Skor tabelası yerinde dursun… Orada 3-3 yazıyor... Ama gerçeği söylemeliyim size: Dört dörtlük bir maç oldu. Çok iyi oldu. Yılın bu zamanında liglerin ilk haftaları oynanırken bu oyuna da, gollere de şapka çıkarılır. Bravo çocuklar!
Alışılmışın dışında “Draxler ve arkadaşları”ndan oluşan Almanya kadrosu, bir yandan gölgede kalanları, öte yandan yakın geleceğin oyuncularını göz önüne getiriyordu.
Bizim takıma gelince… Dünkü kadroda Burak Yılmaz, Hakan Çalhanoğlu gibi “aslar” yoktu ama yine de Almanlar’a göre aslımıza daha yakın bir on birle başladık.
Gerçekten hatasıyla- becerisiyle iyi oynadı çocuklar… Orta alanda ve ileri uçta oyun kurup hücum fırsatları yaratmaya çalıştılar. Savunma anlamında eski maçlarına oranla biraz daha durgundular. Nazım Sangare, Hasan Ali, Kaan ve Merih’in dirençli bir oyun çıkardığını, ancak topu savurarak oynadıkları için dönen topları yine Almanlar’a bıraktıklarını söylemeliyiz. Almanlar’ın attığı iki golde de kaptırılan ve “kullanılamayan” toplar söz konusuydu.
Ozan, Okay ve Emre Kılınç’tan oluşan orta alan ikili mücadele, top kapma konusunda iyiydi. Ancak bu toplarla çabuk hücum düzenleyemediler. 36.dakikada Ozan Tufan’ın kazandığı topla direkt çıkışını gördük. Alman rakipleri arkadan kovalarken, arkadaşları Enes, Yusuf ve diğerleri durarak onu seyrediyordu. Hiç biri Ozan’a kendini göstermedi, koşmadı… Ozan topu kaybetti. Herhalde resmi maçlarda olmaması gereken bir durum. Ama aynı Ozan’ın yine ortadan direkt çıkışla dört Alman futbolcunun arasından attığı şutla tabelaya yazdığı gol ayakta alkışlanmalı. İşte Ozan’ın yıllardır tükenmeyen cevheri. Zaten maçın en iyi oyuncusuydu bence. Takdir etmek gerek. Göreceksiniz Ozan sezona damgasını vuracak.
Milli Takım’ın 2-1 geriye düşmesi çocukları sarsmadı… Maçın baştan beri etkin oyuncusu Efecan, orta alandan kaptığı topu çok şık bir vuruşla ağlara attı.
Cengiz ve Kenan, tam zamanında oyuna katıldılar… Almanlar yedikleri her golden sonra tempoyu yükseltiyordu. O tempoya ayak uydurdu bizimkiler. Üçüncüyü önleyemedik ama, Ozan Kabak’tan Ozan Tufan’a, Cengiz Ünder, Dorukhan Toköz ve Abdülkadir Ömür’den Kenan Karaman’a… Her defasında ayağa kalkıp sonunda üçüncü golü de (Kenan) atıp son sözü söylediler.
Milli Takım’ın “kolektif” bir kimliği ve kişiliği var. Kolay pes etmiyorlar, sinmiyorlar. Vazgeçmiyorlar... Hatalarına rağmen özgüvenlerini kaybetmiyorlar. Sanırım bu hava beş büyük endüstriyel ligde bizim lejyonerlerin kazandığı deneyimlerle rüzgara dönüşüyor. Rusya maçı elbet daha zor olacak. Ama merak etmeyin onlar savaşacaklar.