10 kişiyle oynadıkları Fenerbahçe maçının yorgunluğu söz konusu olabilirdi. Kasımpaşa’ya ne buyrulur? Onlar da aynı hallerdeydi. Ağır aksak, etkisiz.
Beşiktaş’ta N’Koudou, maçın ilk dakikalarında soldan çapraz bir şutla ilk gol denemesine girişti, sonuç alamadı. Sonrasında Atiba, Mensah, Dorukhan, Ghezzal ve N’Koudou ile yüklenmeye devam etti Beşiktaş… Aboubakar o baskılı oyunda sık sık topla buluşuyor, ancak ikili sıkıştırmalarla şut atmaya dahi fırsat bulamıyordu.
Sıkıntılı oyun karşılıklı yoklamalarla sürerken, ilk yarının uzatma dakikalarında Aboubakar’la tablo değişti. Solda Sadiku’yu kolay geçen Kamerunlu, ceza alanına girip sol çaprazdan topu şutladı. Kaleci Ramazan uzandı, sadece çelebildi topu. Orada da Mensah koşarak tamamladı. Soyunma odasına skor önceliğiyle girdi Beşiktaş. Ama yine de Sergen Yalçın’ın futbolcularına soğuk presle bir şeyler anlatması, oyunu değiştirmesi bekleniyordu.
Öyle de oldu… Temposu yükseldi Beşiktaş’ın… Savunması, orta alanı, forvetleriyle yüklenmeye başladı siyah-beyazlılar. Oyun önce pres gösterisine, sonra da gol şova dönüştü. Sergen Yalçın gollerin devamı için fazla beklemedi.. Önce Ghezzal’ın sağdan ortaladığı topu iyi izleyen Atiba attı golünü, sonrasında da Rosier’in ortasına kafayla dokunan Aboubakar’ın golü geldi. Beşiktaş, farkı açmış, sıfır (0) olan averajını da nihayet pozitife (+3) çevirmişti. İki golde de Ghezzal ve Rosier’in attığı toplar basit ortalar değil, harika asistlerdi.
55. dakikada Hadergjonaj’ın N’Koudou’ya arkadan sert müdahalesi, Bahattin Şimşek’in doğrudan kırmızı kartını getirdi. Beşiktaş’ın farkı açmasında rakibin 10 kişi kalması da rol oynadı kuşkusuz.
Sergen Hoca, 4 değişiklikle takımındaki oyunculara zaman ve fırsat verirken, aynı zamanda bazı oyuncularının yorgunluğunu da aldı.
Ama asıl önemli olan şu: Sezon başında kırık transfer arayışları ve gecikmelerle kadro oluşturan siyah-beyazlılar, haftalar ilerledikçe kişiliklerine uygun bir kimlik de kazanmaya başladı. Dünkü maç, seriyi ilk kez üçlerken Beşiktaş’ı zirve takımları arasındaki şampiyon adaylarından biri haline getirdi. Sanırım, artık kimse yadırganmaz bu gerçeği. Beşiktaş gözünü kararttı. Hedef koşusuna geçti, bu takımdan korkulur.